Her yerde varız

Hiç şüphesiz 54 yıl, insan yaşamında uzun bir süredir.

Ama aynı şey göç tarihi için söylenemez.
Hele hele ilk 20 yılı “Biraz para biriktirip geri döneceğiz” düşüncesinin hakim olduğu bir göç tarihinde ise bundan hiç bahsedilemez.
Almanya’ya gelen ilk nesil Türkler, yani misafir işçiler (gastarbeiter), Ruhr Havzası’ndaki maden ocaklarında, Stuttgart ve çevresindeki Mercedes, Köln’deki Ford, Bochum ve Rüsselsheim’daki Opel, Hannover ve Wolfsburg’daki Volkswagen, Ingolstadt’taki Audi, Münih’teki BMW işletmelerinde çalıştılar.

Gece gündüz demeyip yürüyen bantlarda zamanla yarıştılar.
Ruhr bölgesinin çeşitli kesimlerindeki demir-döküm işletmelerinde kızgın alevler karşısında ter döktüler.
İnşaatlarda ve başka alanlarda da.
Evet, para da kazandılar.
Ama toplumsal yaşamdan hep uzak yaşadılar.
Zamanla yeni nesil Türkler ve Türk kökenliler başka alanlarda da boy göstermeye başladılar.
Kendi işletmelerini kurdular.
Kimisi doktor, kimisi mühendis, kimisi profesör oldu.

* * *

İlyas Tüfekçi, Erhan Önal, Erdal Keser, Hamit ve Halil Altıntop, Yıldıray Baştürk, Hakan Çalhanoğlu, Yunus Mallı gibi Türk milli takımına giden futbolcular yetişti.
Mesut Özil, Nuri Şahin, İlkay Gündoğan gibi Alman milli takımında oynayan futbolcular da.
Sanat, kültür ve edebiyat alanlarına da girdik zamanla.
Emine Sevgi Özdamar, Aras Ören, Feridun Zaimoğlu, Selim Özdoğan, Hatice Akyün, Mely Kıyak, Renan Demirkan, Hilal Sezgin, Zafer Şenocak, Murat Ham gibi yazarlar çıktı.
Nurkan Erpulat, Hakan Savaş Mican, Neco Çelik gibi tiyatro yönetmenleri.
Hatta Shermin Langhoff, Selçuk Sazak, Yekta Arman gibi tiyatro müdürleri bile.
Fatih Akın, Buket Alakuş, Neco Çelik, Yasemin ve Nesrin Şamdereli, Özgür Yıldırım, Sinan Akkuş, Züli Aladağ, Aysun Bademsoy, Kadir Sözen gibi sinema yönetmenleri.
Şinasi Dikmen ve Muhsin Omurca ile başlayan kabare dünyasına Kaya Yanar, Bülent Ceylan, Fatih Çevikkollu, Serdar Somuncu, Murat Topal ve daha başkaları da girdi.
Mehmet Kurtuluş, Sibel Kekilli, Erol Sander, Tayfun Baydar, Sıla Şahin, Adnan Maral, Erdoğan Atalay, Sema Poyraz, Nursel Köse, Tayfun Bademsoy, Fahri Ogün Yardım, Aykut Kayacık, Şiir Eloğlu, Fahri Yıldırım, İdil Üner, Aslı Bayram, Fırat Çelik, Jale Arıkan, Aylin Tezel gibi sinema oyuncuları çeşitli filmlerde rol alarak kendilerini kabul ettirdiler.

İşte şimdi de yeni nesil Türk kökenliler sinema dünyasında boy göstermeye başladılar.

Bunlardan biri de Almila Bağrıaçık.
Hem reji öğrenimi görüyor hem de filmlerde oynuyor Almila.
Tatort ve SOKO Liepzig gibi polisiye dizilerde kendini kanıtladı.
Hördur- İki Dünya Arasında isimli filmdeki rolüyle seyircileri büyüledi.
Hördur adlı at ve onunla dostluk kuran Aylin (Almila) arasındaki mistik ilişkiyi içeren bir film.
Filmde hem başrol oyuncusu Almila, hem de Hördur isimli atın göçmenlik öyküsü anlatılıyor.
Almila Bağrıaçık, kısa bir süre önce Alman Birinci Televizyonu (ARD) adına çekilen ve aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütü teröristleri tarafından işlenen cinayetlerde öldürülen Enver Şimşek’in kızı Semiya Şimşek’i canlandırdığı Beni Unutma (Vergesst mich nicht) filminde başrolü üstlendi.

* * *

Esra İnal da öyle.
Berlin’de doğup büyüyen Türk kökenli genç bir kız.
Hiç kamera önüne çıkmamış daha önce.
Bu alanda eğitim de almamış.
Ama onun yaşam öyküsü Ömer Faruk Sorak’ı büyülemiş.
“Kendi hayatını kendin oynayacaksın” demiş.
İyi de yapmış.
8 Saniye-Bitmeyen bir an isimli film, Berlin’de doğup büyümüş olan Esra İnal’ın sıra dışı hayat hikayesini konu alıyor.
Erkek hakimiyetinin ağır bastığı bir çevrede, yaptığı hatalara ve maruz kaldığı baskılara rağmen hep özgürlüğünün peşinde koşan, çocukluğundan itibaren kendine rüyalarında eşlik eden ve yol gösteren gizemli adamı bulmak için başka kıtalara giden Esra’nın öyküsü.
İzleyicilerden tam not alan Esra İnal’a bu filmde Mehmet Kurtuluş, Fahri Yıldırım, Fırat Çelik gibi Türk kökenli Alman sanatçılar da
eşlik ediyor.