Helalleşme zamanı

Güncelleme Tarihi:

Helalleşme zamanı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 05, 2013 09:36

Başbakan Erdoğan,Dolmabahçe’de Akil İnsanlarla buluştu. Erdoğan “Yeni bir Türkiye kurma çabası içinde değiliz, Cumhuriyeti özüyle, ruh köküyle buluşturma gayreti içindeyiz.

Haberin Devamı

Şimdi ayrıştırmanın değil bayramlaşmanın, müsafahanın (el sıkışma) zamanı, hesaplaşmanın değil helalleşmenin zamanı" dedi.Erdoğan’ın mesajları özetle şöyle:

MAGAZİNLEŞTİRMEYİN

Kamuoyuna, özellikle de medyamıza, yazarlarımıza, yorumcularımıza şu çağrıyı da yapmak istiyorum. Hayırlı bir iş için bir araya geldik. İşin magazin boyutuna, isim boyutuna, kim vardı kim yoktu, boyutuna takılıp hedefin ve niyetin arka plana itilmesine, sulandırılmasına lütfen müsaade etmeyin. Hem buradaki heyetin hem dışarıda dost ve kardeşlerimizi çerçeve ile ilgili tartışmaları bir kenara bırakıp özle ilgilenmelerini, sürecin önemi ve hassasiyeti açısından önemli bulduğumu ifade etmek istiyorum.

HEYET 76 MİLYONUN ÖZETİ

Heyeti oluştururken zorlu bir seçme süreci yaşadık. Katkı verebilecek, söz söyleyebilecek, örnek teşkil edebilecek temsil kabiliyeti yüksek, kanaat önderliği yapabilecek çok sayıda isim belirledik. Çok ince çok hassas tercih süreci ardından farklı kesimleri, farklı düşünce dünyalarını temsil etmek sureti ile 76 milyonun özeti sayılabilecek bir listeyi oluşturduk. Bu heyetin içinde ya da dışında söyleyecek sözü olan varsa dikkatle dinleriz.

HER BAHANE TEFERRUATTIR

Kan akmaya devam ederken her bahane teferruattır. Bu salonda bulunan insanlar sadece akil değil, aynı zamanda cesurdur, yüreklidir, idealisttir, barışseverdir. Böyle bir tablonun oluşması milletimizi umutlandırmıştır. Çözüme karşı olanların önerisi açıkça bölünmenin devam etmesidir. Her yıl belli sayıda şehit vermeyi, her yıl büyük bedeller ödemeyi sineye çeken anlayış ne insanidir ne de vicdanidir.

SÜREÇTE YALNIZ KALDIK

Bütün bu süreçte yalnız olduk, yalnız bırakıldık. Elbette yol yürüdüğümüz insanları kastetmiyorum. Ancak gücü olduğu halde, eğitimi, tecrübesi, imkânı ve fırsatı olduğu halde, bu can alıcı meselede inisiyatif almayanları mazur görmemiz mümkün değil. İsterdim ki bir başbakan olarak ben sadece yol açsaydım. Sadece yolu temizleseydim, bu yoldaki engelleri kaldırsaydım. Ne yazık ki biz yolu açtık ama o yola sadece kendimiz, milletimiz, bir avuç da gönül insanı revan olduk.

YAZARLARIN FAŞİZMİ

Silaha, teröre, bölücü anlayışlara sarılanlar ne kadar suçluysa, başta Diyarbakır Cezaevi olmak üzere insanlık dışı muameleyle, işkenceyle o örgütün adeta kurulmasına çanak tutanlar da o kadar suçludur. Kan döken örgüt ne kadar suçluysa, o örgüte inanılmaz fırsatlar sunan, hiçbir yerde bulamayacağı istismar bataklıkları sunanlar da o kadar suçludur. Sadece şu son birkaç ay içinde kimi siyasetçi, kimi akademisyen ve kimi yazarların sergilediği faşizm, inanın terör örgütünün 29 yılda yaptığı tahribattan çok daha fazlasını yapmıştır.

HELALLEŞMENİN ZAMANI

Şimdi artık topyekün kucaklaşma zamanı. Şimdi ayrılıklara vurgu yapmanın değil ortaklıklara vurgu yapmanı, acıları öne çıkarmanın değil ortak zaferleri, ortak sevinçleri öne çıkarmanın zamanı. Şimdi ayrıştırmanın değil bayramlaşmanın, müsafahanın (el sıkışmanın) zamanı, hesaplaşmanın değil helalleşmenin zamanı. Şimdi artık sosyal restorasyon dönemini başlatıp kararlılıkla büyütme zamanı. Size ben bu akşam burada Malazgirt demeyeceğim, size Çaldıran, Kut’ul Amare, Sarıkamış, Çanakkale demeyeceğim. Cumhuriyetimizin kuruluşundaki o ruh, o irade, o kardeşlik anlayışı bize fazlasıyla yeter.

Cumhuriyeti özü ile buluşturma gayreti

BİRLİKTELİK ERZURUM’DA

7 Ağustos 1919 daha Meclis açılmamış. Daha cumhuriyet ilan edilmemiş. Erzurum Kongresi yapılıyor ve bir beyanname yayınlanıyor. Şu ifadelere özellikle dikkatlerinizi çekiyorum. ‘Trabzon vilayeti ve Samsun Sancağı ile Doğu vilayetleri adını taşıyan Erzurum, Sivas, Diyarbekir, Elaziz, Van, Bitlis vilayetleri ve bu çevrenin içindeki bağımsız livalar hiçbir sebeple, bahaneyle birbirinden ve Osmanlı camiasından ayrılmak imkânı tasavvur edilmeyen bir bütündür. Bu bölgeler halkı saadet ve felakette tam bir beraberliği kabul eder ve mukadderatı hakkında aynı hedefi amaç olarak alır.’

MUSTAFA KEMAL’İN SÖZLERİ İLE

Ardından 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi açılıyor. Gazi Mustafa Kemal Meclis’in açılışının hemen ertesi günü 24 Nisan 1920’de Meclis’teki ilk hitabını yapıyor. Vatanımız olacak sınırları tarif ettikten sonra Gazi Mustafa Kemal ‘Efendiler bu sınır sadece askeri gerekçelerle çizilmiş bir sınır değildir. Milli sınırdır. Fakat bu sınır içinde İslam unsuruna sahip yalnız bir milletin olduğu düşünülmesin. Bu sınır içinde Türk var, Çerkez var ve diğer İslam unsurları vardır. İşte bu sınır karışık bir halde yaşayan bütün amacını tam anlamı ile birleştirmiş olan kardeş unsurların milli sınırıdır’ Gazi Mustafa Kemal bu sözleri söyleyince genel kuruldan hepsi İslamdır, kardeştir sesleri yükseliyor. Bunun hemen ardından Gazi Mustafa Kemal Müslüman olmayan unsurlara Müslümanlarla aynı hakların verileceğini bunun da son derece tabi olduğunu ifade ediyor. 29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti bu ruh, bu kardeşlik üzerine inşa ediliyor.

ZULMÜ İLİKLERİMİZE KADAR YAŞADIK

Bu ülkede bu topraklarda aynı milletin fertleri olarak hepimiz aynı zulmü iliklerimize kadar yaşadık. Hepimizin kitapları yasaklandı, sesi kısılmak istendi. Hepimizin varlığı inkâr edildi. Sadece etnik kökenler değil, inançlar değerler dahi asimilasyona tabi tutuldu. Sadece dillerimiz değil kelimelerimiz, tarihimiz, kavramlarımız dahi sakıncalı ilan edildi.

YENİ TÜRKİYE ÇABASI İÇİNDE DEĞİLİZ

Biz 10 yıldır işte bu örselenmiş duyguları tamir etmenin mücadelesi içindeyiz. Eksiklerimiz hatalarımız olabilir ama yeni bir Türkiye, yeni bir cumhuriyet kurmanın çabası içinde değil Türkiye’yi, Cumhuriyetimizi özü ile ruh kökü ile buluşturmanın gayreti içindeyiz.

Dillere, inançlara kimse karışmasın yasaklar olmasın

- Bin yıl boyunca olduğu gibi bu gün de, yarın da herkes kendi kimliği ile kendi dili ile yaşamını devam ettirsin. İnançlara, dillere ve duygulara kimse karışmasın. Yasaklar, kısıtlamalar olmasın. Çözüm süreci yaraları tamir etme, kardeşlik ruhunu yüceltme sürecidir.

- Çözüm süreci silahı aradan çıkarma, düşünceyi, siyaseti devreye alma sürecidir. Kardeşliğimizin önündeki son engel terördür.

- Şimdi notalara döktüğünüz, sayfalara aktardığınız, filme çektiğiniz o sorunların çözümü için destek bekliyoruz. Orhan Gencebay’dan dertleri çileleri ortadan kaldıracak işler bekliyoruz. Sevgili Yılmaz Erdoğan’dan katkılar bekliyoruz. Değerli sanatçımız Lale Mansur’dan barışın kaybedeni olmayanı anlatmasını bekliyoruz.

Girişte kimlik kontrolü yapıldı

Dolmabahçe’deki Başbakanlık Çalışma Ofisi’nde gerçekleşen “Çözüm Süreci Akil İnsanlar Heyeti İstişare Toplantısı” dün saat 18.10’da başladı. Akil İnsanlar Heyeti’ne davet edilen isimler, kimlik kontrolünden sonra kabul edildi. Star gazetesinden Fadime Özkan yurtdışında olduğu için katılamazken, 61 heyet üyesi, toplantı saatini fuaye alanında bekledi. Toplantıya, Başbakan yardımcıları Bülent Arınç, Bekir Bozdağ ve Beşir Atalay, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan da katıldı. Başbakan Erdoğan, konuklarıyla tek tek tokalaştı ve sohbet etti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!