Güncelleme Tarihi:
Almanya’da ve Fransa’da o dönemlerde sokaklara dökülen öğrenciler arasında Beate Klarsfeld de vardı.
Alman Beate Klarsfeld, Fransız avukat ve tarihçi Serge Klarsfeld’le evliydi.
Fransa’da yaşıyorlardı.
Serge Klarsfeld Yahudi kökenliydi.
Babası Auschwitz Toplama Kampı’nda Naziler tarafından katledilmişti.
Beate Klarsfeld ve eşi Serge, sürekli Nazilerin peşindeydi.
Yani bir yerde ‘Nazi avcıları’.
Karı koca, yaptıkları araştırmalarda Almanya’nın o dönemdeki Hıristiyan Demokrat Birlik Partili (CDU) Başbakanı Kurt Georg Kiesinger’in de Hitler’e destek veren Nazilerden olduğunu saptamışlardı.
Evet, Kiesenger, Nazilerin Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (NSDAP) üyesiydi.
Hitler döneminde Dışişleri Bakanlığı’nda çalışmıştı.
Beate Klarsfeld, 2 Nisan 1968 tarihinde Bonn’daki Federal Meclis’in (Alman Parlamentosu) oturum salonundaki ziyaretçi tribününden “Kiesinger, Nazi, istifa et!” söylemiyle dikkatleri üzerine çekti.
Görevliler tarafından tribünden uzaklaştırılıp, dışarı atıldı.
1968 yılı Mayıs ayı başlarında Berlin Teknik Üniversitesi’nde düzenlenen bir etkinlikte yaptığı konuşmasında, “Başbakan Kiesinger’e herkesin gözleri önünde tokat atacağını” ilan etti.
7 Kasım 1968’de Berlin’deki Kongre Salonu’nda düzenlenen CDU kurultayına basın kartıyla girmeyi başardı.
Görevlilerin bir anlık dalgınlığından yararlanıp, kürsüde konuşmakta olan Başbakan Kisienger’in yanına gitti ve “Nazi, Nazi, Nazi” diye bağırdıktan sonra suratına bir tokat yapıştırdı.
Beate Klarsfeld, aynı gün bir yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Ancak Fransız vatandaşı olduğu için cezaevine değil, Fransa’ya gönderildi.
* * *
Beate Klarsfeld, eşiyle birlikte ‘Nazi avı’nı daha sonraki yıllarda da sürdürdü.
Fransa’da ve ABD’de birçok ödül aldı.
İsrail de ‘cesaret madalyası’ ile ödüllendirdi.
İşte Alman Başbakan Kiesinger’e attığı bu tokattan 47 yıl sonra Beate Klarsfeld, bu yıl Almanya’nın ‘Federal Liyakat Nişanı’ ile ödüllendirildi.
Hem de 2012 yılında Sol Parti’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak yarıştığı şu andaki Almanya’nın Cumhurbaşkanı Joachim Gauck döneminde.
* * *
Hans Rosenthal.
Alman İkinci Televizyonu’nda (ZDF) 1970-1980’li yıllarda yayınlanan ‘Dalli Dalli’ adlı yarışma programını sunan ünlü bir yapımcıydı.
Yahudi kökenli Hans Rosenthal’ı, Ida Jauch isimli bir Alman komşu kadın ölümden kurtarmış.
Ida Jauch, o zamanlar 18 yaşında olan Rosenthal’ın 1943 yılında Nazilerin toplama kamplarına gönderilmesini engellemek için kendi ölümünü bile göze almış.
Berlin’in Lichtenberg kesimindeki evinin bitişiğindeki bahçe evinde Hans Rosenthal’ı bir yıldan fazla saklamış.
Ekmeğini, aşını paylaşmış.
Kendisi 1944 yılında ölmüş.
Ancak ölmeden önce Hans Rosenthal’a sahip çıkması için en yakın dostu Maria Schönbeck’ten söz almış.
Evet, Hans Rosenthal’ı, Ida Jauch ile Maria Schönbeck isimli iki Alman kadın tam 18 ay saklayıp hayatta kalmasını sağlamışlar.
İki ‘kahraman kadın’ da yıllar önce ölmüş.
Ama geçen ay bu iki kadın Yad Vashem Holokost Anıtı tarafından verilen ‘Halklar Arasında Adiller’ ödülüne layık görüldü.
Ödül töreninde Hans Rosenthal ile Ida Jauch ve Maria Schönbeck’in yakınları hazır bulundu.
Duygulu anlar yaşandı.
Hans Rosenthal, bir televizyon programında ‘kurtarıcı melekleri’nden bahsederken, “Sizin yardımlarınız, biz Yahudiler için o korkunç dönemden sonra Almanya’da çekinmeden, kin duymadan ve bu ülkenin bir vatandaşı olarak yaşamayı mümkün kıldı” diyordu.
* * *
Evet, işte Almanya Başbakanı’na tokat atan Alman kökenli Beate Klarsfeld’e Almanya’dan en yüksek düzeyde Federal Liyakat Nişanı.
Yahudi kökenli Hans Rosenthal’ı ölümden kurtaran iki Alman kadına İsrail ödülü.
Evet, işte iki farklı yaşam öyküsü.
İki farklı ve anlamlı ödül...