Güncelleme Tarihi:
Başbakan Erdoğan'ın geçen Temmuz ayında maden ocağına girmesinin ardından alınacağını açıkladığı 3 bin işçi için TTK'ya 35 bin 272 kişi müracaat etti. İşçi adayları, madenlere yatkınlıklarının test edildiği beden gücü sınavında 4 metre boyunda 34 kilo ağırlığındaki maden direğini taşıyıp, kazma, kürek ve balta salladı. Boy ve kilo dengelerinin yanında, ellerinde nasır olup olmadığına da bakılan işçi adaylarından 20 bin 814'ü bu sınavı geçerek kura çekilişine kaldı. Şans toplarıyla noter huzurunda yapılan kura çekilişi sonucunda ise 3 bin işsiz, iş sahibi oldu.
1 Ocak'ta işbaşı yapan 3 bin işçi arasında yer alan 30 yaşındaki Adem Altıparmak, 29 yaşındaki Murat Katırcı ve 28 yaşındaki Savaş Satıcı, geçen salı günü saat 12.00- 19.00 vardiyası için ustaları Bayram Gümüştaş ile birlikte yerin 260 metre altındaki mesailerine başladı. Ancak saat 15.00 sıralarında gaz patlaması sonucu meydana gelen göçükte toprak altında kalan işçilerden Altıparmak ve Katırcı hayatlarını kaybederken, Satıcı ve Gümüştaş yaralı olarak kurtarıldı.
AMELİYAT İÇİN İÇİN İŞE GİTMEDİ
Her gün 4 arkadaşı ile birlikte ocakta çalışan 3 yıllık maden işçisi Erol Aksu'nun ise aynı gün gözünden ameliyat olan eşinin babaannesi Fatma Kanbur ve 6 aylık hamile eşi 28 yaşındaki Ayten Aksu'nun tetanos aşısı için işe gitmediği ve böylece göçük altında kalmaktan kurtulduğu ortaya çıktı. Erol Aksu, göçüğün olduğu günün sabahı Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi'ne giderek, sol gözünden katarakt ameliyatı olan Fatma Kanbur'un başında bekledi. Saat 11.00'de sona eren ameliyatın ardından evine dönen Erol Aksu, işyerini arayarak mesaiye gecikebileceğini söyledikten sonra eşini, tetanos aşısı yaptırmak için sağlık ocağına götürdü. Saat 12.00 sıralarında eve gelen Erol Aksu, arkadaşlarının ocağa inip işbaşı yaptıklarını düşünerek işe gitmedi.
Saat 16.00 sıralarında acı haberi aldığını ve hemen hastaneye koştuğunu belirten 2.5 yaşında bir kız çocuğu sahibi Erol Aksu, yaralanan arkadaşlarını ziyaret ettiğini, ardından da iki arkadaşının ölüm haberini aldığını söyledi. Eşinin babaannesinin ameliyatı, eşinin de aşısı nedeniyle o gün işe gidemediğini anlatan Erol Aksu, “İşlerimi bitirdikten sonra saat 12.00 sıralarında eve geldim. Mesaiye geç kalmıştım. Eşime işe yetişemeyeceğimi söyledim. Eşim de ‘Tamam’ dedi. Bir süre sonra işyerinden arkadaşım aradı ve göçük olduğunu söyledi. Hemen hastaneye koştum. Bayram abiyi ve Savaş'ı gördüm. Diğer iki arkadaşımın öldüğünü söylediler” diye konuştu.
‘OCAĞA GİRERKEN AĞLADIM’
Göçüğün ardından dün ilk kez maden ocağına girdiğini anlatan Erol Aksu, şunları söyledi:
“İki arkadaşımı kaybettim. Sanki bana birşey olmuş gibi üzüldüm. Aileleri aklıma geldi. Dün ocağa girdim. Moralim çok bozuktu. O anda arkadaşlarımızla yaptığımız, paylaştığımız şeyler gözüme geldi, kendimi tutamadım ağladım. O gün işe gitseydim ben de aynı durumda olacaktım. ‘Gitseydim burada mı, yoksa öbür tarafta mı olacaktım?’ diye düşündüm. Daha yiyecek ekmeğimiz varmış. Ölen arkadaşlarımız işe yeni başlamıştı. Bayram abi ile biz bir anlamda işi öğretiyorduk onlara. Getir götür işlerini yapıyorlardı. Sürekli olarak ’kendinizi koruyun, aceleci davranmayın’ diye onları uyarıyorduk. İçtiğimiz su dahi ayrı gitmiyordu. Yemek yedik, çay içtik birlikte. Bu olayı unutmam mümkün değil. Ama bir şekilde atlatacağım. Başka çaresi yok. Bu işi yapmak zorundayım.”
Ayten Aksu ise ölen işçilerin ailelerine çok üzüldüğünü belirterek, “Göçük olayını duyunca çok ağladım. Allah eşimi bana ve çocuklarıma bağışladı” dedi.