Güncelleme Tarihi:
Hollanda’da popülist PVV’nin (Özgürlük Partisi) dışardan desteklediği VVD (Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi)-CDA (Hıristiyan Demokratlar) azınlık hükümetinin AB dışına gönderilen ödeneklerin yaşanılan ülke standartlarına indirilmesi konusunda çalışma başlatması tepki yarattı.
Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı Henk Kamp tarafından hazırlanan yasa değişikliği tasarısı, Hollanda’dan AB dışı ülkelerde yaşayan malulen emeklilere, dul ve yetimler ile çocuklara gönderilen paraların düşürülmesini öngörüyor. Kısıtlamaların gerekçe olarak gösterildiği ve görüş belirtmesi için Danıştay’a gönderilen yasa değişikliği tasarısıyla AB dışına gönderilen bu ödeneklerde yılda 30 milyon Euro’luk tasarruf yapılmasının hedeflendiği kaydedildi. Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı Henk Kamp, Bakanlar Kurulu’ndan geçen değişiklik planının 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren uygulamaya sokulmasının hedeflendiğini duyurdu.
Koalisyon ortakları ile dolaylı destekçi PVV, önümüzdeki süreçte AB dışında yaşayan çocuklar için yapılan ödemelere son vermeyi hedefliyor. Hükümetin bu planı gerçekleştirebilmesi için yaklaşık 40 ülke ile yapılan ikili anlaşmalarda değişikliğe gidilmesi gerekiyor. 2008 yılı verilerine göre Hollanda Fas’ta yaşayan 5 bin 28, Türkiye’de yaşayan 2 bin 370, ABD’de yaşayan 1332 ve Surinam’da yaşayan 413 çocuk için ödeme yapmıştı. 2006 verilerine göre ise Türkiye’de yaşayan yaklaşık 2 bin kişi Hollanda’dan tam ya da kısmi malullük ödeneği alıyor.
Hükümetin planına tepki gösteren Hollanda Türkiyeli İşçiler Birliği (HTİB) Genel Başkanı Mustafa Ayrancı, “Beklenen oldu ve toplumda kendilerini en az savunabilecek kişi ve gruplar krizin bedelini ödemeye başladılar. Eğer planlar istendiği gibi uygulanırsa 2012 yılından itibaren AB dışına ödenen çocuk paraları, dulluk ve malullük ödenekleri yaşanılan ülke standartlarına göre ayarlanacak. Yani geçim düzeyi Hollanda'ya göre daha az olan ülkelere yapılacak ödenekler de o tarihten itibaren azaltılacak” dedi.
Hükümetin “sağ” rengine uygun kararları yavaş yavaş uygulamaya koymaya çalıştığına dikkat çeken Ayrancı, “Çocuk paraları konusu 1980’lerden beri gündeme gelirdi ve ‘Yaşanılan ülke’ prensibi uygulanmak istenirdi. O dönemlerde gerçekleşmedi çünkü o zamanlar bu bir sigorta idi ve kesilme ya da kısıtlama yapılamazdı. Ancak şimdi durum değişti ve kısıtlamanın uygulamaya girmesi mümkün. Burada Türk vatandaşları için bu uygulanabilir mi sorusu da güncel. Bildiğimiz gibi Türkiye ile AB arasındaki anlaşmalara göre AB ile Türkiye ve onların vatandaşları arasında ayrıcalıklı uygulama yapılamaz” ifadesini kullandı.
Hükümetin özellikle dulluk ve malullük ödeneği alanları mağdur edeceğine işaret eden Ayrancı, “Bu grubun yaşamları tamamen alt üst olacak ve ortaya yeni sorunlar çıkacak. Hükümet daha da ileri giderek Sosyal Güvenlik Antlaşmalarını da değiştirmek ve hatta feshetmek niyetinde. Ayrımcılık yapmadığını Avrupa Adalet Divanı’na nasıl açıklayacak bakalım. Geçmişte örneklerini gördüğümüz kazanılmış davalar var. Eğer niyet yine bu uzun, zahmetli ve masraflı yola girmekse avukatlara yine iş düşecek demektir” dedi.
Plan konusunda Türkiye’nin sergileyeceği tavrın son derece önemli olduğunun altını çizen HTİB Başkanı Mustafa Ayrancı, şunları söyledi: “İkili antlaşmalar söz konusu olunca tarafların her ikisinin de onayı gerekli. Yani Türkiye ‘hayır’ derse bu uygulama Türkler açısından rafa kaldırılır. Ancak o düzeyde diplomasi bizlerin gözünden uzak ve o anda neler söz konusu olur ve hangi çıkarlar ağır basar bilmemiz olanaksız. Umarız sayıları az ya da getirisi az diye bu mağdur insanların hakları başka çıkarlar nedeniyle göz ardı edilmez.”
Konun takipçisi olacaklarına vurgu yapan Ayrancı, “Bizler her halükarda burada konuyu yakından izleyip gereğinde yine AB düzeyinde haklarımızı savunacağız. Tek arzumuz hükümetin vaktinde bu dar görüşlü tavrını bırakıp gerçekçi ve adil olanı kavrayıp planlarını değiştirmesidir” diye konuştu.
Mustafa Ayrancı, yaptığı açıklamada Çalışma ve Sosyal İşler Bakanı Henk Kamp’a planlarıyla ilgili olarak şu soruları da yöneltti:
1-Türkiye-Hollanda Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin 5. maddesi yerine Avrupa Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin 11. maddesinin 1. fıkrası uygulanmaktadır. Buna göre, “Bu Sözleşmede aksine sarahat olan haller dışında bir veya daha fazla Akit Tarafın mevzuatına göre, malullük, yaşlılık veya ölüm halinde yapılan para yardımları ile iş kazaları veya meslek hastalıkları sonucu verilen ölüm ödenekleri veya bağlanan gelirler, sigortalının veya hak sahibi kimselerin bu yardımları yapmakla yükümlü olan kurumun bulunduğu ülkeden başka bir akit ülkede ikamet etmiş olmaları yüzünden azaltılamaz, değiştirilemez, durdurulamaz, kesilemez veya müsadere edilemez.”
Sayın Kamp, ne yapacaksızın? Türkiye Hükümetini ikna etmeyi mi aklınızdan geçiriyorsunuz, yoksa sözleşmeyi mi feshedeceksiniz?
Türk Hükümetini ikna edemeyeceğinize göre, Sözleşmeyi feshettiğinizi varsayalım. Avrupa Sosyal Güvenlik Sözleşmesine tarafsınız. İkili Sözleşmedeki aynı madde tekrar önünüze gelecek.
Sayın Kamp ne yapacaksınız? Avrupa Sosyal Güvenlik Sözleşmesinden tamamen çekilecek misiniz?
“Sizin için Hollanda’nın uluslararası insan hakları platformundaki yeri önemli değil. Bunu daha önce Uluslararası Çalışma Örgütü’nün Sosyal Güvenlikte Vatandaşlarla Vatandaş Olmayanlar Arasında Eşit Muamele hakkındaki 118 sayılı sözleşmesinden tamamen çekilerek gösterdiniz. Vatandaşlarla yabancılara eşit muamele yapmayacağınızı, yapmadığınızı tüm dünyaya ilan ettiniz. Avrupa Konseyi Sözleşmesinden çekilmenize şaşırmamak lazım.”
2-Türkiye / AB Ortaklık Hukukunu oluşturan belgelerden 3/80 Sayılı Ortaklık Konseyi Kararının 6/1 maddesinde “maluliyet, yaşlılık veya dul veya yetim nakit sosyal yardımları ve emeklilik aylıkları, bunları alan kişilerin Türkiye veya ödemeden sorumlu olan kuruluşun bulunduğu bir üye devletin ülkesinde ikamet etmesi gerçeği nedeniyle herhangi bir azaltma, değiştirme, durdurma, iptal veya müsadereye tabi olamayacağı” yazar.
Sayın Kamp ne yapacaksınız? Türkiye / AB Ortaklık Hukukuna taraf olmaktan çekilemeyeceğinize göre AB’den ayrılmayı mı düşünüyorsunuz?
Unutmayın! Sizin için AB’ye üye olmanız, Türkiye’nin Türkiye için AB’ye üye olmasından çok daha önemlidir.
3-Sosyal sigorta hakları Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 1 nolu ek protokolüne göre “mülkiyet” hakkıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu konuda çok sayıda kararı vardır. Sizin bu kararlardan habersiz olmanız düşünülemez.
Sayın Kamp ne yapacaksınız? Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine çekince mi koyacaksınız? Bu Sözleşmeden çekilmeyi mi düşünüyorsunuz. Bunu yapamayacağınızı size hatırlatan olmadı mı?
Avrupa Konseyi’nin İnsan Hakları Temel Sözleşmesi olmadan ne Avrupa Konseyi’nin ne de AB olamayacağını bilmiyor musunuz?
4-“Allochtoon”lar (yerli olmayanlar) çok sayıda hukukçu, avukat, hakim yetiştirdi. Onlar hukukun üstünlüğü, insan hakları ve Hollanda toplumu için çalışıyorlar ve çalışmaya devam edecekler. Sayın Kamp insan hakları ve hukukun üstünlüğünü korumayı düşünür müsünüz?
Allochtoon’lar gönüllü olarak size yardımcı olacaktır. Ancak unutmayın, nasıl ki Hollandalı hukuk insanları Hollandalılar ile birlikte allochtoon’ların haklarını korumak için çalıştılarsa, allochtoon’lar da sadece kendileri için değil Hollanda kökenlilerin haklarını da savunacaklardır. Bundan kuşkunuz olmasın.