Hollanda’da ırkçılık zirve yaptı

HOLLANDA polisi, saldırıların tek taraflı olmadığını, Maccabi Tel Aviv taraftarlarının da Filistin bayraklarını yakıp, Ajax yanlılarına saldırdıklarını açıkladığı halde, ülkede yayımlanan gazeteler ile televizyonlara yansıyan haberlere göre, Başbakan Dick Schoof başkanlığında geçen hafta başında yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında, ırkçı söylemler tepe yaptı.
Aşırı sağcı Geert Wilders’in liderliğini yaptığı Özgürlük Partisi (PVV), Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi (VVD), Yeni Toplumsal Sözleşme (NSC) ve Çiftçi Vatandaşlar Hareketi’nin (BBB) oluşturduğu koalisyon hükümeti, buram buram ‘ırkçılık’ kokan söylemler nedeniyle kopma noktasına geldi.
Bakanlar Kurulu’ndaki ırkçı söylemler nedeniyle hükümette Yardımlar ve Gümrükten Sorumlu Devlet Bakanı olan NSC’li Nora Achahbar istifa etti.
Fas kökenli hukukçu Nora Achahbar, özgürlükçü demokratik hukuk devleti Hollanda’nın tepesinde, Bakanlar Kurulu’nda böyle bir ırkçılık sergilenmesini kabul edemeyeceğini söyleyip, görevi bıraktı.

MÜSLÜMANLAR YİNE GÜNAH KEÇİSİ
Başbakan bu konuda açıklama yapmazken, Hollanda medyasında yer alan haberlere göre Bakanlar Kurulu toplantısında da yine Müslümanlara yüklenildi.
Ülkede yaşayan Müslümanlar her zaman olduğu gibi yine ‘günah keçisi’ ilan edildi.
Daha polis açıklama yapmadan “Bunu Faslılar yaptı” diyen aşırı sağcı Geert Wilders gibi, Bakanlar Kurulu toplantısında da Müslümanlara suçlamalar yağdırıldı.
Uyumdan sorumlu sağ-liberal Devlet Sekreteri Jurgen Nobel, “Müslüman gençlerin bir bölümü bizim norm ve değerlerimizi kabullenmiyor” suçlamasında bulundu.
BBB’li İmar Bakanı Mona Keijzer, “Antisemitizm İslam kültürünün bir parçasıdır” diyerek toptancı bir suçlama sergilemeyi yeğledi.
Tabii suç işledikleri saptananların derhal sınır dışı edilmesini isteyenler de oldu.

SİSTEMATİK OLARAK ARTIYOR
Evet...
Kim tarafından girişilirse girişilsin, bu tür saldırıların tasvip edilmesi de kabul edilmesi de mümkün değildir.
Olmamalıdır da...
Avrupa’nın göbeğinde, Hollanda gibi, Almanya gibi, Fransa gibi özgürlükçü demokratik hukuk devletlerinde Yahudi düşmanlığına da İslam düşmanlığına da yer olmamalıdır.
İnsan düşmanlığına yer olmamalıdır.
Ama ne yazık ki Almanya’da da Hollanda’da da Fransa’da da diğer Avrupa ülkelerinde de yani dünya genelinde Yahudi düşmanlığı da İslam düşmanlığı da başka düşmanlıklar da yaşanmaktadır.
Yıllardır yapılagelmekte olan kamuoyu yoklamaları da bilimsel araştırmalar da ne yazık ki bu düşmanlıkların sistematik olarak arttığını göstermektedir.
*
Ama belirli olaylar nedeniyle, aynı kökenden ve aynı dinden olan insanları toptan ‘günah keçisi’ ilan etmek insafsızlıktır.
Böyle bir yaklaşım, demokratik hukuk devleti ilkeleri ve yasal düzenlemeleri ile kesinlikle bağdaşmamaktadır.
Tabii Hollanda’da olsun, Almanya’da olsun, Fransa’da olsun, yıllardır bulundukları ülkelerin vatandaşı oldukları halde, Yahudi düşmanı tutum sergiledikleri gerekçesiyle, politikacıların akıllarına gelen ilk şeyin bu insanların sınır dışı edilmelerinin ve ellerinden Hollanda, Alman ve Fransız pasaportlarının alınması olmasını anlamak da kabullenmek de mümkün değildir.
Ellerinden pasaportları alınıp sınır dışı edilmesi istenen insanlar, bu ülkelerde doğmuş, bu ülkelerde büyümüş, tüm sosyalizasyonları bu ülkelerde almış ve bu ülkelerde yaşayan insanlardır.
Yani onlar da ‘saf kan’ Almanlar, Hollandalılar, Fransızlar gibi ‘buralıdır’, bu ülkelerin vatandaşlarıdır.
Onlar da Avrupalıdır...
Bu insanlara ‘öteki’ gözüyle bakılması ve bu insanların ‘ötekileştirilmesi’ kimsenin yararına olamaz.
Hollandalı, Fransız ve Alman politikacılar da diğer ülkelerin politikacıları da bunu kafalarına iyice sokmalıdır.
Tabii halkları da...