İki strateji öngörüyoruz

Güncelleme Tarihi:

İki strateji öngörüyoruz
Oluşturulma Tarihi: Nisan 22, 2011 10:17

İş Bankası'nın yeni genel müdürü Bali ilk kez konuştu

Haberin Devamı

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, tüm ekip olarak bundan önceki dönemde olduğu gibi daha dinamik, daha interaktif ve yaptıklarının daha fazla fark edildiği bir İş Bankası için çalışmayı sürdüreceklerini belirterek, “Devraldığımız varlığı İş Bankası'nın yerleşmiş kurumsal kültürünün çizgisini takip ederek kısıtlı bir rodeo vizyonu yerine, geniş ufuklara yöneltecek bir süvari vizyonuyla yöneteceğiz” dedi.

Göreve geldikten sonra ilk röportajını veren Bali, İş Bankası Genel Müdürlüğü görevinin profesyonel yaşamda ve iş hayatında gelinebilecek belki de en anlamlı görevlerin başında olduğunu vurguladı. Bali, bu konudaki düşüncelerini, “Çok büyük bir heyecan duyuyorum, ama bundan daha önemli, daha ağırlıklı olan sorumluluk duygusu... Ben bunun fazlasıyla bilincindeyim. Burası çok geniş bir aile. Çalışanlar, sadakatle bağlı müşteriler, hissedar yapımız, yaygın ve kurumsal nitelik taşıyan hissedarlarımız, iştiraklerimiz, kurucumuz Atatürk'ün çizdiği misyon, kuruluş yıllarından bu yana prensipler... Bunları düşündüğümüz zaman hakikaten ağır bir sorumluluk” şeklinde dile getirdi.

“KENDİ EKİBİM YOK, İŞ BANKASI'NIN EKİBİ VAR”

Atanmasıyla birlikte bankanın üst yönetiminde gerçekleştirilen değişikliklere dair de Bali, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Kendi ekibim yok, İş Bankası'nın ekibi var. Hep böyle ola gelmiştir. Yeni atanan 7 genel müdür yardımcımız... Bu kişiler, bankada en kıdemsizi 20 yıldır çalışan en kıdemlisi de 25 yıldır çalışan, bu ülkenin seçkin okullarından mezun olmuş, ticari, bireysel bankacılığın her alanında farklı görevler yapmış, şube deneyimlerinden geçmiş, bugün bu bankada, başka finansal kuruluşta, bürokrasi ya da endüstriyel işletmelerde her zaman çalışabilecek altyapıya sahiptirler... O bakımdan düşünüldüğünde yeni ekibimiz, birikim ve yetenekleriyle İş Bankası'nın ölçeğine, tarihiyle ve birikimiyle ülkenin en büyük özel
bankasının kendi içinden doğal olarak yönetici yetiştirme geleneğine uygun tarzda örneklerdir.

“HARMONİ OLMAYAN ORKESTRADA KAYBOLURSUNUZ”

Başarının ekip ve ekol işi olduğunu, buna göre bir çalışma biçimini benimseyeceklerini dile getiren Bali, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“İnanıyorum ki kendi alanınızda ne kadar virtüoz olursanız olun, harmoni içinde olmayan bir orkestrada kaybolup gidebilirsiniz. Yani kalıcı başarıların sihrinin bireysel kahramanlıklara dayanmamasında olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla disiplinli, özverili ve ekip halinde bir çalışma biçimi benimseyeceğiz. Görevlerimizi de yaratıcı bir tarzda, yeni açılımlarda bulunarak, rutin sorumluluklardan ibaret saymayarak yerine getireceğiz. Benim kendi anlayışımda iyi iş, kötü iş diye bir şey yok. İyi yapılan iş, farklı yapılan iş var. Dolayısıyla bir işi iyi, farklı yapabilmek her görev için mümkündür. Sonuçta da tüm ekip olarak daha dinamik, daha interaktif ve yaptıklarının daha fazla fark edildiği bir İş Bankası için çalışacağız. Devraldığımız varlığı kısıtlı bir rodeo vizyonu yerine, geniş ufuklara yöneltecek bir süvari vizyonuyla yöneteceğiz. Zaten İş Bankalı olmak bunları gerektirir.”

Çocukken bankacı olmayı hayal etmediğini, çocuk yaşlarından itibaren okumaya çok hevesli olduğunu anlatan Bali, “ODTÜ'de 1980'lerde tam laboratuvar gibi bir ortamda ekonomi okuduk. O yıllar serbest rekabetin en hızlı uygulamalarının hayata geçirildiği dönemdi. Okuduğumuz teorik akademik yapıyla pratikteki uygulamalar arasında müthiş paralellikler görüyorduk. O bizim için büyük şans oldu. O sırada bankacılığa da ilgi duymaya başladım. Ankara'da okuduğum için İş Bankası, bizim için biraz daha fazla akla gelen bir alternatifti. Oraya girmek, okuldaki arkadaşlar arasında da önemli hedefti. Çalıştık, hazırlandık. Sonuç, buraya kadar geldi. Zaten İş Bankası;na girdikten sonraki yolculuk adeta bağımlılık gibidir. Ama bu göreve gelmeyi en baştan kurguladığımı söylersem yanlış olur” diye konuştu.

Haberin Devamı

İKİ STRATEJİMİZ VAR

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, biri yurt içi, diğeri de yurt dışı kaynaklı olmak üzere iki strateji öngördüklerini bildirdi.

Haberin Devamı

Bali, “Yapacağımız şey; müşteriyle iç içe olmak, yanında, yakınında olmak. Ben buna 'müşteriyle, firmalarla, iş alemiyle entegrasyon süreci, bütünleşme süreci' diyorum. O bütünleşmede tabii olan, bu süreçleri samimi yürüten öne çıkacak. İş Bankası'nda bu tabii ve samimi tarzın iş zenginliği anlamında mutlaka karşılığını bulacağını düşünüyorum” dedi.

Genel Müdür Bali, yurt içi ve yurt dışı kaynaklı stratejilerini anlatırken, son yıllarda sorumlusu olduğu alanlardaki değişik iş kesimleriyle yaptığı temaslarda, özellikle Anadolu'da “müthiş bir dinamizm”, değişen, gelişen, hızla başkalaşan iller, sermaye grupları, sermaye bazında perakendeleşen ve çoğullaşan bir Anadolu gördüğünü söyledi.

Haberin Devamı

Adnan Bali, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Entegrasyon sürecinde biraz daha basmakalıp, daha devşirme pazarlama üslupları değil, kendimize özgü, hakiki manada iletişim kurabileceğimiz yerlerle onların da alışık olduğu tarzda bir iş süreci yürütebilmek büyük önem taşıyor. Buna biraz detaylı işçilik eklediğiniz zaman olağanüstü sonuçlar almanız mümkün ki biz banka olarak bu sonuçları daha önce de elde ettik. Örnekler vereyim; biz geçen yıl 250 iş gününün 136 iş gününü sahada şubelerimizle, firmalarımızla, müşterilerimizle geçirmişiz. Ekibimizle birlikte Türkiye'de 45 bin mil uçmuşuz. 45 ili en az bir kez ziyaret etmişiz. 320 grup altında 1.200'ün üzerindeki firmaya doğrudan dokunmuşuz. Saha teşkilatımız metodolojik olarak önceliklendirilmiş, hızlı kazanım sağlayacak gündemleri olan ve sonuçları da süreçleri de takip edecek tarzda, hem bireysel alanda hem ticari alanda olağanüstü bir aktivite içinde. Saha teşkilatı tam bunun kıvamında.

Haberin Devamı

Yurt içi ayaklı stratejinin en önemli parametreleri bunlar... KOBİ, küçük ticari, büyük ticari... Başka bir lige geçeceklerse ve/veya dış dünyayla entegre olma sürecinde, bunlarla iş ortaklığını yapmada çok önemli rolün İş Bankası'na düştüğünü düşünüyorum. Bunun için de bu kesimlerle ilişkimizde gerekli ticari ve duygusal zemin var. Dolayısıyla bu aktiviteyle yurt içi penetrasyon imkanlarından daha fazla pay almayı hedefleyen bir yurt içi stratejimiz var.”

“TİCARİ KREDİLERDE AÇIK ARA ÖNDEYİZ”

İş Bankası'nın toplam kredilerdeki rakamlarının benzer ölçekli bankaların rakamlarına yakın gibi görünmesine karşın, ticari kredilere bakıldığında açık ara farklar görüldüğünü, İş Bankası'na en yakın bankadan 1 milyar dolar civarında, izleyen iki bankadan ise 7 milyar dolar civarında önde olduğunu vurgulayan Bali, “(ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz) denilir. Biz işimizi yaptığımız zaman zaten onun alıcısı olur hissiyatı içindeyiz. Ama bunları sunmak da lazım. Zaman zaman pozisyonumuzun bu olmasına karşılık, öyle algılanmadığımızı maalesef gördüğümüz oluyor. Biz, bu konuda çok net bir şekilde pozisyon almış bir bankayız. Sadece olumlu işler açısından da değil. Özellikle kriz dönemlerinde bu özelliğimiz müşterilerimizde, firmalarımızda tek tek karşılığını bulmakta” diye konuştu.

Haberin Devamı

“GLOBAL KRİZ, ATAK GEREKÇESİ OLMALI”

Yurt dışına ilişkin ise Bali, Türkiye'nin aleyhine reyting farkının, iş hayatında borçlanma maliyetleri, vadeler, hacimler ve erişilebilen piyasalar gibi birçok faktörü etkilediğinin altını çizerek, global kriz ile sürecin dışarda kesintiye uğradığını söyledi. Bali, bunun aslında çok ciddi bir mola olduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Türkiye ekonomisine, Türk sermayeli kuruluşlara her alanda verilmiş bir fırsattır, moladır. Biz çıtayı daha üst bir noktaya koyabilmek için ummadığımız, bizim dışımızda nedenlerle oluşan bir imkan yakaladık. Bunun farkında olmalıyız. Krizin bizi az etkilemiş olması ve bu defa krizden büyük zarar görmüş olmamamızla yetinmemeliyiz. Bunun bir atak gerekçesi olması gerektiğini düşünüyorum. En fazla biz kendi ödevimizi iyi yaparak, kendi reytingimizi yükselterek bu farkı daraltacağımızı düşünürken, onların reytinginin de aşağıya gelmesi suretiyle dışımızda nedenlerle sürecin lehimize geliştiğini gördük. Bu, fonlama maliyetleri, vade, hacimler, erişebileceğiniz piyasalar ve yatırımcı tabanı açısından yeni imkanlar, yeni fırsatlar sunuyor. Bunun farkında olmamız lazım. Şimdi artık en azından bugünkü pazar paylarını korumak değil, o geçmiş dönemin paradigmasıydı, şimdi bu pazardaki rollerimizi daha hakim kılacak, onu perçinleyecek ataklar yapmayı hedeflememiz lazım. Biz de kuruluş olarak onu düşünüyoruz. Bu, karlılığımızı koruyarak yapılmak durumunda olan bir şey. Yurt dışı ayağında da bütüncül bir stratejiyi gerektiriyor. Çünkü bu reyting farkı daraldığı sürece yurt içinden ve yurt dışından temin ettiğiniz görece maliyet, vade, hacim, yatırımcı tabanı bazında farklılaşan imkanlar dışınızdaki piyasalarda da artık aktif yaratabilme imkanları sunuyor. Bunun oluşabilmesi için fiilen orada olmanız gereken piyasaları da hedeflemeniz gerekir. Bizim yurt dışı ayağımız, yurt dışı ayaklı stratejimiz büyük ölçüde buna dayanıyor. Dolayısıyla bölgesel bir oyuncu olma iddiası, vizyonu bu bakımdan önemli.

“BANK SOFIA'DA KISA SÜREDE SONUÇ ALABİLİRİZ”

Bank Sofia için Rusya'daki yetkili makamlardan bütün izinleri tamamladıklarını, şu anda hisse devir işlemlerinin sürdüğünü, dolayısıyla başka özel bir aksilik olmazsa bu konuda kısa süre içinde sonuç almayı düşündüklerini belirten Bali, yurt dışı alımlarında büyük ölçüde Türkiye'nin ciddi ticari işbirliği içinde bulunduğu ülkelere yöneldiklerini, yurt dışı ayağına ilişkin alt stratejileri doğrultusunda pozisyon alabilecekleri ülkelerde fiziki varlık olarak da bulunmak istediklerini söyledi.

Bunun için ticari, siyasi ve kültürel ilişkilerin söz konusu olduğu bütün piyasaları yakından izlediklerinin altını çizen Bali, şöyle konuştu:

“Balkanlar, Orta Doğu dahil yakın coğrafyamızda yer alan diğer ülkeleri de izliyoruz. Bu, hep izlememiz gereken dinamik bir süreç. Aslında mevcut yapımız dikkate alınırsa İş Bankası'nın bu konuda çok farklı bir strateji izleyeceğini söylemek, geçmişimize biraz haksızlık olur. Biz, kuruluşundan 8 yıl sonra 1932 yılında Hamburg ve İskenderiye'de şube açmış bir bankayız. İş GmbH'nın yüzde 100'üne sahip olduğumuz Almanya'daki bankamızın Fransa, Hollanda ve İsviçre'de toplam 15 şubesi var. Bankamız, Bulgaristan'da bir şube açmak üzere. Yine Londra, Bahreyn ve şubat ayında faaliyete geçen Erbil şubeleri var. KKTC'de en fazla şubesi olan özel banka biziz. Bir şube daha açmayı planlıyoruz, bununla birlikte 14'e çıkıyoruz. Suriye'de temsilcilik çalışmalarımız sürüyor. Azerbaycan'da şube için çalışıyoruz. Şu anda yine yurt dışı konsantrasyonumuza hizmet edecek yakın coğrafyamızdaki bütün ülkelerle ilgiliyiz. İştiraklerimizin de bu konuda atılımlarını görüyoruz, başta Şişecam olmak üzere... Dolayısıyla İş Bankası'nın yurt dışı misyonu da en az yurt içi kadar ve onunla bütüncül mahiyette yönetilmektedir.”

STANDARTLARIN FARKLILAŞMAMASI GARANTİSİ İSTERİM

Türk bankacılık sektöründe değiştirilmesini istediği, sorun olarak gördüğü konuyla ilgili de Bali, “Ben, sektörün çalışma prensiplerinin serbest piyasa ve rekabet ekonomisinde esas alınması gereken standartlardan farklılaşmaması garantisi isterdim. Yani aracılık maliyetleri dahil, dünyanın çağdaş ekonomilerinde uygulanan veya uygulanmaya çalışılan hangi prensipler geçerliyse, onun aynen ülkemizde de geçerli olmasının garantisini isterdim. Rekabetin serbest olması açısından bir oyuncu diğerine göre daha fazla ağırlıkla koşturulmamalıdır. Bunun avantajlı tarafı olmayı da arzu ediyor değiliz. Eşit, serbest rekabet, hakikaten değer yaratanın daha öne çıktığı bir olgu... Bu vergi, yasal düzenleme, şu veya bu suretle değer yaratmadan farklı bir avantaj ya da dezavantaja neden olmamalıdır” şeklinde konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!