Güncelleme Tarihi:
“KARŞI tarafta kendi kaynım çalışıyordu. Saldırıya uğrayan kafe de benim çok yakın arkadaşım olan ve olayda hayatını kaybeden Sedat Gürbüz’ün dükkanıydı. Biz sohbet ederken, ilk kurşun sesi geldikten sonra zaten orada bir şeylerin olduğunu fark ettik. Olaya müdahale etmek için hemen karşıya koştuk. Saniyelik olaylardı. Biz içeri girdiğimizde, Sedat kardeşim vurulmuş vaziyetteydi ve içeride yatıyordu. Yan tarafa baktık, herkes şoktaydı, kaynım şoktaydı, konuşacak vaziyette değillerdi. Saldırganı kaçarken sırtından gördük ama şunu söylemem gerek; Almanya’da şu an televizyonlarda gösterdikleri şahısla bizim gördüğümüz şahıs kesinlikle aynı değil. Buna çok eminim, kendim bunu gözümle gördüm. Yüzünü görmesem bile saçlarından olsun, kesinlikle gösterdikleri şahıs değil.”
‘CAN GÜVENLİĞİMİZ YOK’
Burada çok sayıda Türk yaşıyor ve ilk kez böyle bir olayla karşılaştık. Burada mekanların çoğu, zaten bizim Türklerin çalıştırdığı mekanlar. Can güvenliğimiz kesinlikle yok. Vatandaş, geçen yıldan beri Facebook’ta böyle yayınlar yapıyormuş, evinde silah olduğu belli, buna önlem alınmıyor ve bunun üstünü hemen kapatmaya çalışıyorlar. Bugün geldiler, ‘Terörü kınıyoruz’ dediler, iki çelenk bırakıp gittiler. Yarın burada olmasa bile başka yerde yine kesinlikle olacaktır. Alman devletinde bu konuda bir ilerleme yok. Yıllardır bir şeyler oluyor (ırkçı saldırılar), hangisini bugüne kadar aydınlattılar? Herhangi bir can güvenliğimiz yok. Burada kardeşlerimiz arasında birbirimizi koruyabildiğimiz kadar koruyoruz.”
‘IRKÇILIKTAN ÇOK KORKUYORUM’
Saldırının gerçekleştiği kafenin karşısındaki binada oturan Polonya asıllı Susanna Kopec ise “Irkçılıktan çok korkuyorum. Evimin önünde oldu ve o kafede ben de olabilirdim. Bundan dolayı korkuyorum. Birçok kişinin bir şey yapmadığı halde ölmesi çok üzücü. Ölenler, herkes gibi burada yaşıyordu. Irkçılık yüzünden öldüler. Ben, ırkçı değilim, öteki kültürleri seviyorum” dedi.