Güncelleme Tarihi:
Doktorlar, "a?ık?a itirafta bulunarak", benzer hataların önlenmesini ama?lıyorlar. Marburg ?niversitesi Kliniği'nde görev yapan Prof. Dr. Matthias Rothmund (65), yaptığı hatayı şöyle anlattı:
"Hafif kilolu bir hasta, bağırsak kanseri teşhisiyle hastaneme geldi. Hastaya bağırsak ameliyatı yaptım. Birka? gün sonra hastanın akciğer filmleri ?ekildi ve tesadüfen, ameliyatta hastanın karnında bir makas unuttuğum görüldü. İkinci bir ameliyatla makası ?ıkardık. Ameliyat hemşiresi tamponları kontrol etmiş, ancak aletleri kontrol etmemişti. Olayı sigortama bildirdim, hastaya tazminat ödediler."
Köln-Merheim Kliniği cerrahlarından Prof. Bertil Bouillon (50) da uzun atlayış yapan gen? bir sporcu kızın menüsküs teşhisiyle geldiğini, aynı anda kaza ge?irerek yaralanan diğer bir hastayla da ilgilenmek zorunda kaldığını belirterek, şunları kaydetti:
"Ameliyata girdim, ancak hastada menüsküs olduğuna dair bir ize rastlamadım. Görevli hemşire öğleden sonra, yanlış dizi ameliyat ettiğimizi söyledi. Bu tür hataları önlemek i?in artık ameliyat edilecek bölgeleri, hasta henüz ayıkken, suda ?ıkmayan kalemle işaretliyoruz."
Berlin Tabipler Birliği Başkanı Dr. Günther Jonitz (49) de Bild gazetesine yaptığı a?ıklamada, gen? bir doktor olarak ?alıştığı yıllarda, klinikteki yoğun bir günde, yaralı parmağında iltihap olan gen? bir kıza kan zehirlenmesini önlemek amacıyla penisilin yazdığını anlattı ve sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dışarıda 20 hasta bekliyordu. Hemşire acele ettiriyordu. Hastaya alerjisi olup olmadığını sormadan penisilini yazdım. Hasta ertesi gün yeniden kliniğe geldi, her yerinde yaralar ?ıkmıştı. Penisiline alerjisi varmış, ölebilirdi de. O andan sonra bir daha asla aceleci davranmadım."
Berlin'deki Charite hastanesi doktorlarından Prof. Dr. Joachim W. Dudenhausen de 40 yaşındaki bir kadının ikinci kez sezeryanla doğum yapması sırasında yaptığı hatayı şöyle anlattı:
"Ameliyat sırasında rahmin kenarındaki bağdokusu yırtıldı. Ben de yırtığı onardım. Ancak 2 gün sonra hasta ağrı ?ekmeye başladı. Ultrasonla yaptığımız kontrolde, idrar yolunun tıkandığını, sıvının böbreklere kadar biriktiğini gördük. Hastayı ikinci kez ameliyat etmek zorunda kaldık. Daha dikkatli olsaydım hastam ikinci kez ameliyat olmaz, o acıları ?ekmezdi."
Witten-Herdecke ?niversitesi profesörlerinden Christel Bienstein (56) da gazeteye yaptığı a?ıklamada, 1976 yılında bir hastanenin yoğun bakım bölümünde hemşire olarak ?alıştığı dönemde, solunum makinesine bağlı gen? bir hastanın solunum borusunun tıkandığını, kalbinin durduğunu belirtti ve şunları anlattı:
"Hastanın kalbini yeniden ?alıştırdım. Doktoru sürekli telefonla aradım, ancak gelmedi. Sabah nöbeti devrederken rapor tuttum ve eve gittim. Saat 07.30 sularıydı. Saat 08.00 gibi aynı hasta solunum yolunun tıkanması sonucu hayatını kaybetmiş. Gelmediği halde sürekli doktoru arayacağıma, nöbeti devralacak hemşireyle daha güvenli bir yol bulmalıydım. Kendimi ?ok su?luyorum."
Regensburg'taki St. Joseph hastanesinde görev yapan Dr. Marita Eisenmann-Klein da yaptığı hatayı şöyle anlattı:
"Bir hastadan yağ bezesi alınmıştı. Vizit yaparken, ameliyat yerinde sıvı biriktiğini gördüm. Çok ince bir iğneyle sıvıyı ?ektim. Kısa süre sonra hasta gü?lükle nefes alır oldu. Akciğeri sönmüştü. Sıvıyı ?ekerken herhalde akciğere zarar vermiştim. Hasta acil ameliyata alındı. O kadar ince bir deliğin akciğeri iflas ettirebileceğini asla tahmin etmezdim."