Güncelleme Tarihi:
Hatta Başbakan Angela Merkel’in söylemiyle, “Almanya bu krizden güçlenerek çıktı.”
Evet, dünyanın önde gelen sanayi devlerinden Almanya ekonomik ve mali krizi yara almadan atlattı ama bu her alanda mümkün olmadı. Özellikle de medya dalında...
Eylül ayı sonlarında Almanya’da yayınlanan günlük gazetelerden Abendzeitung Nürnberg (AZ Nürnberg) (Nürnberg Akşam Gazetesi) yayın hayatına son verdi. Hem de tam 93 yıl sonra...
Bu nedense dikkatleri pek çekmedi...
Aldırış eden olmadı...
35 gazete çalışanı işsiz kaldı. Bunu da kimse duymadı...
Belki de duymak istemedi...
Kasım ayının ilk yarısında Almanya’da yayınlanan bölgelerüstü gazetelerden Frankfurter Rundschau iflasını istedi.
Gerekçe: Son yıllarda sistematik olarak düşen tiraj ve reklam girdisi. Geçen yılki zarar 14 milyon Euro. Frankfurter Rundschau, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Berliner Zeitung’un ardından Almanya’da yayın hayatına başlayan ikinci gazete. Her gün 117 bin 996 adet satılan Frankfurter Rundschau’nun daha ne kadar yaşayacağı belli değil.
Yeni yıldan sonra yayın hayatına son vereceği yönünde söylentiler var. Ya çalışanlar? Frankfurter Rundschau’nun 500’e yakın çalışanı diken üstünde. Aralarında tanıdıklarım da var...
Eşlerini ve çocuklarını tanıdıklarım da...
Bu belirginsizlik onları kara kara düşündürüyor. Onları gönünce içim sızlıyor...
Ya Financial Times Deutschland gazetesi? Almanya’da 21 Şubat 2000 tarihinde yayın hayatına başladı. Son satış rakamları 102 bin 101’di. Almanya’nın önde gelen yayınevlerinden olan Gruner und Jahr’ın gazetesiydi. O da son yıllarda zarar ediyordu...
Yaklaşık 12 yıl sonra yani 7 Aralık 2012’de Financial Times Deutschland perdeyi kapattı...
Hem de Final Times, “Endlich schwarz” (Nihayet karda) başlığıyla...
300’e yakın çalışanı işsiz kaldı...
Aralarında tanıdıklarım da var. Eşlerini ve çocuklarını tanıdıklarım da...
Hepsi de şaşkın...
Onları görünce de içim sızlıyor. Hem de çok...
Ya Opel? Almanya’nın Bochum kentindeki Opel fabrikasının 2016 yılında otomobil üretimini durduracağı açıklandı. Yani fabrikanın kapısına kilit vurulacak. Gençliğimin bir dönemi yüksek öğrenim yaptığım Bochum kentinde geçti. Hatta 1973 yılı yaz ayında cep harçlığımı kazanmak için Opel fabrikasında çalıştım bile. Ama zor işti...
Yürüyen bantlardan durmadan akan otomobillerin kendi tarafımda bulunan camlarına bulaşan macunları siliyordum. Bir elimde ıslak, diğer elimde kuru bezle...
Ben bir ön, bir arkaya koşup kan ter içinde kalırken, karşı tarafımda çalışan genç Alman kadın işini güle oynaya yapıyordu. Yaz tatili boyunca çalışmayı hedeflediğim halde iki gün sonra pes ettim...
Opel işletmelerine mektup yazıp çalışamayacağımı ve paramı bankadaki hesabıma göndermelerini istedim. Öyle de oldu. İşte şimdi 3 binden fazla Opel çalışanı işsiz kalma tehlikesiyle karşı karşıya. Onları tanımıyorum...
Eşlerini ve çocuklarını da...
Ama içim sızlıyor...