Güncelleme Tarihi:
ALMANYA’da sayıları 3.5 milyona ulaşan Türk toplumunun sorunlarının giderek büyüdüğünü, işsizliğin, ırkçılığın, İslam karşıtlığının, derneklerimize, camilere saldırıların yapıldığı, Türkçe derslerinin kısıtlandığı bir dönemde Türk toplumunun toparlanması gerektiğine dikkati çeken KRV-Seçim Hakkı Girişimi Başkanı Bahattin Gemici şunları söyledi: “Sorunlarımızın çözümü için tüm derneklerimiz, kuruluşlarımız kendi aralarındaki görüş ayrılıklarını, küskünlükleri ve kariyer hesaplarını bir kenara bırakıp güçlerini birleştirmeli, halka umut vermelidir. İçinde yaşadığımız toplumda bir ağırlık merkezi oluşturmak, Alman makamları tarafından ciddiye alınmak ve toplumda hak ettiğimiz saygın yere gelmek için hepimiz çaba göstermeliyiz.”
‘EĞİTİM MERKEZLERİ BİR İHTİYAÇTIR’
“Türk hükümetleri, 60 yıldır yurt dışında yaşayann Türklerin sorunlarına yeterince sahip çıkmadığı ve gerekli altyapıyı oluşturmadı. Devletimiz, şimdiye dek ihmâl ettiği önemli bir görevi yerine getirmeli, yurttaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı 30 büyük kentte Halk Eğitim Merkezleri kurmak için derhal harekete geçmeli. Dortmund Türk Eğitim Merkezi sosyal, kültürel çalışmalar yapan örnek bir projedir; bu tür yeni merkezlerin açılması toplumumuzun önemli bir ihtiyacını karşılayacaktır. İçinde toplantı salonları, odaları olan yeni merkezlerin, farklı görüşlerden insanlarımızı ve derneklerimizi aynı çatı altında buluşturması, derneklerin yer ve kira sorununu çözeceği gibi uzlaşma kültürünün ve dayanışma ruhunun gelişmesine önemli bir katkısı olacaktır.”
EĞİTİM MERKEZLERİ NELER YAPMALIDIR?
“Türk-Halk Eğitim Merkezler’inde liyâkata önem verilmeli; birikimli, kültürlü, toplumu iyi tanıyan sosyal danışman ve eğitimcilere göreve getirilmeli, partizanlık yapılmamalıdır. Alınacak personelin bir kısmı Almanya’da yetişen insanlar arasından seçilmelidir. Konsoloslarımızın denetiminde hizmet verecek bu merkezler özerk yapıya sahip olmalı; derneklerin içişlerine karışılmamalıdır. Halk Eğitim Merkezlerinde folklor, müzik, tiyatro, edebiyat, resim, bilgisayar, ev ödevlerine yardım, Almanca kurslarının yanı sıra okuma günleri, seminerler ve sergiler düzenlenmeli, danışmanlık hizmeti verilmelidir. Özellikle veli eğitimine önem verilmeli; gençlerimizin uyuşturucu tuzağına düşmelerinin, kriminal olaylara karışmalarının önüne geçilmeli; çocuklarımızın ve gençlerimizin nitelikli mesleklere sahip olmaları için çalışılmalıdır.”
BİRLİĞİMİZİ GÜÇLENDİRMELİYİZ
“Halk Eğitim Merkezleri’nde dini ve milli bayramlarımızın birlikte kutlanması, sosyal kültürel etkinlikler düzenlenmesi, yurttaşlarımızın bilinçlenerek Cumhuriyet değerlerine sahip çıkmalarını, tasada ve kıvançta bir olmalarını sağlayacaktır. İçinde kafeler bulunan Türk- Halk Eğitim Merkezleri, Türk ve Alman toplumunun kaynaştığı, kültürel alışverişte bulunduğu, uyumun gerçekleştiği yerler olacak ve Türk-Alman dostluğuna, turizme ve ekonomiye büyük katkılar sağlayacaktır. Devletimizin maddi desteğiyle açılacak olan bu kurumlara derneklerimiz ve Almanya’daki iş insanlarımız kayıtsız kalmamalı, belediyeler de destek vermelidir. Başta Berlin Büyükelçimiz Sayın Ahmet Başar Şen olmak üzere tüm başkonsoloslarımızdan, derneklerimizden somut adımlar bekliyoruz.”