Hem kadın hem göçmen kotası

ÇÜNKÜ sandalye sayısı 735’e yükselen Federal Meclis’e 480’erkek milletvekili girerken, kadın parlamenter sayısı 255’te kaldı. Yani kadın milletvekili oranı yüzde 31.5’i geçmedi. Hem de 23 Mayıs 1949 tarihinde ‘Grundgesetz’ (Temel Yasa) olarak bilinen Alman Anayasası’nın kabulüyle resmen kurulan Federal Almanya Cumhuriyeti’nde kadın-erkek eşitliği büyük harflerle yazıldığı halde.

Hem de anayasanın üçüncü maddesinde, “Bütün insanlar yasa önünde eşittir. Erkekler ve kadınlar eşit haklara sahiptirler. Devlet, kadın ve erkeklerin eşitliğinin sağlanmasını gerçekten teşvik eder ve var olan dezavantajların giderilmesi için çaba gösterir” denildiği halde.
Hem de 83 milyon 100 bin nüfuslu Almanya’da kadınların sayısı 42 milyon 100 bini geçtiği halde.
*
Partilerin kadın milletvekili sayısına baktığımızda çok farklı bir tablo görüyoruz.
Sosyal Demokrat Partili (SPD) 206 milletvekilinden 86’sı, yani yüzde 41.7’si kadın.
Hür Demokrat Partili (FDP) 92 milletvekilinden 22’si, yani yüzde 23.9’u kadın.
Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri’nin 196 milletvekilinden 46’sı, yani yüzde 23.5’i kadın.
Sağ popülist Almanya için Alternatif’in (AfD) 83 milletvekilinden sadece 11’i, yani yüzde 13.3’ü kadın.
Yıllardır kadın kotası uygulanan Yeşiller ve Sol Parti’de ise çok farklı bir tablo.
Sol Partili 39 milletvekilinden 21’i, yani yüzde 53.8’i kadın.
Yeşiller’in ise 118 milletvekilinden 69’u, yani yüzde 58.6’sı kadın.
AfD’de ve FDP’de kadın kotası uygulaması yoktur.
SPD’nin kadın kotası ‘şimdilik’ yüzde 40’tır.
CDU’da ‘mecburi olmayan’ yüzde 30 kadın kotası vardır.
Yani kadın kotası sadece kâğıt üzerindedir.
CSU’da da kadın kotası yoktur.
İşte son seçimlerde CDU/CSU’da kadın milletvekili oranı yüzde 23.5’te kalınca, her iki partili kadınlar seslerini yükseltmeye başladı.
CDU’nun kadın kolları ‘Frauen Union’ (Kadınlar Birliği) Başkanı olan Göç, Sığınmacılar ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Annette Widmann-Mauz, “Yeter artık. Bu böyle gitmez. Kadın kotası uygulamasını hayata geçirmeliyiz” dedi.
CSU’lu kadınlar da öyle.
Ama özellikle CDU’da kadın kotası yaklaşık 25 yıldır gündemdedir.
Böyle giderse daha yıllarca gündemde de kalacaktır.
*
Aynı durum göçmen kökenliler için de geçerlidir.
Almanya’da 22 milyona yakın göçmen kökenli insan yaşamaktadır.
Yani toplam nüfusun yüzde 26.7’si göçmen kökenlidir.
Bunların yarıdan fazlası da Alman vatandaşıdır.
Son seçimlerde Federal Meclis’e 18’i Türkiye kökenli olmak üzere göçmen kökenli 83 milletvekili girdi.
Başka bir deyişle; göçmen kökenli milletvekili oranı yüzde 11.3’te kaldı.
SPD’den 35, Yeşiller’den 17, Sol Parti’den 11, CDU/CSU’dan 8, AfD’den 6, FDP’den 5 göçmen kökenli milletvekili seçildi.
Bu veriler ışığında göçmen kökenli parlamenterlerin oranı Sol Parti’de yüzde 28.2’yi bulurken, SPD’de yüzde 17 ve Yeşiller’de yüzde 14.4’ü geçmedi.
Diğer partiler ise bu alanda da sınıfta kaldı.
Göçmen kökenli milletvekili oranı AfD’de yüzde 7.2, FDP’de yüzde 5.4, CDU/CSU’da yüzde 4.1’dir.
Yani yalnız Sol Parti’deki göçmen kökenli milletvekili oranı ülke nüfusundaki göçmen kökenlilerinin oranının üstündedir.
Diğer tüm partilerde ise genel nüfustaki oranın çok çok altında.
*
Evet...
2017 yılındaki genel seçimlerde Federal Melis’e göçmen kökenli 58 milletvekili girmiştir.
Son seçimlerde ise bu rakam 83’e yükselmiştir.
Şüphesiz bu olumlu bir gelişmedir.
Ama hedeften çok uzak olunduğu da apaçık ortadadır.
İşte o nedenle Almanya’da kadın kotası-kadın kontenjanı gündeme taşınırken, göçmen kökenli kotası-kontenjanı da göz ardı edilmemelidir.