Güncelleme Tarihi:
Kent merkezinde dolaşırken her yerde bir Türk ögesine rastlamak mümkün.
Krefeld Halk Yüksek Okulu'nda “Türkiye'deki politik gelişmeler” başlığı altında bir konferans verdim.
Dinleyicilerin çok büyük bir bölümü Alman'dı.
Hemen hemen hepsinin kafasından “Türkiye İslamlaşıyor”, “Türkiye Doğu'ya kayıyor”, Türkler milliyetçileşiyor” gibi bazı düşüncelerin geçtiğine tanık oldum.
Alman dinleyicilerde, Almanya'daki Türklerin ve Türk kökenlilerin de Türkiye'deki gelişme ve akımlardan etkilendiği düşüncesi hakimdi.
Buna kanıt olarak da, hem sorularda hem de yaptıkları kısa açıklamalarda, geçen yıl Essen Grugahalle'de ve Köln Arena'da düzenlenen iki ayrı etkinliğe binlerce Türk insanın katılmasını gösterdiler.
Grugahalle'de düzenlenen etkinliğe katılan 6 binin üzerindeki gencin hepsinin de Almanya'da “Graue Wölfe” olarak tanınan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) yanlısı “Bozkurtlar” olduğunu düşündüklerini açık bir biçimde ifade ettiler.
Başbakan Tayyip Erdoğan'ı dinlemek için Köln Arena'yı genç-yaşlı, kadın-erkek 16 bine yakın Türkün doldurmasını ise Almanya'daki Türklerin “İslamlaşmasının” bir işareti olduğunu dile getirdiler.
Alman dinleyicilere bu gibi etkinliklerin kesinlikle politikayla ve “politik İslam”la bağdaştırılmaması gerektiğini söyledim.
Grugahalle'li dolduran gençlerin muhtemelen çok büyük bir bölümünün Bozkurtlar'la uzaktan-yakından hiçbir ilişkisinin olmadığını hatırlattım.
Bu gençlerin bir aidiyet duygusuyla Türkler tarafından düzenlenen bir etkiliğe katılıp yer almamalarının yadırganmaması gerektiğinin altını çizdim.
Aynı şeyin Köln Arena'da düzenlenen etkinlik için de geçerli olduğunu söyledim.
O dev kapalı salonu dolduran insanların çoğunun AKP
yanlısı olmadığını ve büyük bir olasılıkla Başbakan Erdoğan'ın politikasını benimsemediğini bile hatırlattım.
Ancak hem etnik hem de duygusal bağları olan ülkenin Başbakanı'nı dinlemek için o etkinliğe katıldıklarını, bunun da yadırganmaması gerektiğini anlattım Alman dinleyiciler.
Krefeld'den döndükten sonra aynı akşam Berlin'de oynanan Alba Berlin-Galatasaray basketbol maçını izlemek üzere yeni inşa edilen dev kapalı salon “O2 World”ün yolunu tuttum.
Daha maça yaklaşık 2 saat olduğu halde kızlı-erkekli Türk ve Türk kökenli gepegenç insanların dev kapalı salonun önünde kuyruklar oluşturdukların gördüm.
Hepsinin üzerinde ya ay-yıldızlı ya da sarı-kırmızı Galatasaray tişörtleri vardı.
Ellerinde de Türk bayrakları...
Bu gençlerin hem salonun dışında hem de salonda hem maç öncesi ve sonrası hem de karşılaşma sırasında tam sporsevere yaraşır bir
tutum sergilediklerine tanık oldum.
Karşılaşma boyunca Galatasaray'a tam destek verdiler.
Ancak karşılaşma bittikten sonra kazanan Alba Berlin'i de aynı içtenlikle alkışladılar.
Yani Berlinli Türk ve Türk kökenli gençler, hem Berlinli hem de Galatasaraylı olunabileceğini gözler önüne serdiler.
İşte bu olguyu artık “Bizim Almanların” da görmesi gerekir.
Tabii kabullenmeleri de...