Güncelleme Tarihi:
Jandarma ekipleri "Çığ tehlikesi var. Yol bir süre kapalı" dedi. Dağ yollarına saptık. Karla kaplı tepelere tırmandık. Turgay bizi ipince patika gibi yollardan ustaca geçirip tekrar vadiye indirdi.
Biz dağ yollarında adım adım ilerlerken toplantının düzenlenmesine büyük emeği geçen Avrupa Konaktepe Çevre Koruma ve Kültür Derneği Başkanı İsmail Karakuş arıyor. Geç kalmamızdan endişe ediyormuş. Ama İnnsbruck’a vaktinde varıyoruz.
İnnsbruck Tirol Eyaleti’nın başkenti. Nüfusu yaklaşık 190 bin. 19 bin civarında göçmen yaşıyor. 9 bin kadarı Türk. Kentin turistik broşürüne göre Almanca’dan sonra en çok konuşulan lisan Türkçe imiş. Şehir iki dağ arasında vadiye kurulmuş. Ortasından İnn Nehri geçiyor. Bu nehir Tuna’ya karışıyor. Yani İnnsbruck’tan geçen nehrin suyu Tuna ve Karadeniz üzerinden belki de İstanbul’a kadar gidiyor. İnnsbruck’un adı zaten ‚Inn köprüsü’ demek. Ülkenin beşinci büyük kenti. İkinci Dünya Savaşı sırasında 21 kez bombalamış. Kent ağır hasar görmüş. Tekrar inşa etmişler.
Toplantıyı garın tam karşısında Avusturya Sendikalar Birliği’ne ait binanın 6. katında yaptık. Tüm kent ayaklar altında. Tirol’de İşçi Odaları seçimi yapılıyor. Toplantı öncesi Sosyal Demokrat Sendikacılar Listesi’den Otto Leist bir konuşma yaptı. Yıllardır Metro şirketinde işçi temsilcisi olan Bay Leist, Türkler’den destek istedi.
Daha sonra vatandaşlarımız anlattı, biz dinledik. Notlar aldık. Fotoğrafladık. Onların anlattıklarını harfiyen Cumartesi ilavemizde okuyacaksınız. Sorun çok. Bir dokun bin işit misali. "40 yıldır buraya bir yetkili uğramadı" dediler. İsmail Karakuş‚ "Bakmayın buranın doğa güzelliğine. Burası mahrumiyet bölgesi" diyor. İnnsbruck’a en yakın kent Almanya’nın Münih kenti. Türkiye’ye uçakla Münih’ten gelip gidiyorlar. Büyük alışverişe Münih’e geliyorlar. İki ülke arasında sarkaç gibiler.
Hürriyet ekibi olarak biz bir sorundan çok etkilendik. Duyunca çok şaşırdık. Adeta dilimiz tutuldu. Verecek cevap bulamadık. Niye biz bu sorunu daha önce sayfalarımıza taşıyıp yetkililere duyurmadık diye kendimize kızdık.
Son üç yılda İnnsbruck ve civarında 16 gencimiz intihar etmiş. Yıldız Güner Hanım bunun üzerine basarak söyledi. Bu sorunun görmezlikten gelindiğini söyledi. Yerden göğe kadar haklı.
Yalnızlık, sorunlarla baş edememe, gelecek perspektifi olmaması gibi nedenlerle ‚Depresyon’ had safhada imiş. Feryat edecek duruma gelmişler. Bilmem Türk ve Avusturyalı yetkililer biliyor mu? Ama biz bundan sonra takipçisi olacağız.
Oturma izni, anadil dersleri, eğitim, işsizlik, aile birleşimi, yeşil sermaye, bölük pörçük dernekler... sorunlar uzayıp gidiyor.
Toplantının sonlarına doğru Trabzon/Of’lu Metin Zengin söz istiyor. Zengin’in derdi de televizyona çıkmakmış. Kendini sihirli cama kaptırmış… "Abi beni televizyona çıkar" diyor. "Yardımcı oluruz ama söz veremeyiz" diyoruz.
Toplantı sona erdi, herkesle tek tek vedalaşıp ayrıldık. İsmail Bey ile Innsbruck’un simgesi altın kaplı çatıyı görmeye gittik. Şehir merkezinde, Avusturya’da "Beş parasız Friedrich" olarak tanınan Herzog Friedrich Caddesi’nin sonunda tarihi binanın som altından kaplı balkon çatısına bakıyoruz. Yanımızda çok sayıda Uzak Doğulu fotoğraf çekiyor. İsmail Bey "Hemen yandaki pizzacıyı gösterip‚ işte başarılı bir arkadaşımız" diyor. Merak edıp giriyoruz.
Ayhan Kadıoğlu Trabzon Oflu. Eşiyle burayı işletiyor. Kulağındaki rahatsızlığın tedavisi için gelmiş. Geliş o geliş. İnnsbruck’ta İktisat ve İşletme’yi bitirmiş. Şimdi de Uluslararası İlişkiler’de dokrora yapıyor. Yakında bitirince Dr. Pizzacı olacak.
Arabamıza binip Almanya’nın yolunu tutuyoruz ama aklımız hep İnnsbruck’ta. Yetkililer sorunlara vaktinde el atsaydı gençlerimizin intihar etmeleri önlenemezmiydi acaba?
Halit ÇELİKBUDAK
NOT: Toplantının düzenlenmesinde büyük emeği geçen Avrupa Konaktepe Çevre Koruma ve Kültür Derneği Başkanı İsmail Karakuş'a, Avukat Hüseyin Kılıç'a, Denizbank İnnsbruck Şubesi Müdürü Tülay Korkmaz'a ve sosyal danışman Müslüm Demirkılıç'a teşekkür ederiz.