Güncelleme Tarihi:
PANDEMİ nedeniyle iki yıldır gerçekleştirilmeyen fuarın yeniden katılarak müşterilerine yeni ürünlerini ve modellerini gösterme şansı bulduklarını belirten tekstilciler, “Yeni müşteri bulmak çok zor. Önemli olan mevcut müşterilerle ilişkileri korumak, dünyanın bu en büyük sektör buluşmasında onlara ‘ben de buradayım’ demek gerekiyor” görüşünde birleşiyorlar. Türkiye, 59 ülkenin 2 bin 400 firmayla temsil edildiği fuarda en fazla katılımcıyla yer alan üç ülkeden biri. Çoğunluğu Bursa ve Denizli’den toplam 321 üretici firmanın rengarenk ürünlerinin sergilendiği standları, üretim süreçlerinde sektörün uluslararası standartlarına özen gösterildiğini kanıtlayan sertifikalar ve logolarla donatılmış durumda. Dört gün süren fuarda ziyaretçi sayısı daha önceki yıllara göre azalmış olmasına rağmen “İyi ki katıldık. Ziyaretçi sayısı düşük ancak gelenlerin büyük çoğunluğu nitelikli müşterilerden oluştuğu için belki de böylesi daha iyi” diyorlar. Biz de bugün sona eren fuarda Türkiye ekonomisinin giderek büyüyen bu dinamik sektörünü temsil eden firmalardan bir bölümünün temsilcileriyle görüşüp, fuara ve ürünlerinin dünya pazarlarındaki yerine ilişkin değerlendirmelerini aldık.
ÜÇ KUŞAK BİR ARADA
Dış pazarlara ağırlıkla havlu, bornoz, dikişsiz ürünler ve nevresim üreten ‘Ozanteks’ firmasının üçüncü kuşak temsilcisi Alper Katrancı (23), bizzat ilk kez katıldığı fuarın kendileri açısından başarılı geçtiğini belirtti. Büyük babası Zafer Katrancı’nın Denizli’de 1973 yılında kurduğu firmanın fuarda 30 yıldır temsil edildiğini belirten Alper Katrancı, “Herkes daha önceki fuarların şimdikine göre çok daha aşırı kalabalık olduğunu belirtiyor. Ancak ben bu fuardaki yoğunluktan memnunum. Zaten burada önemli olan yıllarca birlikte çalıştığımız firmalarla buluşmak, onlara yeni ürünlerimizi göstermek, dahası ‘Ben de buradayım’ demek. Yeni müşteri bulmak elbette önemli, ancak çok zor” dedi.
AVRUPA’YA İHRACAT
Türkiye’de İstanbul Teknik Üniversitesi’nde ve Amerika’da tekstil mühendisliği öğrenimini geçen yıl bitiren, iki yıldır da yine Amerika’da aynı dalda yüksek lisans öğrenimini sürdüren Katrancı, çocukluğundan bu yana büyük babası, babası ve ağabeyinin de bizzat çalıştığı firmayı temsil için Frankfurt’a gelen 12 kişilik ekipte yer alıyor. Son 3-4 yıldır fuarda kurulan standın aynı büyüklükte olduğunu belirten Katrancı, maliyetlerin artmış olmasına rağmen bu yıl da daha önce olduğu gibi 175 metrekarelik standla katıldıklarını belirtti. Türkiye’de ‘Hobby’ ve ‘Feelamore’ markalarıyla iç piyasaya üretim yaptıklarını belirten Katrancı, Almanya, Hollanda ve Fransa başta olmak üzere ağırlıklı olarak Avrupa ülkelerine ihracat yaptıklarını kaydetti. Ürünlere yurt dışındaki müşterilerinin gönderdiği marka etiketlerini koyduklarını belirten Katrancı, ancak bu etiketlerde ‘Made in Türkiye’ ibaresinin mutlaka yer aldığını vurguladı.
Fabrikalarındaki üretim süreçlerinin işçi haklarına saygıdan, çevre korumaya kadar çeşitli konulardaki standartlara uygun olduğunu belirten Katrancı, şu örneği verdi: “Denizli’deki fabrika binalarımızın çatıları 2017 yılından bu yana güneş enerjisi panelleriyle kaplandı. İthal ettikleri ürünlerimizin çevre dostu, temiz enerjiyle üretilmiş olması özellikle Avrupalı müşterilerimizi çok etkiliyor.”
HER ÜLKEYE GÖRE ÖZEL ÜRETİM
Ev tekstili sektöründe nevresim üretimi ve ihracatı denildiğinde akla gelen en büyük şirketlerden Menderes’in Genel Müdürü Ali Atlamaz, 25 yıldır katıldıkları fuarın ilk üç günündeki ziyaretçi profilinin ve gerçekleştirilen görüşmelerin olumlu olduğunu belirttikten sonra, “Standımıza ve ürünlerimize yeterince ilginin var olduğunu gördük. Ancak esas sonuçların önümüzdeki günlerde göreceğiz” dedi. 15 kişilik ekiple yer aldıkları standartlarının boyutlarının önceki yıllara göre biraz daha küçük olduğunu belirten Atlamaz, Türkiye’de iç piyasa için kendi markalarının da olduğunu, ancak üretimin önemli bir bölümünün Amerika ve Avrupa’dan müşterilerinin markaları için gerçekleştirildiğini kaydetti. İhracatın yüzde 60-70’inin Avrupa pazarlarına gittiğini belirten Atlamaz, “İhracat odaklı bir firmayız. Ancak dış pazarlara kendi markamızla üretim ve pazarlamayı tercih etmiyoruz. Çünkü ev tekstili alanında tüketicilerin alışkanlıkları, ihtiyaçları, beklentileri ülkeden ülkeye değişebiliyor. O nedenle her ülkeden müşterilerimizin istediği özelliklere uygun üretim daha önemli” diye konuştu. Atlamaz, uzun yıllardır ihracat odaklı bir firma oldukları için uluslararası standartlar açısından tüm koşulları yerine getirdiklerini vurguladı ve bununla ilgili denetimlerin hem uluslararası kurumlar, hem de doğrudan müşteriler tarafından düzenli olarak yapıldığını belirtti.
MAALESEF HALEN FASON AĞIRLIKLI
Almanya’da yaşayan ve Frankfurt merkezli firması aracılığıyla Türkiye’deki firmalara ürettirdiği çeşitli tekstil ürünlerini Avrupa pazarlarında pazarlayan iş kadını Canan Ünal ise ülkemizin bu sektördeki gücü ve dinamizmine rağmen halen fason üretimin ağırlıkta olmasına üzülüyor. Önümüzdeki dönemde Afrika pazarlarına da açılmayı planlayan Ünal, Türkiye’den katılan firmaların standlarının sektörün potansiyelini yansıttığını vurgulayarak, “Türkiye’deki üreticilerin dünya pazarlarına kendi markalarıyla açılma konusundaki yetersizliklerine çok üzülüyorum. Maalesef üretim halen fason ağırlıklı. Aslında firmalarımızın kendi tasarımlarıyla, kendi koleksiyonlarıyla pazara açılmaları gerekiyor. Ve bunu yapabilecek durumdalar da. Ancak her şeye rağmen olumlu gelişmeler de var. Sektördeki aile şirketlerinin yönetimleri artık ikinci neslin temsilcilerine geçiyor. Onların da vizyonları kurucu nesle göre daha geniş. Bu sevindirici” diye konuştu.
‘FİRMALARIMIZ BU YIL DA İLGİ ODAĞI OLDU’
Başkan Erdoğan, Heimtextil Fuarı’nın Denizli’nin lokomotif sektörü konumundaki tekstil sektörü için büyük önem taşıdığına dikkat çekti. Erdoğan, “Denizli’miz, tekstildeki bilgi ve tecrübesiyle ilmek ilmek dokuyarak ürüne dönüştürdüğü eşsiz emeğini, bu yıl da dünyanın en büyük fuarlarından birinde uluslararası pazarda alıcıların beğenisine sundu. Stantlarıyla Almanya’da Heimtextil 2023 Ev Tekstili Fuarı’nda şehrimizi ve sektörümüzü temsil eden Denizli Ticaret Odası üyelerimiz ile ihracatçı firmalarımızı biz de yalnız bırakmadık; tek tek ziyaret ederek ürünleri hakkında ayrıntılı bilgi aldık. Fuarla ilgili görüşlerini de dinledik; hayırlı ve uğurlu olmasını diledik. Firmalarımızın yeni yıla umutla bakmaları, fuardan ve sektördeki gelişmelerden yana beklentilerinin yüksek olması, bizleri sevindirdi. Ayrıca Denizlili firmalarımızın, bu yıl da fuardaki ziyaretçilerin ilgi odağı olduğunu görmekten büyük mutluluk duyduk. Buradaki tabloya bakılırsa tekstilcilerimiz stantlarındaki birbirinden güzel ürünleriyle, Denizli’nin ihracattaki başarısını bu yıl daha da artırmanın yolunu açtılar” diye konuştu.
‘TÜRKİYE EKONOMİSİNE BÜYÜK KATKI SAĞLIYOR’
Denizli milletvekili Şahin Tin ise Heimtextil Fuarı’nda Türkiye’nin sayıları 300’ü aşan firmayla yer aldığını ifade etti. Milletvekili Tin, “Fuarın en büyük katılımcı ülkelerinden biriyiz; gurur duyduk. Denizli’den 79 firmamız var. Denizli’yi temsil eden iş adamlarımız ile ziyaretçilerimiz de buradalar. Denizli olarak, özlemle biz bu fuarı bekledik. Alıcıların ve satıcıların buluştuğu, kendi ürünlerini sergiledikleri önemli bir pazar yeri burası. Türkiye’deki sanayicilerimizin, tekstilcilerimizin Avrupa’daki tedarikçilere dair pazarlarının bu yıl açılacağını düşünüyorum. Bunun da Türkiye ekonomisine olumlu bir şekilde yansıyacağını düşünüyorum” dedi.