BERLİN
Oluşturulma Tarihi: Kasım 26, 2023 12:53
‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde, bundan 18 yıl önce 7 Şubat 2005’te, geleneklere uymayan bir yaşam biçimini tercih ettiği gerekçesiyle Almanya’nın başkenti Berlin’in Neukölln kesiminde erkek kardeşi tarafından öldürülen Hatun Sürücü anıldı.
CHP Berlin Birliği tarafından Hatun Sürücü’nün öldürüldüğü yerde düzenlenen anma töreninde, kadına her türlü şiddet kınandı. CHP Berlin Birliği Başkanı
Kenan Kolat, Uluslararası Mücadele Günü’nün anlam ve önemiyle ilgili açıklamalarda bulunurken, Başkan Yardımcısı Alev Ayhan ise şunları söyledi: “Kadına şiddetle mücadelede kararlı adımlar atmalıyız. Ancak birlikte hareket ederek toplumumuzu şiddetsiz bir geleceğe taşıyabiliriz. Hatun Sürücü’yü 18 yıl önce, aile bireyleri tarafından, yanlış bir hayat yaşadığı öne sürülerek katledildiği yerde anarken, kaybettiğimiz bütün kız kardeşlerimizin anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. 21. yüzyılda böyle bir konuya adanmış bir güne ihtiyaç duyulmasından da insanlık adına hep birlikte utanıyoruz. Ama maalesef bugüne kadar 2023 yılı boyunca Almanya’da 133, Türkiye’de 350 kız kardeşimiz eşleri, aile bireyleri ya da partnerleri tarafından çeşitli sebepler gösterilerek öldürüldüler. Kadına yönelik şiddet, sadece bireyin fiziksel zarar görmesiyle sınırlı değildir, aynı zamanda duygusal, ekonomik ve psikolojik boyutları da içerir. Toplum olarak, bu tür şiddetin her yönüyle mücadele etmeliyiz. İlk adım, bu konuda farkındalık oluşturmaktır. Kadına şiddetin toplumun her katmanında var olduğunu kabul etmeli ve sessiz kalmamalıyız.”
‘EĞİTİM TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİL’
Birleşmiş Milletler bünyesindeki UN Women’in 16 gün sürecek olan çeşitli dillerde kadına şiddetin #bahanesiyok hashtag’i ile bir farkındalık başlattığına dikkati çeken Ayhan, şöyle devam etti: “Bu sorumluluğunun farkında bireyler olarak bizlerin de bu aktivizmi desteklememiz doğru olacaktır. Farkındalık yaratmanın yanı sıra, eğitim de önemli bir araçtır. Toplumun her kesimine, özellikle genç nesillere, sağlıklı ilişkiler kurma ve şiddeti reddetme konularında eğitim verilmelidir. Eğitim, ön yargıları azaltabilir ve kadına şiddetin kök nedenlerini anlamamıza yardımcı olabilir. Ancak eğitim tek başına yeterli değildir. Kadına şiddetle mücadelede etkili bir strateji, hukuki destek ve korumayı içermelidir. Yasaların sert ve etkin bir şekilde uygulanması, mağdurlara yardım eli uzatılması, şiddetle mücadelede önemli adımlardır. Ayrıca toplum olarak şiddeti teşvik eden kültürel normları sorgulamalı ve değişime açık olmalıyız. Bu mücadelede medyanın rolü de büyük önem taşımaktadır. Medya, toplumu etkileyen güçlü bir araçtır ve kadına yönelik şiddeti normalleştiren ya da meşrulaştıran içeriklere karşı duyarlı olmalıdır. Pozitif rol modelleri ve şiddetin doğru bir şekilde ele alındığı içerikler, toplumu bilinçlendirebilir.”