Güncelleme Tarihi:
ALMANYA'DA Hartz IV olarak bilinen İşsizlik parası II ödemeleri son günlerde Almanya'nın gündemine yeniden yerleşti.
Hür Demokrat Parti (FDP) Genel Başkanı ve Federal Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle'nin “çalışanın eline işsizden daha fazla para geçmeli” diyerek, sosyal devlet düşüncesinin yeniden belirlenmesini istemesi, bu yöndeki tartışmaları alevlendirdi.
Tabii bu bağlamda gözler yine göçmen kökenlilere çevrildi.
Federal İstatistik Dairesi'nin verilerine göre 82 milyon nüfuslu Almanya'da Hartz IV alanların oranı yüzde 4.3'tür.
Bu oran göçmen kökenliler arasında yüzde 8.1'e ulaşmaktadır.
Yani Hartz IV'le geçinen göçmen kökenlerin oranı genel ortalamanın neredeyse iki katıdır.
Göçmenler arasında Hartz IV alan en büyük grubu yüzde 28'le eski Doğu Blok ülkelerinden gelen Alman kökenliler oluşturmaktadır.
Bu oran Türkler'de yüzde 19, Güney Avrupalılarda da yüzde 12'dir.
Bu rakamlara bakarak, “göçmen kökenlilere Hartz IV'le yaşamak daha kolay geliyor” diyenlerin sayısı da artmaktadır.
Ancak yapılan araştırmalar bu yaklaşımın doğru olmadığını ortaya koymaktadır.
Hartz IV'le geçinen, daha doğrusu geçinmek zorunda kalan Almanların sadece yüzde 4'ü bir iş bulmaları durumunda günde 3 saat çalışabileceklerini söylerken, bu oran Türklerde yüzde 11.7'ye ulaşmaktadır.
Hartz IV alanlar arasında hala birinci ve ikinci nesil “misafir işçiler” de vardır.
Bu insanlar kalifikasyonlarına bakılmaksızın maden ocaklarında, dökümhanelerde ve otomobil fabrikalarındaki “yürüyen bantlarda” çalıştırılmak üzere Almanya'ya getirilmiştir.
Özellikle 1990'lı yıllardan itibaren bu alandaki işyerlerinin çoğu kapatılmıştır.
İşte “ekonomik mucize” ülkesi Almanya'nın ekonomisine inkar edilemeyecek kadar fazla emeği geçen bu insanların önemli bir bölümü zamanla Hartz IV'le geçinmek zorunda kalmıştır.
Göçmen kökenliler arasında Hartz IV alanların oranının yüksek olması, hiç şüphesiz eğitim ve mesleki eğitimle doğrudan bağlantılıdır.
Federal İş Ajansı'nın verilerine göre göçmen kökenli işsizlerin yüzde 75'inin mesleki eğitimi yoktur.
Daha doğrusu Almanya'da yoktur...
Göçmen kökenli her 3 kişiden biri başka ülkede mesleki eğitim yapmıştır, ama aldıkları sertifika veya diploma Almanya'da eşit sayılmamaktadır.
Yıllarca, hatta şu anda bile hala “misafir işçiler”in çocuklarının ve torunlarının eğitimine gereken önem verilmediği için işsizlikten en fazla olumsuz etkilenen grubu onlar oluşturmaktadır.
Tabii buna bir de mesleki eğitimde ve iş piyasasındaki dışlamalar eklenmektedir.
Çünkü daha önceki dönemlerde olduğu gibi, son yıllarda yapılan araştırmalar da, isimleri ve soyisimlerinden Türk kökenli olduğu anlaşılan gençlerin mesleki eğitim yeri ve işyeri bulma şansının daha az olduğunu ortaya koşmuştur.
Bu da artık “buralı” olmalarına rağmen Türk kökenli gençlerin hala “eşit start şansına sahip olmadığı” anlamına gelmektedir.
Tabii, böyle olunca da ne yazık ki, Hartz IV neredeyse bir “miras” gibi ortaya çıkmaktadır.
Yani anne-babadan kalma, daha doğrusu geçme bir “miras”...
Almanya'daki Türk toplumu böyle bir “miras”la yaşamak istemiyor...
İstememeli de...