Güncelleme Tarihi:
Muslera, Galatasaray Kulübü'nün aylık çıkardığı “Galatasaray Dergisi”nin Eylül sayısında yer alan röportajında, özellikle Uruguay milli takımıyla elde ettikleri başarının ardından Galatasaray'a gelmek konusunda yapılan spekülasyonları hatırlatarak, “Galatasaray'a gelme kararım Copa Amerika öncesindeydi. Bir kaleci için, sizle ilgilenilmesinin yanında size güvenildiğinin hissettirilmesi çok önemli. Galatasaray bunu gerçekten yaptı. Önemli olan bir kulübün sizle ciddi anlamda ilgilenmesidir. Bu takım benim adıma Galatasaray'dı. Turnuva sonrasında Galatasaray'a gelmek için aklımda hiç soru işareti yoktu. Kararımı kupa sonrasına bıraksaydım, yine bir şey değişmezdi” dedi.
Kendisinden önce üç Türk, bir İtalyan ve bir de Arjantinli kalecinin Galatasaray kalesini koruduğunun, ancak bu kalecilerin istikrar sağlayamadığının hatırlatılması üzerine Fernando Muslera, şöyle konuştu: “Mutlaka buraya gelen büyük kaleciler de adaptasyonun ardından elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmışlardır. Bundan önceki beş kaleci hakkında doğrusunu söylemek gerekirse fikrim yok. İrdeleme şansım olmadı. Onların ortaya koydukları performansın üzerine benim buraya gelmemin beni nasıl etkilendiğine dair bir yorum yapmam da çok sağlıklı olmayacaktır. Ama benden önceki performanslar, benim üzerimde baskı yaratmıyor. Ben gittiğim her takıma bu mentalite ile gittim. Benim için şu an öncelikli olan buraya olan adaptasyonum.”
Takımın kaleci antrenörü Claudio Taffarel'i kaleciliği döneminde seyretme fırsatı bulduğunu kaydeden Uruguaylı kaleci, “Ayaklarına ne kadar hakim olduğunu biliyorum. Oyun içinde olan ve bunu çok iyi yapan bir kaleciydi. Şu an yaptığımız antrenmanlarda bunu görme şansım oluyor. Ayak egzersizlerine çok önem veren bir kaleci antrenörü” dedi.
“İDOLÜM CORDOBA”
Muslera, kaleci olarak idolünün ise Beşiktaş'ın eski kalecisi Oscar Cordoba olduğunu dile getirdi.
Sarı-kırmızılı kaleci, Cordoba'yı Arjantin'in Boca Juniors takımında oynadığı dönemde severek izlediğini ifade etti.
Fernando Muslera, “fifa.com”da kendisinin geleceğin en önemli kalecilerinden gösterilmesi konusunda ise “Bu haber beni çok mutlu etmişti. Gelecek vaat eden kalecilerden biri olarak gösterilmek benim için çok büyük bir artı. Küçüklüğümde bir hayalim vardı. Her zaman büyük takımlarda oynamak istedim. Şimdi de hedefime emin adımlarla ilerliyorum. Lazio'da oynamak bu yolda benim için büyük bir adımdı. Şu anda ise Türkiye'nin en iyi takımındayım. Çok önemli bir adım daha attım” diye konuştu.
Amerika Kıtası'ndan yetişen Campos, Chilavert ve Higiuta gibi farklı yapıdaki kalecilerle ilgili soruyu yanıtlayan Muslera, “Zaten kaleci olmak için biraz çılgın olmak gerekiyor. Benim karakterim bu kalecilerle kıyaslanamaz. Bu isimleri, saha içinde gösterdikleri tavırlarla kendini belli eden kaleciler olarak nitelendirebilirim. Ben daha sakinim. Saha içinde kalecilik dışında farklı olarak nitelendirilebilecek bir hareketim olmaz. Kaleciliğin şartlarından biri de, biraz çılgın olmaktır. Kendi içimde çılgınım dersem en doğrusu olur” dedi.
Muslera, en son 2005 yılında Montevideo Wanderers takımında bir penaltı golü attığını, gol atmanın da çok keyifli olduğunu söyledi.
Galatasaray'da son dönemde öne çıkan kaleciler Taffarel ve Mondragon ile ilgili soru üzerine Fernando Muslera, “Karakter olarak Taffarel;e daha yakınım. Biraz daha soğukkanlıyım ve sakinim. Hatta Taffarel benim yanımda çılgın kalabilir. Ama burada önemli olan Taffarel ve Mondragon gibi iyi iş çıkarak Galatasaraylı taraftarların gözünde iyi bir imaj bırakabilmek.