Murat TOSUN / BERLİN - Fotoğraflar: dpa
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 22, 2022 16:58
22 ve 26 Ağustos 1992 tarihleri arasında Almanya’nın Rostock kentindeki mülteci yurdunun kundaklanmasının 30’uncu yılında siyasilerden peş peşe açıklamalar geldi.
Almanya Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser, aşırı sağın aynı zamanda günümüzde de demokrasiye yönelik en büyük tehdit olduğunu vurguladı. Hiç kimsenin sağdan gelen tehlikeyi hafife almaması gerektiğini belirten Faeser, şöyle dedi: “Rostock-Lichtenhagen’da sığınmacılar için kurulan bir kabul merkezinde yaşayanlara yönelik saldırılar, savaş sonrası Alman tarihinin en büyük ırkçı saldırıları arasında yer almaktadır. Saldırganlara karşı neredeyse hiç kimsenin müdahale etmemiş olması, bugün de hâlâ şok edicidir. Hatta birçok izleyici alkışlayarak saldırganları daha da kışkırttı. Kimsenin ölmemesi tamamen şanstı. Rostock-Lichtenhagen’da alevlenen aşırı sağcı insan nefreti, güvenlik güçlerinin tereddütlü ve gönülsüz davranışları, siyaset ve toplumdaki yetersiz empati gibi bir işaret haline geldi. İnsanlar Almanya’nın ortasında hayatlarından endişe etmek zorunda kaldılar.”
‘DEMOKRASİYİ TEHLİKEYE ATMAKTADIR’Yeşiller Partisi Federal Meclis Es Başkanları Katharina Dröge ile Britta Hasselmann da saldırının 30’uncu yılı nedeniyle bir basın bildirisi yayınladı. Bildiride şu ifadelere yer verildi: “Bundan 30 yıl önce Rostock-Lichtenhagen’da yaşanan büyük ırkçı saldırıları dehşetle hatırlıyoruz. Neo-Nazilerin ve isyancıların kör öfkesi bugün hâlâ sarsıcı olmakla kalmıyor aynı zamanda bu saldırıların ve isyanların binlerce seyirci tarafından alkışlanması ve devletin günlerce bunları durdurmayı başaramaması gerçeği de sarsıcıdır. Düşüncelerimiz, şiddetli saldırılardan etkilenen ve sadece şans eseri hayatta kalanlarla birlikte. Rostock-Lichtenhagen saldırısı ve yeniden birleşmeden bu yana Mölln’den Solingen’e, Hoyerswerda’dan Halle ve Hanau’ya, NSU’nun korkunç cinayetlerine kadar bir dizi aşırı sağcı ve ırkçı şiddet eylemi, Federal Almanya Cumhuriyeti tarihinde açık izler bırakmıştır. Ancak olayları sadece geçmişe bakarak değerlendirmek yanlış olur. Zira bugün bile aşırı sağcı güçler, insanların vahşileştirildiği ve değersizleştirildiği bir iklimi körüklemektedir. Sağ motivasyonlu şiddet eylemleri, siyasi olarak kendini adamış kişilere yönelik saldırıların sayısı ve internet üzerinden nefret, kışkırtma ve şiddet tehditleri de dahil olmak üzere çarpıcı bir şekilde artmaktadır. Bu durum, insanları ve demokrasimizi tehlikeye atmaktadır. Şiddet eylemlerini ve tırmanışı önlemek ve nihayetinde demokratik şekilde bir arada yaşamımızı, demokrasimizi ve özgürlüğümüzü korumak için bu iklime karşı birlik olmalıyız.”
STEINMEIER ZİYARET EDECEKAlmanya Cumhurbaşkanı
Frank-Walter Steinmeier, 25 Ağustos 2022 Perşembe günü Hansa ve Rostock’u ziyaret edecek. Steinmeier, ırkçıların kundaklamaya çalıştığı Sonnenblumenhaus’ta Eyalet Başbakanı Manuela Schwesig, Belediye Başkanı Regine Luck ve Senatör Steffen Bockhahn tarafından karşılanacak. Steinmeier, Rostock-Lichtenhagen’da çeşitli toplantı ve görüşmelerin yanı sıra Rostock Belediye binasındaki anma törenine de katılacak.
NE OLMUŞTU?
30 yıl önce Rostock-Lichtenhagen’da sığınmacılara ve eski Vietnamlı sözleşmeli işçilere yönelik şiddet tırmanmıştı. 22 ve 26 Ağustos 1992 tarihleri arasında sağcılar Rostock-Lichtenhagen’daki ‘Sonnenblumenhaus’ adlı binaya ve buradaki sığınmacı kabul merkezine saldırmış, bina alevler içinde kalmıştı. Binada çoğunlukla Doğu Avrupa’dan gelen mülteciler yaşıyordu. Daha sonra ise yüzden fazla Vietnamlının yaşadığı bitişikteki bir pansiyon saldırıya uğradı. Birçoğu aşırı sağcı olan binlerce kişilik kalabalık bir grup ise saldırganları engellemek yerine alkışladı ve tezahürat yaptı. Polis ise bir süre geri çekilerek olayları izledi. Saldırıda şans eseri kimse ölmedi.