İkili sözleşmeye karşı 70 bin imza

Güncelleme Tarihi:

İkili sözleşmeye karşı 70 bin imza
Oluşturulma Tarihi: Şubat 20, 2011 13:26

Türkiye ile Almanya arasında 1964 yılında imzalanan ikili Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'in iptal edilmesi istemiyle 70 bin imza toplandı. A. Weber isimli kişi, Federal Meclis'in Dilekçe Komisyonu'na sunduğu önergeye Çalışma Bakanlığı, "Sözleşme iki ülkenin yararına" yanıtı verildi.

Haberin Devamı

Almanya'da sağlık sigortası primlerinin artırılması konusunun tartışıldığı Kasım 2010'da, Federal Alman Meclisi'nin Dilekçe Komisyonu'na, Türklere karşı düşmanlığı körükleyici nitelikte bir önerge sunulduğu ortaya çıktı. Almanya'da yaşayan Türkler'in sağlık ve sosyal güvencelerini düzenleyen 30 Nisan 1964 tarihli Türk-Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'nin iptal edilmesi talebiyle Dilekçe Komisyonu'na sunulan 70 bin imzalı önergenin, Federal Çalışma Bakanlığı tarafından verilen "İkili Sosyal Güvenlik Sözleşmesi külfet değil ülkemizin yararınadır" yanıtı verildi. Önergenin, işleme konulup konulmayacağına ise Dilekçe Komisyonu üyeleri karara bağlayacak.

EŞİTLİĞE AYKIRI İDDİASI
Spiegel Online sitesinde yer alan haberde, ikili sözleşmenin iptal edilmesi için öne sürülen gerekçelerin ilk bakışta mantıklı geldiği, ancak sözleşmenin Alman Devleti'ni büyük mali külfet getirdiği yolundaki iddiaların ise asılsız olduğu ve çarpıtmalara dayandığı vurgulandı. Habere göre, eşitliğe aykırı olduğu iddiasıyla ikili Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'nin iptal edilmesini talep eden A. Weber isimli kişi, söz konusu sözleşme uyarınca, Almanya'da yaşayan bir Türk'ün Türkiye'deki yaşayan aile fertleri ve ebeveynlerinin de Alman sağlık sigortası kapsamına alındığını, oysa bir Alman'ın yurtdışında yaşayan aile fertlerinin Alman sağlık sigortasından yararlandırılmadığını ileri sürerek, "Yasa koyucu, anayasada yer alan eşitlik prensibini ihlal eden bu uygulamaya son vermek için gerekli tedbirler almalı" dedi.

SÖZLEŞME KÜLFET DEĞİL
Federal Çalışma Bakanlığı, ilgili önergeye verdiği yanıtında, ikili Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'nin, Türk işçi göçünün başladığı yıllarda imzalandığını ve Almanya'da çalışmanın cazip hale getirilmesi amacıyla ülkeye gelecek Türkler'in Türkiye'de bıraktıkları eş, çocuk ve ebeveynlerine sosyal güvence vaat edildiğini hatırlattı. Bakanlık açıklamasında, "Söz konusu aile fertleri Almanya'da ikamet etmiş olsalardı, o zaman bu kişilerin sağlık harcamaları çok daha yüksek olurdu" denilerek, ikili Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'nin Alman Devleti açısından daha karlı olduğuna vurgu yapıldı. "Türkiye ile imzalanan bu sözleşme, uluslararası standartlara uygundur. Sözleşme sadece Almanya'daki Türkler'i değil, Türkiye'de yaşayan Alman emeklilerini ve turistleri de kapsıyor" denilen açıklamada, Türkiye'deki yakınlarını sigortalattırabilecek 500 bin Türk'ün yaşadığı, ancak bunlardan südece 35 bininin yakını için Türkiye'ye ödeme yapıldığı kaydedildi.

SİSTEM NASIL İŞLİYOR
İkili Sosyal Güvenlik Sözleşmesi uyarınca, Almanya'da yaşayan bir Türk'ün Türkiye'deki exi veya çocuklarının sağlık giderlerini önce Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) karşılıyor, daha sonra SGK tedavi masraflarını Alman sağlık sigortasından tahsil ediyor. Fakat her tedavi için ayrı ayrı para havale etmek için, Türkiye ile Almanya her yıl kişi başına, tüm giderlerin ortalama değerine göre belirlenen sabit aidat havale ediyor. Son olarak Almanya tarafından SGK'ya kişi başına gönderilen aidat miktarı 48,50 Euro olarak belirlenmiş ve 2009 yılı için toplam 10 milyon Euro havale edilmişti. Almanya'daki sağlık sistemindeki tedavi harcamalarının 165 milyar Euro tuttuğu gözönünde bulundurulursa, Türkiye'ye havala edilen aidat miktarı, toplam harcamaların yüzde 0,01 oranına denk düşüyor.

Haberin Devamı

ÖNERGENİN AMACI FARKLI
Muhalefetteki Sosyal Demokrat Parti (SPD) Meclis Grubu'nun sosyal politika sözcüsü Anette Kramme, söz konusu önerge ile bilinçli olarak yabancı düşmanlığının körüklenmeye çalışıldığını belirterek, "Bunun arkasında hangi güçlerin olduğunu tahmin ediyorum" demekle yetindi.

Aşırı sağı NPD partisi de parti programında, Türkiye ile imzalanan sosyal güvenlik sözleşmesinin iptal edilmesi talebi yer alıyor.

TARTIŞMA YENİ DEĞİL
Koalisyon hükümetinin büyük orduğu CDU'lu olan, ancak Yahudi düşmanlığı içerikli konuşması yüzünden partisinden ihraç edilen Martin Hohmann, 2003 yılında Federal Meclise sunduğu soru önergesinde, Türk-Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesi kapsamında Türkiye'den kaç kişinin Alman sağlık sigortasından yararlandığı ve bunun Alman devletine olan maliyetinin ne olduğunu sormuştu.

Federal Çalışma Bakanlığı, o dönemde de, şimdikine benzer bir yanıt vererek, "İkili sosyal güvenlik sözleşmesi yararlı, çünkü Almanya için karlıdır" ifadesini kullanmıştı.

Haberin Devamı

ÖNERGEYE SANAL DESTEK YAĞDI
Dilekçe Komisyonu'na ait internet platformunda, A. Weber'in önergesini destek verenlerden bazıları, şu görüşleri dile getirdi:

Extrem-Mike: "Öbür taraftaki (Kast edilen Türkiye) beleşçilik sisteminin ayakta tutulabilmesi için burada sağlık sigortası primleri sürekli artırılıyor."
Ralfie: "40 yıllık bir anlaşmanın değişiklik yapılmadan yürürlükte kalması anlaşılır gibi değil. Bunu özellikle düşük aylık alan bir emeklinin anlaması çok güç. Burada sigortalı olan her bir Türk üzerinden, Türkiye'de bir köyün yarısı, ücretsiz sağlık sigortasından yararlanıyor."
Kunibert1977: "Çok sayıda Türk kadın, her yıl tercüman eşliğinde Alman hastanesine gidip sağlık kontrolünden geçiyor. Kim ödüyor bunun parasını, ne yazık ki bizler. Almanya'ya üzülüyorum."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!