Güncelleme Tarihi:
BILD am Sonntag gazetesine konuşan Prof. Dr. Şahin, “Önemli olan üçüncü aşının tekrar korumayı artırmasıdır. Buna göre, çifte aşılamadan sonraki korumadan daha uzun sürmesini bekliyoruz ve müteakip takviye aşılara sadece her yıl ihtiyaç duyulabilir. Tıpkı gripte olduğu gibi. Bununla birlikte, belirli koşullar altında dördüncü bir aşının yararlı olup olmayacağı ve ne zaman olacağı konusunda henüz herhangi bir veriye sahip değiliz. Bu aynı zamanda başka virüs varyantlarının olup olmadığına da bağlı” dedi. Şahin, ABD, İsrail ve Britanya’dan alınan verilere göre virüse karşı aşının dördüncü aydan sonra etkisini kaybetmeye başladığını ve altıncı aydan sonra açık bir şekilde etkinin azaldığının görüldüğünü söyledi. Prof. Dr. Şahin, aşılanmış kişilerin koronaya yakalanması halinde çoğu durumda hafif veya orta şiddette hastalığı geçirdiklerini ifade etti. Kendi araştırmalarının ise aşının koruyucu özelliğinin dokuzuncu aya kadar çok yüksek olduğunu, bu nedenle aşılı kişilerde nadiren ciddi hastalıklar görüldüğünü ortaya koyduğunu kaydetti.
‘SALGIN ZİNCİRİNİ KIRACAK’
Şahin, Robert Koch Enstitüsü’nün son verilerine göre Almanya’da iki doz aşı yaptıran 60 yaş üstü kişilerin hastane tedavisinden korunma oranının yüzde 85, yoğun bakım tedavisinden korunma oranının ise yüzde 90 olduğunu ifade etti. Üçüncü doz aşının önemine dikkati çeken Şahin, “İsrail dahil çeşitli çalışmalardan ve kendi klinik çalışmamızdan şunu biliyoruz; Güçlendirici aşılama sadece tam koruma sağlamakla kalmaz, aynı zamanda bağışıklık tepkisi daha da yüksek olabilir. Yetişkinlerde, korona hastalığı yirmi kat daha az görülür. Hatırlatıcı üçüncü doz aşı hastalıklardan korumanın yanı sıra salgın zincirini de kıracak ve virüs varyasyonu ihtimalini azaltıyor. Bu bize yaklaşan zor kış sürecinde yardımcı olabilir” dedi.