Ahmet KÜLAHÇI / Fotoğraf: Arşiv
Oluşturulma Tarihi: Kasım 25, 2020 09:38
Hollanda’nın Leiden kentindeki Visser’t Hooft Lisesi’nde geçen hafta din dersinde, öğrencilerden ‘Din özgürlüğü ve İslam’ konulu bir makale yazmaları istendi. Bu makalede, “İnsanlar neden bu kadar çok şiddet üreten bir dine inanır?”, “İnanç özgürlüğü terör saldırısında bulunan Müslümanlar için ne anlama geliyor?”, “Neden bu kadar çok Müslüman terörist var?” sorularına yanıtların yer alması da.
TÜRKİYE’de olduğu gibi Avrupa’daki Türk toplumu da yıllardır kim tarafından girişilirse girişilsin, terör saldırılarını kınamakta, hatta lanetlemekte ve “Teröristin dini, imanı, etnik kökeni, ırkı, milliyeti olmaz” demektedir.
Böyle olduğu halde, özellikle son yıllarda radikaller tarafından girişilen terör saldırıları nedeniyle Avrupa ülkelerinde yaşayan Müslümanlara adete ‘öcü’ gözüyle bakılmaktadır.
Müslümanlar, başta aşırı sağcılar ve sağ popülistler olmak üzere çeşitli çevreler tarafından töhmet altında bırakılmaktadır.
Hem de başka dinden olanlar terörist olmazmış gibi.
Hollanda’daki lisede öğrencilere böyle bir ödev verenler başta olmak üzere, tüm Avrupalılara şunu sormak isterim.
*
‘IRA’ kısa adıyla tanınan ve Kuzey İrlanda’nın Birleşik Krallık’tan (İngiltere) koparılarak İrlanda Cumhuriyeti ile birlikte bağımsız bir devlet kurulması için yıllarca terör saldırılarında bulunan ‘İrlanda Cumhuriyet Ordusu’ teröristleri, 1969-1997 yılları arasında 1800’e yakın insanı katletti.
Kimse bu teröristlerin dininden bahsetmedi.
2005 yılında silahlarını tamamen bıraktıklarını ilan eden IRA teröristleri de mi Müslümandı?
Tabii ki hayır.
IRA teröristleri Hıristiyandı.
Katolikti, Protestandı.
*
‘ETA’ kısa adıyla tanınan ‘Bask Yurdu ve Özgürlük’ teröristleri İspanya’da bağımsız bir Bask Devleti kurmak için yıllarca terör eylemlerine giriştiler.
Bebek, çocuk, kadın, erkek, genç, yaşlı demeden, bombalı ve silahlı terör saldırılarında suçsuz günahsız en ez 829 insanın canını aldılar.
1959 yılında kurulan ve 2017 yılında silahlarını bırakan ETA teröristleri de mi Müslümandı?
ETA koyu Katolik bir terör örgütü ve ETA teröristleri de koyu Katolikti.
*
‘RAF’ kısa adıyla tanınan aşırı solcu ‘Kızıl Ordu Fraksiyonu’ teröristleri, Almanya’da sistemi değiştirmek için yıllarca terör havası estirdi ve aralarında politikacı, banka yöneticisi, ekonomi menajerinin de bulunduğu birçok insanı katlettiler.
RAF teröristleri, 1968-1998 yılları arasında 34 kişinin canını aldılar.
Aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütü teröristleri, Almanya’da 8 Türk, bir Yunan ve bir Alman kadın polisi öldürdüler.
Bu yıl şubat ayında Almanya’nın Hanau kentinde ırkçı bir Alman terörist, 4’ü Türk göçmen kökenli 9 insanı katletti.
RAF, NSU teröristleri, Hanau’lu terörist de mi Müslümandı?
Tabii ki hayır.
Aralarında ateistlerin (Tanrı tanımaz) de bulunduğu RAF teröristlerinin çoğu ve diğerleri de Katolikti, Protestandı.
*
Kızıl Tugaylar (Brigate Rosse) İtalya’da Marksist bir terör örgütüydü.
Hedef, silahlı mücadele yokuyla devrimci bir İtalya yaratmak ve ülkeyi Batı Bloğu’ndan koparmaktı.
1978 yılında dönemin İtalya Başbakanı Aldo Moro’yu kaçırıp öldürdüler.
Terör eylemlerini daha sonraki yıllarda da sürdürüp 1970-1980 yılları arasında çoğu yargıç, politikacı, yüksek düzeyde yönetici olmak üzere 78 kişiyi katlettiler.
‘Kızıl Tugaylar’ teröristleri de mi Müslümandı.
Halkın yüzde 80’inden fazlası koyu Katolik olan İtalya’daki terör örgütü ‘Kızıl Tugaylar’ teröristleri de koyu Katolikti.
‘ASALA’ kısa adıyla tanınan ‘Ermenistan’ın Kurtuluşu İçin Ermeni Gizli Ordusu’ teröristleri, 1975-1994 yılları arasında çoğu Türklere dönük olmak üzere 21 ülkede bombalı ve silahlı terör eyleminde bulundular.
Bu saldırılarda aralarında dönemin Türkiye’nin Viyana Büyükelçisi Daniş Tunalıgil ile 40’ın üzerinde diplomatımız ve aile bireylerinin de bulunduğu 58’i Türk vatandaşı 77 kişi yaşamını yitirdi.
‘ASALA’ teröristleri de mi Müslümandı?
‘ASALA’ teröristlerinin çoğu Hıristiyanlık etkili Ermeni Apostolik Kilisesi’ne mensup Gregoryen mezhebindendi.
Aralarında Katolikler, Protestanlar da vardı.
*
Avrupalılar bu teröristlerin de terör örgütü yandaşlarının da dinlerini hiçbir zaman gündeme getirmediler.
Sorgulamadılar da.
Ama nedense radikal teröristler tarafından girişilen saldırılara paralel olarak onların dinini, yani Müslümanlığı yüksek sesle telaffuz etmeye ve ön plana çıkarmaya başladılar.
Bu yaklaşım, barış içinde birlikte yaşam için ciddi bir tehdit ve tehlikedir.