Güncelleme Tarihi:
ALMANYA, her ne kadar ‘somut bir tarih’ belli olmasa da şimdiden erken seçim havasına girdi.
Başbakanlığa soyunan isimler de her ne kadar partileri tarafından henüz resmen onaylanmasa da şimdiden belirginleşti.
Ana muhalefetin büyük kanadı Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı Friedrich Merz, aylar öncesinden “Ben başbakan olmak istiyorum” dedi.
‘Kardeş parti’ Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) ve Bavyera Başbakanı Markus Söder, her ne kadar içinden Almanya Başbakanı olmak geçse de oyunbozanlık etmemek için sineye çekerek, Merz’in aday gösterilmesini destekledi.
8 Aralık 2021’den beri başbakanlık koltuğunda oturan Sosyal Demokrat Partili (SPD) Olaf Scholz, “Ben başbakan olarak kalmak istiyorum” diyerek, adaylığını aylar öncesinden ilan etti.
2021 yılındaki genel seçim öncesi ‘gönüllü olarak’ başbakan adaylığını seçimden sonra Federal Dışişleri Bakanı olan Annalena Baerbock’a bırakan Yeşiller’li Federal Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck de geçen hafta sosyal medyadan paylaştığı videoda “Almanya’daki insanlar için Yeşiller’den adayım. Siz isterseniz de başbakan” diyerek adaylığını ilan etti.
MERZ’İN İSMİ ÖNE ÇIKIYOR
Almanya’da geçerli yasalara göre en az 18 yaşında olan herkesin başbakan adayı ve Almanya Başbakanı olma hakkı vardır.
Tabii Federal Meclis’teki milletvekillerinin çoğunun desteğini almak şartıyla...
Son bir yılda 6 farklı kamuoyu yoklama enstitüsü tarafından sistematik olarak yapılan anketlerin ortalamasına bakıyorum...
CDU/CSU’nun yüzde 32.5, sağ popülist Almanya için Alternatif’in (AfD) yüzde 17.9, SPD’nin yüzde 15.8, Yeşiller’in yüzde 11.2, BSW’nin yüzde 6.7, FDP’nin yüzde 3.8, Sol Parti’nin yüzde 3.3 ve Özgür Seçmenler’in (FW) yüzde 3.3 oy alması bekleniyor.
Nitekim son günlerde yapılan kamuoyu yoklamaları da benzer sonuçlar alınacağını gösteriyor.
Bu veriler ışığında CDU’lu Friedrich Merz’in Almanya’nın onuncu başbakanı olma şansının yüksek olduğu ortadadır.
Ancak CDU/CSU’nun iktidarı yeniden devralabilmesi için en az bir ortağa ihtiyacı olacaktır.
CDU da CSU da baştan beri “AfD ile kesinlikle iş birliği yok” diyor.
CDU da CSU da baştan beri “Sol Parti ile kesinlikle iş birliği yok” diyor.
Ve kardeş parti CSU son dönemlerde kafayı Yeşiller’e taktığı için “Yeşiller’le de ortaklık yok” diyor.
Her ne kadar CSU lideri Markus Söder’i kırmamak için “Tutumlarını değiştirmedikleri takdirde ‘şu andaki Yeşiller’le’ ortaklık olmaz” dese de CDU’lu Friedrich Merz kapıyı açık bırakmaktadır.
*
Haklıdır da...
Çünkü kamuoyu yoklamaları, Scholz hükümetinden ‘kovulan’ FDP’nin yüzde 5 barajını aşma şansının yok denecek kadar az olduğunu göstermektedir.
Yüzde 5’i aşsa bile FDP ile CDU/CSU’nun sandalye sayısı iktidar değişikliğine yetmeyecektir.
Söder’in Yeşiller’le ortaklık yolunu kapatması, Merz’in işini zorlaştıracaktır.
Başbakan olmak isteyen Friedrich Merz’e tek alternatif olarak CDU/CSU-SPD ortaklığı kalmaktadır.
MUCİZEYE İHTİYACI VAR
Şu andaki kamuoyu yoklamaları, Şansölye Olaf Scholz’un “Başbakan olarak kalmak istiyorum” söyleminin tamamen hayal ürünü olduğunu göstermektedir.
SPD ile Yeşiller’in toplam oy oranı yüzde 27’yi bile geçmemektedir.
Halkın gözünden iyice düşen ve seçmenin güvenini kaybeden Şansölye Scholz’un koltuğunu koruyabilmesi için bir ‘mucizeye’ daha ihtiyacı vardır.
2021 yılındaki seçimleri, CDU/CSU’nun başbakan adayı Armin Laschet’in Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile sel felaketi bölgesine yaptıkları ziyaret sırasında, bir grupla sohbet ederken güldüğünü gösteren görüntülerin televizyon ekranlarına yansıması sayesinde kazanan Olaf Scholz’un, benzer bir ‘mucizeyi’ yakalama şansı gözükmemektedir şu anda.
Ama mucize bu...
HABECK’LE DALGA GEÇTİ
Enerji krizi yaşanan bir dönemde Almanya’da faaliyetteki son üç nükleer santralın kapatılmasında ısrar eden ve yeni yapılacak bina ile konutlarda en ez yüzde 65 yenilenebilir enerji tüketecek ısı sistemi monte edilmesini içeren Kalorifer Yasası’nı gündeme getirdiği için halkın gözünden iyice düşen Yeşiller’li Robert Habeck’in ise Almanya Başbakanı olması ise tamamen hayal ürünüdür.
Zaten o yüzden de Sol Parti’yi terk ederek kendi adını taşıyan BSW’yi kuran Sahra Wagenknecht, “Başbakan adaylığını ilan etme sırası bende” diyerek Habeck’le dalga geçmiştir.
Scholz hükümetinden kovulan FDP’li Christian Lindner “Ben yeni kurulacak hükümette Federal Maliye Bakanı olarak görev almak istiyorum” demektedir.
Yeşiller’li Federal Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, “Ben yeni kurulacak hükümette görevimi sürdürmek istiyorum” hayaliyle yaşamaktadır.
Evet...
Almanya’da hayal kurmayı seven hayalperestlerin çoğalmaya başladığı gözükmektedir.