Güncelleme Tarihi:
MAHKEMEDEN DÖNDÜ
Almanya’da 14 Şubat 1989’da ilk kez Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) ağırlıklı olduğu Schleswig Holstein Eyalet Parlamentosu, eyalette en az 5 yıldır yasal olarak yaşayan yabancılara yerel seçimlere katılma hakkı verilmesini karara bağladı.
20 Şubat 1989 tarihinde de SPD ve FDP’nin desteğiyle Hamburg Eyalet Parlamentosu 8 yıldır eyalette yaşayanlara aynı hakkın verilmesini kararlaştırdı.
Tabii Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) buna itiraz etti.
Federal Anayasa Mahkemesi, 31 Ekim 1990’da iki eyaletin kararını da “Anayasa’nın 20. maddesi ile bağdaşmıyor” gerekçesiyle devre dışı bıraktı.
Alman Anayasası’nın 20. maddesinde, “Almanya Federal Cumhuriyeti demokratik ve sosyal bir federe devlettir. Egemenlik tümüyle halkındır. Halk egemenliğini seçimler ve oylamalar aracılığıyla ve yasama, yürütme ve yargı yetkileriyle donanmış özel organlar eliyle kullanır” denilmektedir.
Federal Anayasa Mahkemesi yargıçları, “Alman Anayasası’na göre halk Almanlardan, Alman vatandaşlarından oluşuyor” görüşünü savunmuşlardır. Onlara göre, bu egemenlik haklarından ancak Alman vatandaşı olanların oluşturduğu ‘halk’ yararlanabilir.
Ama Federal Anayasa Mahkemesi’nin bu kararından 15 ay sonra 7 Şubat 1992 tarihinde, Avrupa Konseyi tarafından imzalanan Maastricht Sözleşmesi ile AB vatandaşlarına yaşadıkları üye ülkelerdeki yerel seçimlere katılma hakkı verildi.
Alman yargıçların ‘halk’ anlayışı değişmiş olmalı ki, hiçbirinin gıkı bile çıkmadı.
TÜRKLER HÂLÂ BU HAKTAN YOKSUN
Almanya’da yaşayan ve AB üyesi ülkelerden gelenler 1994 yılından beri yerel seçimlere katılma, seçme ve seçilme hakkına sahiptir.
Ama 40-50 yıldır burada yaşayan Türkler hâlâ bu haktan yoksundur.
Belçika, Danimarka, Finlandiya, Hollanda, İrlanda, İspanya, İsveç, Lüksemburg, Slovenya gibi Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerde 3-5 yıldır yaşayan tüm “yabancılar”, Türk vatandaşları da, yerel seçimlerde seçme ve seçilme hakkına sahiptir.
Hatta İrlanda’da 6 aydır yaşayanlar bile.
Ama nedense Almanya bu hakkımızı vermemekte direnmektedir.
İşte yeni kurulacak federal hükümetten Türkler için bu demokratik hakkın talep edilmesi ve gerçekleşmesinin beklenmesinden daha doğal bir şey olamaz.
Böylece Almanya da yıllardır süregelen ayıbından da kurtulmuş olur.