Güncelleme Tarihi:
ÜLKEDE 15-17 Mart’ta düzenlenecek genel seçimlerde, göçmenlerin isteklerini karşılamayan mevcut partilerin yerine kurulan iki partiden, 14 Türkiye kökenlinin bulunduğu yaklaşık 52 aday arasında farklı etnik kökenlilerin yanı sıra Hollandalı adaylar da yarışacak. Meclis’te 2017’den beri 3 milletvekili bulunan ve üyelerinin çoğu Türk ve göçmenlerden oluşan Denk Partisi, bu seçimlerde 5-6 milletvekili çıkarmayı hedefliyor. Başkent Amsterdam’da 3 ve Rotterdam’da 4 belediye meclis üyeliği kazanan Denk Partisi’nin 13 belediyede toplam 25 meclis üyeliği bulunuyor. İlk defa genel seçimlere katılacak olan ve kendisini ‘İslam’dan ilham alan parti’ şeklinde tanıtan NIDA Partisi de Meclis’e girmek istiyor. NIDA Partisi’nin Rotterdam, Lahey ve Almere kentlerinde toplam 4 belediye meclis üyesi bulunuyor.
Denk Partisi Milletvekili Tunahan Kuzu, son 20 yıldır Avrupa ülkelerinde İslamofobi, yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve ötekileştirme politikasının arttığını ve bu nedenle buna karşı güçlerin birleştirilmesi gerektiğini söyledi. Aşırı sağ partilerin oylarının artırmasından dolayı diğer siyasi partilerin de aşırı sağa doğru yöneldiğine dikkati çeken Kuzu, şöyle devam etti: “Artık Hollanda, 30-50 sene öncesinin ülkesi değil. Burada yaşayan göçmen kökenli gençlerin eğitim seviyesi, girişimcilerin de ticari hacmi artıyor. Nasıl ki bu alanlarda bir adım daha ileriye gidiyorsak, siyasi arenada da bir adım daha ileriye gitmemiz lazım. Biz ne kadar güçlü olursak, aşırı sağın çıkışına karşı da o kadar iyi mücadele edebiliriz. Bu nedenle sesimizi duyurmamız gerekiyor.”
Kuzu, aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV) lideri Geert Wilders’ın, İslam’a karşı verdiği mücadelenin yanı sıra ülkede yaşayan ve çifte vatandaş olanların da seçme ve seçilme hakkını ellerinden almak istediğini belirterek “Bunu gerçekleştirebilirse ve bizler de sesimizi duyuramazsak daha kolay lokma haline geliriz. Bunu engellemek için mutlaka sandığa gidip oy vermemiz gerekiyor” dedi.
Aşırı sağ partilerin eskiden rahatça her şeyi konuşup yapabildiğini belirten Kuzu, şu ifadeleri kullandı: “Diğer siyasi partiler, bu duruma göz yumuyor ve susuyordu. Artık bizim gibi bunların karşısında durup cevabını veren ve mücadele eden milletvekilleri var. Bu nedenle de diğer siyasi partilerin kendilerine çeki düzen vermesi gerekiyor. Ayrımcılığa ve ırkçılığa karşı sadece söylemde kalmayıp, eyleme geçip çözüm bulmamız gerektiğini bildiğimiz için bunu yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Artık mağdurun kendini ispat etmesi için değil, ayrımcılığı yapan kişinin daha şiddetli bir şekilde cezalandırılması gerektiği için mücadele ediyoruz. Bu mücadelenin devam etmesi ve daha güçlü olmamız için yerimizde saymadan gücümüzü artırmamız gerekiyor. Bunun için genel seçimlerde Meclisteki milletvekili sayımızı 3’ten 4, 5 ve hatta 6 milletvekiline çıkarmayı hedefliyoruz.”
NIDA Partisi milletvekili adayı Nurullah Gerdan da sadece aşırı sağcı partilerden değil diğer siyasi partilerin onlardan etkilenmesinden dolayı tedirgin olunması gerektiğini dile getirdi. Geleneksel partilerin, aşırı sağa giden oyları aşırı söylem ve bazen eylemlerle yeniden kazanmaya çalıştıklarını belirten Gerdan, medyanın ve siyasetçilerin algı operasyonları yaparak Müslümanları zan altında bıraktıklarını ifade etti.
Gerdan, şunları kaydetti: “Popülizme karşı popülizmle, nefrete karşı nefretle değil sevgiyle, saygıyla, adaletle, barışla, ahlakla mücadele ederek sesimizi farklı şekilde duyurmamız gerekiyor. İslam’da olan bu kavramları bir şekilde Meclis’e taşımamız lazım. Bu perspektif ile toplumdaki sorunlara çözüm bulmamız gerekiyor. Her işe olumlu tarafından bakmamız ve umutsuzluğa kapılmadan sandığa gidip hakkımız olan oyumuzu mutlaka kullanmamız gerekiyor. Ancak bu şekilde sesimizi duyurabiliriz.”