Güncelleme Tarihi:
Genç yaştan itibaren, 'Adalet, eşitlik gibi konularda şiirler yazan İsmet Koyun bir de roman yazdı. Yazar amcasının yardımı ile kitabını baskıya hazırladı.
Ancak yayın evinin kitaptan, 'Sadece bin 500 Mark kazanabilirsin' sözleri üzerine edebiyat ile karnını doyuramayacağını anlayarak kendisini tamamen bilgisayar öğrenimine verdi. Öğrenciliği sırasında bilisayar alım satımı ile uğraşırken Kobil firmasını kurdu. Yanında araştırma ve geliştirme alanında 60 kişiye iş imkanı sağlayan Koyun, patentli ürünlerinin yapımında binlerce kişiye iş imkanı sağlıyor. Kendisine, 'Çalış, bağımsız ol ve dürüst kal' sözlerini prensip haline getirdiğini belirten bilim adamı Koyun, "Ürünlerimiz dünyada bir numara. Büyük bankalarla çalışıyoruz. İstesem firmamı dünyanın her hangi bir yerinde yeniden kurabilirim. Almanya'da, buraya olan gönül borcumdan dolayı kalıyorum. Günde 20 saat çalışarak bu hale geldik. Yanımda çalışkan, becerikli gençlere iş imkanı vermek istiyorum. İş hayatımdaki başarımın nedeni dünya görüşümü iş hayatıma yansıtabilmemden kaynaklanıyor. Prensibim, 'Sızlanma çalış, çalış, bağımsız kal, dürüst kal. Ne ekersen onu biçersin" diyor. İsmet Koyun 2006 yılında Atılımcı İşadamı ödülünü kazandı. Bill Gates, 'İnternet'de güvenlik' konusunda Kobil ürünlerini dünyaya örnek gösterdi. Borsa ve hisse senetlerine hiç aldırış etmediğini belirten İsmet Koyun ile Worms'da bulunan firmasında sohbet ettik.
İSMET Koyun Almanya'nın Worms kentinde KOBİL şirketinin sahibi. İnternette güvenlik konularında çalışmaları ile dünya çapında tanındı. Yanında 60 kişiye iş imkanı sağlayan ve bilgisayar sektöründe sahibi olduğu patentli ürünlerle dünya çapında yaklaşık 10 bin kişiye iş imkanı veren İsmet Koyun Ankara'da bir memur babanın oğlu. 18 yaşında öğrenim amacıyla Almanya'ya yazar amcasının yanına gelen İsmet Koyun aslında şair ve yazar olmayı arzuladı. Ancak bu sektörde karnını doyuramayacağını anlayınca bilgisayar sektörüne yöneldi. İnternette güvenlik üzerine geliştirdiği sistemlerle dikkatleri üzerine çekti. Geçtiğimiz yıl 20 milyon Euro ciro yapan şirketine yeni hedef olarak yıllık 100 milyon ciro koyan Koyun, "Bütün kazancımı araştırma ve geliştirmeye yatırıyorum. Bizim paramız yok. Bu yüzden güçlü olduk, güçlüyüz" diyen İsmet Koyun ile Worms'da firmasına konuk olduk.
İsmet Koyun Worms'ta çok tanınan bir isim. Yirmi iki yıllık ürününüz olan firmanızın ondan fazla patentli ürünü var.
Yanınızda üstün yetenekli 60 kişiye iş imkanı tanıyorsunuz. Önümüzdeki aylarda ABD, İsviçre gibi ülkelerde yatırım yapacaksınız. Buna rağmen Almanya genelinde Türk İşadamları Dernekleri arasında adınıza rastlamıyoruz. Sizi tanımak isteriz.
"Ben Çorumlu bir ailenin oğluyum. Babam Ankara'da memurdu. Dar gelirli, memur çocuğuyum. 1978 yılında Almanya'da Kara Ormanlar Bölgesi'nde yaşayan yazar amcam Haydar Koyunoğlu'nun yanına öğrenim amacıyla geldim. Kesinlikle çalışmak amacıyla Almanya'ya gelmedim. Gençliğimden bugüne felsefe, şiir ve edebiyatla ilgilendim. Bilgisayar sektörüne tatlı bir tesadüf ile girdim. Almanya'ya geldiğimde tek kelime Almancam yoktu. Öğrendim. Türk iadamları derneğinde ismime rastlamamanız doğal. Katılmıyorum artık. Masa başında önemli kararlarda etkili olabilecek yapıya gelinceye kadar bir derneğe üye olmaya niyetim yok. Daha önce oldu. Ancak çalışma tarzları benim çalışma tarzlarıma uymadığı için ayrıldım."
Bilgisayar sektörüne girmeden önce kitap çalışmanız oldu. Ancak sonuçta bilgisayar sektörüne yöneldiniz. Şu an dünya çapında başarılı tanınan bir konuma geldiniz. Bunu anlatır mısınız?
"Şiir benim çocukluk yaşlarımdan itibaren tutkum. 14 yaşında yazdığım şiir benim bir nevi hayat felsefemi ortaya koyuyor. Şiirde, 'Hazır ekmek olmadığını bilelim. Bağımsız olalım, birlik olalım' diye yazdım. Almanya'ya yazar, şair amcamın yanına gelince yazma isteğim daha da büyüdü. Üniversiteye yazılmıştım. Yazdığım kitap baskıya hazırlandı. Yayın evine, 'Ben bu işten ne kazanırım' diye sordum. Bana, 'Bin bin 500 Mark kazanırsın' diye cevap verince şaşkına döndüm. Bu para ile geçinmem mümkün değildi. Maddi bağımsızlık ise benim olmazsa olmazlarım arasındaydı. Amcama, 'Ben en iyisi okuluma konsantre olayım' dedim. Böylelikle bilgisayar alanında ticarete geçtim".
Nasıl bir ticarete girdiniz?
"Üniversitede bir arkadaş bilgisayar satmaya kalkışmış. 100 sipariş almasına rağmen nakit sıkıntısı nedeniyle bilgisayarları sahiplerine ulaştıramamış. Ona, 'Gel bu işi birlikte yapalım' teklifinde bulundum. Bankanın yolunu tuttum. Bankadakiler kredi talebime gülüp geçtiler. Bir arkadaş hesabındaki parayı benim hesabıma havale etti. Böylelikle başlangıç sermayesini elde ettim. 40 Mark borç sermaye ile işe başladım. Bu vesile ile Kobil'i kurdum. İki üç yıl bu işi yaptım"
Sonra?
"Bilgisayar mühendisliği okuyordum. Ticaret bana yetmedi. Araştırmak, geliştirmek istiyordum. Kazandığım paraları, bugün de olduğu gibi araştırmaya ve geliştirmeye yatırdım. Dünyada ilk hızlı BUS sistemini geliştirdim. Yine dünyada ilk defa elde, uzaktan kumanda ile çalışan yazar kasa sistemini geliştirdim. Bu sistem ile garsonlar masa başında aldıkları siparişleri doğrudan yazar kasaya aktardıkları gibi, masada müşterinin banka kartıyla ödeme yapmalarını sağlandı. Yaklaşık 10 patentimiz oldu. Ancak sonra patentin pek işe yaramadığını, patenti korumanın son derece güç olduğunu öğrendim".
Bugün sadece Kobil bünyesinde 60 kişiye iş imkanı veriyorsunuz. Cironus geçtiğimiz yıl 20 milyon Euro.Çin'de binlerce insan sizin sayenizde iş imkanı buluyor. Buna rağmen mütevazi bir hayatınız var.
"Benim param yok. İnsanlar ciroyu kar sanıyor. Param yok, olmayacak da. Biz her yıl geliştirme ve araştırmaya üç dört milyon Euro yatırım yapıyoruz. Araştırma ve geliştirmede 60 kişi çalışıyor. Dünyada ses getireceksen böyle çalışacaksın. Amaç sadece kar olsa, bugün farklı bir yerde olurduk. Aradığım şey sadece maddi bağımsızlık değil. Kalıcı olmak, ses duyurmak önemli"
Çalışma masanızda açık duran, 'Felsefenin temel ilkleri' dikkat çekiyor.
"Felsefeye düşkünüm. Zaman buldukça bu kitabı okurum. Felsefi düşünce insanın hareketini belirler. Aslında Türk kültüründe felsefenin temel ilkeleri atasözlerimiz ile tamamen yerleşmiş durumda. Örneğin sık sık kullanılan, 'Ne ekerse onu biçersin' sözü. Hayatına hırs ekersen hırs büyür. Sadece para ekersen paran büyür. İnsanın kalbini bir bahçeye benzetilmesi çok isabetli bir yaklaşım. Bahçe bu, her sabah istemediğin otlar da büyüyor. İş işten geçmeden zararlı, kötü otları yok etmezsen bu otlar bahçeni ele geçirir. İnsanın doğası gereği yetişen bu zararlı otları zamanında yok edersen, elersen geriye çalışmak, sevgi, dinginlik kalır. Buda mutluluk getirir. Her meslek gurubu için bu örnek güzel bir örnek. Sonuçta mesleği icra eden insandır. Kısacası, 'Zamanında bahçende yetişen pislikleri yok etmezsen, bahçe elden gider.' Ancak gerçeği de unutmamak gerekir. Sadece sevgiyi büyütmek yetmiyor. Ben bir memur çocuğuyum. Dar gelirli bir aileden geliyorum. Amcam benim için çok önemli bir örnek. Amcam aydın bir insandı. Çok sayıda kitap okumuş, okuduklarını benimsemiş özümsemiş bir insandı. Ancak yeterli derecede maddi gücü olmadığı için çevresi ona hak ettiği saygınlığı göstermedi. Yine çok zengin insanlarla tanışıyorum. Bol paraları var. Fakat paraları dışında boş insanlar. Ben çocukluğumdan bu yana ekonomik bağımsızlık, güç ve saygınlığı bir yere koymaya çalıştım. Amcam gibi bilge, zenginler kadar da maddi yönden güçlü olmak istedim. Ancak bu şekilde etkili olabileceğime inandım. Bu benim için çok önemli. Para insanı kötü yönde değiştirmemeli. İnsanlığını koruyamadıktan sonra maddi güç elde etmişsiniz bir şeye yaramaz"
Öğrenci olarak beş parasız geldiğiniz bir ülkede, üstelik 21. yy'ın en önemli sektörü olan biligisayar sektöründe söz sahibi oldunuz. Bilgisayarın gurusu olarak anılan Bill Gates bile sizden övgüyle bahsetti. Siz değişmemeyi başarabildiniz mi?
"İşlerimin yoğunluğu nedeniyle Türkiye'de arkadaşlarımla uzun yıllar bir araya gelememiştim. Bundan birkaç yıl önce o arkadaşlarla bir araya gelme fırsatım oldu. Saatlerce birlikte olduktan sonra bir arkadaşım enseme vurarak bana, 'Sen gittin, okudun, başarılı oldun. Ancak hiç değişmemişsin' dedi. Bu sözleri benim için altın değerindeydi. İnsana özgü güzel duyguları korumaya çalıştım. Paranın beni olumsuz yönde etkilememesi için çaba sarf ettim. Bu konuda başarılı olduğuma da inanıyorum. Böyle kalması için de gayret ediyor, her sabah bahçemde yetişen çirkin ve zararlı otları temizlemeyi ihmal etmemeye özen gösteriyorum. İnsan kalabilmek en büyük zenginlik"
Bill Gates sizin sisteminizden övgü ile bahsetti. Bize bu konu hakkında bilgi verir misiniz?
"2005 yılında Münih kentinde bilgisayar dünyasının önde gelenlerinin davet edildiği, 'Almanya internet sisteminizde güvenli mi? Güvenlik sorunları ve çözümleri' konulu bir toplantı düzenlendi. Bende davet edildim. Gidip yerime oturdum. Sektörün guruları oradaydı. Ancak en önemli konuk Bill Gates' di. Onun yapacağı konuşma heyecanla bekleniyordu. Sonunda geldi ve kürsüde yerini aldı. Konumasına başladı. Gates, 'İnternet daha emekleme aşamasında. Yeterli derecede yararlanamıyoruz. İnternet de en büyük sorun güvenlik' dedi. Ve tam o sırada duvara bizim ürünün yer aldığı bir slayt yansıdı. Bill Gates konuşmasına, 'Bu sorunu şimdiye kadar en iyi şekilde iki şirket çözdü. Bunlardan biri Kobil firmasının mIDentity ürünü' diye konuşunca gururdan adeta dört köşe oldum. Böyle bir konuşmayı beklemiyordum. Ürünümüzü sektörün en önde gideni bile örenmiş, üstelik övgüyle söz ediyordu. 20 yıllık çalışmanın ürününü o an aldığımızı anladım"
Ürünün sırrı nedir?
"mIDentity bizim çocuğumuz. Bu ürün için şimdiye kadar 10 milyon Euro yatırım yaptık. Deutsche Bank, Telekom gibi önemli bir şirket bu yüksek teknoloji ürünümüzü kullanıyor. Bu ürünle dünyanın her hangi bir yerinden bilgisarınıza, sisteminize girebilirsiniz. Yanınızda diz bilgisayarı taşımak yok. Stiker büyüklü