Güncelleme Tarihi:
MİNİK Tuana’nın dramı, tam bir yıl önce soğuk bir şubat akşamında babasına bacağının çok ağrıdığını söylemesiyle başladı.
Kızını tedavi ettirmek isteyen Selim Adanur ile Tuana’nın hastalık, hastane, doktor, psikiyatri ve gençlik dairesi kıskacına sıkışması da bu tarihten sonra oldu.
Baba Adanur, ağrıdan uyuyamayan kızını sabah erkenden önce ortopedi uzmanına götürdü. Burada yapılan muayene ve ardından çekilen röntgenlerle kızının kemiğinde iltihap tespit edildiği ve derhal ameliyata alınması salık verilir kendisine.
Kızının bir an önce sağlığına kavuşması için doktorların tavsiyesine uyan baba, ameliyata razı olur. Doktorlar ameliyatın başarılı geçtiğini ve küçük kızın kısa sürede eski sağlığına kavuşacağını söyleyince de içi rahatlar.
TÜMÖR TESPİT ETTİK
Fakat aradan geçen sürede Tuana’nın sağlığına kavuşması bir yana ağrıları artar ve bu dayanılmaz bir hal alır.
Bunun üzerine başka bir doktora kızını götüren babaya bu kez ‘İlk ameliyat gereksiz yere yapılmış. Kızınızda tümör tespit etik. Kemoterapi uygulayacağız’ denildi.
Aldığı üzücü haberle sarsılan baba kızını başka bir hastaneye, Charite’nin doktorlarına muayene ettirdi. Burada da aynı teşhis konulunca hızla kemoterapiye başlandı. Haziran ayına kadar kemoterapi sürdü. Doktorlar minik Tuana’nın hızla iyileştiğini müjdeledi babasına. Yaz tatili için gittiği Bursa’da Tuana’yı bir de Uludağ Üniversitesi Kliniği’ne muayene ettirdi Selim Adanur. Oradaki doktorların da Tuana’nın tedaviye cevap verdiğini ve devam edilmesini söylemesi üzerine aile mutlu şekildeki Berlin’e döndü.
KIZINI TEHLİKEYE ATIYORSUN
Berlin Charite Hastanesi’nde Tuana’nın kemoterapisi sürürken 9 Kasım 2012’de baba Selim Adanur acilen hastaneye çağrıldı. O görüşmeyi Selim Adanur,
“İçeri girdiğimde doktorlar ve psikologlar oturuyordu. Kızımın bacağının kesilmesi gerektiğini söylediler. Bana belge imzalatmak istediler. Benim ikinci bir doktora gösterip görüş alma isteğimi de reddettiler. Görüşme sürerken iki Türk girdi içeri. Bunlar kendilerini imam olarak tanıttı ve bana doktorlara güvenip ameliyatı kabul etmemi tavsiye etti. Onlara söz konusunun sağlık olduğunu ve dini bir yönünün bulunmadığını söyleyerek görüşmek istemediğimi söyledim. İmamlar odayı terk edince bu kez gençlik dairesinden uzmanlar içeri girdi. Onlara da aynı şeyi söyledim. Bunun üzerine gençlik dairesi görevlileri, kızımın sağlığını tehlikeye attığımı ileri sürerek Tuna’nın bundan sonra hastanede kalacağını söylediler” diyerek o görüşmeyi anlattı.
VE BOZDAĞ DEVREDE
Bu görüşmeden sonra Selim Adanur’dan kızının velayetinin alınması için dava açıldı. Hürriyet Tuana’nın dramını haber yapınca Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ devreye girdi. Berlin Başkonsolosu Ahmet Başar Şen ve Berlin Sağlık Müsteşarı Emine Demirbüken, hastane yönetimi ile görüşerek bacağının kesilmesini durdurttu. Mahkeme de baba Adanur’u haklı bularak velayetin alınma isteğini reddetti. Tuana da hastaneden çıkarak yaklaşık bir ay sonra evine dönebildi.
Yeni yıla 10 gün kala Bekir Bozdağ’ın davetiyle Tuana, Hacettepe Üniversite Kliniği’ne yatırıldı. Tuana burada ameliyat edilerek tümörün bulunduğu kemik alındı ve yerine platin takıldı. Böylece Tuana’nın bacağının tamamen kesilmesi önlendi. Şimdi başta ailesi ve arkadaşları olmak üzere herkes Tuana’nın koşup oynayacağı günleri bekliyor.