Güncelleme Tarihi:
ALMANYA'nın Düsseldorf kenti yakınlarındaki Hilden kasabasında aile içi şiddet görerek psikolojik bunalıma giren Nurcan Güldal (47), 10 yıl boyunca yaşadığı kişilik bozukluğu olarak nitelendirilen “Borderline” (BPS) hastalığına nasıl yakalandığını ve doktorların “ümitsiz vaka” olarak gördükleri bu hastalıktan nasıl kurtulduğunu anlattı. 1964 yılında Ereğli'de doğup 4 yaşında Almanya'ya gelen iki çocuk annesi Nurcan Güldal, 2000 yılında ortaya çıkan hastalıkla ilgili şunları söyledi:
ŞİDDET GÖRDÜM
“Babam çocukluk yıllarından başlayarak, 7-18 yaşları arasında fiziki ve ruhsal şiddet uyguladı. Haksızlığı kabul edemiyordum. Karşılık verdiğim için zaman zaman kemeriyle beni dövüyordu. Türkiye'den görücü usulüyle evlendirdiler. Daha sonra eşim dövmeye başladı. Baktım olacak değil polise şikayet ettim. Sonuçta boşandık. Özellikle babamın ölümünden sonra yediğim dayaklar ve daha sonra maruz kaldığım şiddet olayları bu hastalıkla net bir şekilde ortaya çıktı. Borderline hastalığının ne olduğunu biliyordum. Doktorum bana kesin teşhisi söyleyince çok üzülüp günlerce ağladım. Kabullenmem aylar sürdü. Elimden gelen bir şey yoktu. Hastanın tedavi olması için bu hastalığı kabullenmesi gerekiyor. Daha sonra psikolog ve nörolog yardımıyla tedavim başladı.”
ÖLÜM İLE YAŞAM ARASINDAKİ ÇİZGİ
Güldal, çocukluğunda korku dolu ortamlarda yalnızlığa mahkum bırakılmış, korku ve endişeleriyle yalnızlığa itilmiş veya çocuk hakları çiğnemişse Borderline hastalığına yakalanma olasılığının oldukça yüksek olduğuna dikkat çekti. Güldal ayrıca, psikologların kesin tanıyı hemen koyabilmelerinin çok zor olduğunu ve diğer nöroloji hastalıklarıyla karışabilen uzun bir tedavi süresine ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Hastalığın ilk belirtilerinin aşırı depresyonla başladığını belirten Güldal, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Daha sonra hayatınızda günlük işlerinizi takip edemiyorsunuz. İçinizde sürekli ölme isteği artıyor. En belirgin dönemlerde ise hastalar kendilerini jiletle kesip vücutlarına zarar veriyor. Bazıları ise benim gibi saçlarını kesiyorlar" dedi.
TEDAVİ 10 YIL SÜRDÜ
Tedavisi oldukça zor ve yıllarca sürebilen hastalıktan kurtuluşunu anlatan Güldal şunları söyledi: "Benim tedavim 10 yıl sürdü. Bu dönem içinde çok sayıda psikolojik kitaplar okudum. Bir yıl hastanede tedavi gördüm. Dört yıl sonra doktorların 'iyileşmesi mucize olur' sözlerini duyunca sinirlendim. Ölmeye değil yaşamaya doğru mücadele etmek için kararımı verdim. Sürekli inişli çıkışlı bir dönem geçirdim. Bir kabus görmek bile kendimi bir anda kötü hissetmeme yetiyordu. Tedavimin yanı sıra bol bol spor ve yoga yaptım. On yıl sonra kendime geldim.”