Güncelleme Tarihi:
Yapılan analize göre yurt dışında ve yurt i?inde bu süre?te İMKB'de işlem gören 314 adet şirketin 255'inin piyasa değeri, defter değerlerinin altına geriledi.
255 şirket toplamda sayı bakımından İMKB'nin yüzde 81'ini oluştururken, benzer olarak İMKB 30 şirketlerinden 25'i, İMKB 100 şirketlerinden ise 83'ü defter değerlerinin altında işlem görüyor.
Endekste düşüşün devamı halinde defter değerinin altında işlem gören şirketlerin daha da artması beklenirken, bir yıl önce İMKB'deki şirketler, piyasa değerinin 2,1 katı oranında işlem görürken, piyasa değerlerindeki düşüşle birlikte şirketler defter değerlerinin yüzde 25 altında fiyata gelmiş durumda.
Araştırmada, bu durumun, gelecekteki daralmanın piyasa değerleri a?ısından fazlasıyla fiyatlandığını gösterdiği, normal şartlarda şirketlerin defter değerlerinin üzerinde işlem görmesi gerektiği kaydedildi.
53 BİNLERDEN 21 BİNLERE
A Yatırım Genel Müdür Yardımıcıs Murat Salar, konuya ilişkin, yurt dışındaki gelişmelerin paralelinde İMKB endeksinin son 1 yıllık süre?te yüzde 60 düşüşle 53 bin seviyelerinden 21 bin seviyelerine gerilediğini hatırlattı.
İMKB'nin dünya piyasalarıyla birlikte hareket edeceğini düşündüğünü ifade eden Salar, ancak genel ekonomi i?in yapılacak ?ok şey bulunduğunu söyledi.
Bu krizin 2001 krizinden farklı yönleri olduğuna işaret eden Salar, şunları kaydetti:
"2001 krizinde bankalar ve kamu bor?luydu. Şimdi ise reel sektörün ve sokaktaki vatandaşın borcu yüksek. Bu nedenle özel sektörün fonlanmaya ihtiyacı bulunuyor. Tabii ki bu da bir kaynak sorunu. Şu anda kaynak olarak ise IMF gözüküyor. IMF'in de bu kaynak karşılığında bazı talepleri var. Se?ime giderken hükümetin bu taleplere karşı direnci olabilir. Ancak özel sektörü, en azından istihdamı koruyacak bir destek gerekiyor. Bence IMF'den alınacak kaynak özel sektörün fonlanmasında kullanılmalı. Bu konuda bir güvence verilmeli. Bu arada kamu bankaları da kredi piyasasına daha aktif bir şekilde girmeli. ?zel bankaların kredi konusunda yapabilecekleri olduk?a sınırlı. Çünkü daha önce özel bankalardan kredi alan şirketler bunların karşılığında ?eşitli teminatlar vermişlerdi. Şimdi bu teminatların değerleri düştü. Bu nedenle bankalar da doğal olarak ek teminat talebinde bulunuyorlar. Firmaların bu talebi yerine getirmemesi bankaları rasyo a?ısından sıkıntıya sokacağından kredi tahsisatında tıkanmalar yaşanabiliyor."
ŞİRKETLERİN KENDİ HİSSELERİNİ ALABİLMELERİ-
Şirketlerin teminat vermesini kolaylaştıracak bir başka düzenlemenin de borsa şirketlerine yönelik olması gerektiğini dile getiren Salar, borsadaki şirketlerin kendi hisselerini almalarına olanak sağlayacak bir yasal düzenleme gerektiğini söyledi.
Şirketlerin likidite sıkışıklığı nedeniyle aşırı düşen hisse senedi fiyatlarını destekleyebileceklerini anlatan Salar, böylelikle bu şirketlerin teminat değerlerinin düşmesini de sınırlamış olacaklarını ve kredi bulma imkanlarının artacağını kaydetti.
Son 1 ay i?inde, sanayi üretim rakamları, kurlardaki yükseliş, borsadaki düşüşün krizin boyutunu iyice ortaya koyduğunu ifade eden Murat Salar, şöyle konuştu:
"Borsa şirketlerinin piyasa değerinin defter değerlerinin altına düşmesi de bir başka ?arpıcı gösterge. Fiyatlar artık ?ok sıkıntılı noktalara gerilemiş durumda. Bu seviyeler elbette ki cazip fiyatlar olabilir, ancak fiyatların daha da düşmeyeceğini kimse garanti edemez. IMF ile anlaşma mutlaka gerekiyor. Piyasalardaki toparlanmanın global piyasalarla birlikte olacağını düşünüyorum. Ancak bunun i?in bir zaman vermek ?ok zor."