HEDEF TAM ÜYELİK

ALMANYA'da hükümet ortağı Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) Genel başkanı Kurt Beck, koşulları yerine getirmesi halinde Türkiye'nin Avrupa Birliği'nde yerini tam üye olarak alması gerektiğini söyledi.
Türkiye, köprü ülke

TD-IHK Başkanı Rainhardt Freiherr von Leopraechting ve eski Başkanı Kemal Şahin, ATİD Başkanı Recep keskin, Berlin-Brandenburg Türk İşadamları Birliği (TDU) Başkanı Remzi Kaplan ve eski Başkanı Bahaddin Kaya, Doğan Media Int.'in Genel Müdürü Sevda Boduroğlu, İşbank Avrupa Genel Müdürü Bayram Öztürk, İşletme Danışmanı Hulusi Bayam, Radikal Gazetesi'nden Altan Öymen, Hürriyet'ten Ahmet Külahçı, Sabah'tan Ergun Babahan ile Ali Gülen, Almanya Türk Toplumu Kenan Kolat ve işadamları Mustafa Baklan, Kemal Ürküt, Ahmet Yılmaz gibi işadamlarının katıldığı öğle yemeğinde konuk ederek Almanya'nın SPD'li eski Başbakanı Gerhard Schröder'in başlattığı geleneği sürdüren Beck, Türkiye'nin Doğu-Batı arasında önemli bir köprü görevi üstlendiğine dikkat çekti.
Müzakereler kesilmemeli

SPD'li Avrupa Parlamentosu milletvekili Vural Öger ile Federal Meclis milletvekili Lale Akgün ve SPD Güney Hessen Yönetim Kurulu üyesi Ozan Ceyhun'dan da katıldığı yemekte kısa bir konuşma yapan Kurt Beck, Türkiye ile başlatılan müzakerelerin kesintiye uğramadan sürdürülmesi gerektiğinin altını çizdi.
Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) ile SPD arasındaki Koalisyon Sözleşmesi'nde daha önceki hükümetler döneminde yapılan sözleşmelere sadık kalınarak Türkiye ile müzakerelerin tam üyelik hedefiyle sürdürüleceğini belirten Beck, CDU/CSU'nun imtiyazlı ortaklık önerisinin kendilerinin gündemine olumadığını da dile getirdi. Kurt Beck, "Türkiye ile müzakereler AB Komisyonu'nun oybirliğiyle kararlaştırdığı şekilde tam üyelik hedefiyle sürdürülecektir. Türkiye'den diğer adayların yerine getirdiği koşullardan fazlası talep edilmeyecektir. Koşulları yerine getirdiğinde Türkiye tüm hak ve sorumluluklara AB'de tam üye olarak yerini alacaktır' dedi.
Çekimser oy kullanın

Yıllarca iki Berlin'i birbirinden ayıran tarihi Brandenburg Kapısı'nın bitişiğindeki Adlon oteldeki yemekte SPD Genel Başkanı'na Türkleri isyan ettiren tartışmalı Göç Yasa Tasarısı da soruldu. Almanya Türk Toplumu Başkanı Kenan Kolat, Hürriyet'in "Utan SPD, bu nasıl yasa?" manşetiyle Hürriyet'te yer alan haberi Beck'e göstererek, Türkler'in bu gibi olumsuz gelişmelerden endişe duyduğuna dikkat çekti.
Kenan Kolat, "Son seçimlerde Almanya'daki türk kökenli insanların yüzde 60'ı SPD'ye yüzde 20'si Yeşiller'e oy vermiştir. Ben de SPD'liyim. Tabanımızı kaybetmemek için Türk ve göçmen kökenli insanlar olumlu sinyaller vermeliyiz" dedi. Kolat, SPD Genel Başkanı'na, Eyaletler Meclisi'ndeki oylamada çekimser oy kullanmalarının olumlu bir sinyal olacağını da söyledi.
Politik uzlaşma

SPD lideri, Göç Yasa Tasarısı'nın bir politik uzlaşı olduğunu söyledi. Almanya'da onbinlerce sığınmacı ve iltica başvuruları kabul edilmeyen insanın konumları belirginsiz olduğu için endişe ve korku içinde yaşadıklarına işaret ederek, "Biz bu insanların konumunun açıklık kazanması istedik. Aile birleşimi ile ilgili durum tamamen bir politik uzlaşı idi. Koalisyonda uzlaşı esastır. Bir partinin her istediğini yaptırması mümkün değildir" dedi.
Kurt Beck, üzerinde uzlaşma sağladıkları bir yasa tasarısına Eyaletler Meclisi'nde hayır demelerinin doğru olmayacağını da dile getirdi.
Vize sıkıntısı

Toplantıda Türk vatandaşlarına ve Türk işadamlarına vize uygulaması da gündeme geldi. TD-IHK Başkanı von Leopraechting de ATİD Başkanı Recep kesikn de ve işletme danışmanı Hulusi Bayam da bu alanda ciddi sıkıntılar çekildiğine dikkat çekerek, Beck'ten yardımcı olmasın istediler.
SPD lideri, vize sıkıntısı anlayışla karşıladığını belirtirken, bu konuda esnek davranılmasından yana olduğunu da söyledi. Partisinin ilgili birimlerinde bu konuyu gündeme getirme sözü de verdi.
PKK terörü

Yemekten sonra Türk medyasına bir açıklamada bulunan Kurt Beck, PKK terörünün son dönemlerde artmasıyla ilgili bir soruya şu yanıtı verdi:
"Terör bir meydan okumadır. Birçok yerde bununla karşı karşıyayız. Politik hedeflere ulaşmak için şiddete başvuranlar vardır. Bu kabul edilemez. Hiçbir şey şiddeti haklı kılamaz. Farklı politik pozisyonlar hep olabilir. Dünyanın çeşitli kesimlerinde farklı gelişmeler vardır, Avrupa'da da vardır, diğer ülkelerde de vardır. Türkiye'de de vardır. Şiddet politik bir araç olamaz. Böyle bir şey kesinlikle kabul edilemez."