Güncelleme Tarihi:
TUĞÇE Albayrak olayı hepimizi derinden etkiledi. 23 yaşındaki Tuğçe, Giessen Üniversitesi'nde Alman dili ve etik okuyordu. Okulu bitirince öğretmen olacaktı. Tuğçe, piyano çalıyordu, eğitimli, modern, genç ve güzeldi. Önünde hayal ve hedeflerle dolu upuzun bir yaşam vardı.
SAHİP ÇIKTI
Tuğçe'nin acı kaderi Almanya'yı sarstı. Tuğçe Almanya'da sivil cesaretin simgesi oldu. Sadece Türk medyası ve kamuoyu değil, Alman medyası ve kamuoyu da Tuğçe'ye sahip çıktı. Kamuoyunda hayatı pahasına da olsa, zordaki insanların yardımına koşan kahraman bir genç kız, karşısında ise hiç gözünü kırpmadan insan öldürecek kadar cani bir genç görüntüsü oluştu. Kamuoyunda saldırganın oldukça ağır bir ceza alması gerektiği beklentisi uyandı. Ama mahkemedeki duruşmalarda farklı bir görüntü çıktı. Tuğçe'nin yardımına koştuğu iki genç kız, ifadelerinde tacize uğradıkları hissine kapılmadıklarını anlattı. Güvenlik kamerasında Tuğçe'nin de saldırganı kışkırttığı kareleri, davanın akışını değiştirdi.
AĞIR ELEŞTİRİ
Mahkeme, medyanın bu olaydaki rolünü ağır eleştirdi. Yargıdan önce medyanın, saldırganı “katil”, “cani” diye gösterip, yargıyı baskı altına soktuğunu irdeledi. Mahkeme sanığa, ölümle sonuçlanan adam yaralama suçundan 3 yıl hapis cezası verdi. Bu 3 yıl hapis cezası Türk kamuoyunda düş kırıklığı yaratmış görünüyor. Okuyucular, bir insan ölüyor. Bunun cezası 3 yıl olur mu diye soruyor.
Mahkemenin kararını iyi okumak lazım. Saldırgan Tuğçe'yi öldürmeyi amaçlamıyor. Ama attığı yumrukla ölümüne yol açıyor. Tuğçe'nin ölümü çok büyük bir talihsizlik. Elbette Sanel M., Tuğçe'nin ölümünden sorumlu. Eğer vurmasaydı, Tuğçe bugün yaşıyor olacaktı.
Peki Tuğçe kahraman değil mi? Yardım etmek istediği kızlar, biz tacize uğradığımızı hissetmedik deseler bile, sonuçta Tuğçe onların bağırtısı ve yardım talebi üzerine koşup gitti. Tuğçe, onların zorda olduğu duygusuyla hareket etti. Sonuçta Tuğçe bu sivil cesaretiyle kalbimizde bir kahraman olarak yer etti. Öyle de kalacak.