Güncelleme Tarihi:
ALMANYA’NIN Lauingen kentinde yaşayan ve 7 yıl boyunca gelinleri Gülsün’e işkence yaptığı ileri sürülen dört kişilik Altın Ailesi, Augsburg’da hakim karşısına çıkarıldı. Tutuklu olarak yargılanan Gülsün’ün kocası Nuri Altın (30) da, mahkemeye getirildi.
2001 senesinde Aksaray'da Nuri Altın ile evlenerek Almanya’nın Lauingen kentine gelin gelen ve bugün 2 çocuk annesi olan Gülsün'ün (28) uğradığı aile içi şiddet, 2003 yılında ilk çocuğunu dünyaya getirmesinden sonra başladı. Önceleri koca dayağı ile başlayan siddete kayınpeder Zekeriya, kaynana Hatice ve son olarak da kayınbirader İmdat Altın'ın da dahil olduğu bildirildi.
Suçu itiraf ettiler
Mahkeme duruşmasında savcının iddanamesini okumasının ardından Türkiye’den getirdikleri gelinlerine sudan sebepler yaratarak 7 yıl boyunca işkence yapan dört kişilik Altın Ailesi'nin fertleri, Augsburg 3. Ceza Dairesi Başkanı Dr. Karl Heinz Haeusler in "Suçunuzu itiraf ederseniz, cezada indirim alırsınız" demesi üzerine, haklarında ileri sürülen şuçlamaların tümünü kabul ederken kayınpeder Zekeriya Altın, ise iddiaları reddetti. Koca Nuri Altın, "Böyle bir şey yaptığım için üzgünüm. Ailemi de bu işe bulaştırdığı için utanıyorum" derken, kaynana Hatice Altın ise "Olmasaydı iyi olurdu, ama oldu bir kere" dedi.
Sanıkların avukatları Kayahan Aydın ve Yalçın Yorulmaz’ın, ailenin Türk örf ve adetlerine göre yetiştiğini söylemesi ise mahkeme başkanının sinirlenmesine yol açtı. Hakim Dr. Heusler, "Böyle zülmün örf ve adeti olmaz dedi.
Hala korkuyorum
Mahkemede davacı koltuğunda oturan Gülsün Altın, avukatı Meral Bayar aracılığıyla verdiği ifadesinde, şiddetten kurtulmasının ardından geçen 9 ay boyunca halen doğru dürüst üyuyamadığını ve hala ağrılar çektiğini söyleyerek, "Hala tedavilerim devam ediyor" dedi. Mahkeme başkanının "Hala korkuyor musun" sorusuna Gülsün, "Evet eşimin ailesinden çok korkuyorum" dedi. Gülsün’ün avukatı daha sonra Gülsün’ün başındaki başörtüsünü çıkartarak mahkeme başkanına müvekkilinin başındaki yara izlerini ve şiddet sonucu kabarıkların oluştuğu sağ kulağını göstererek işkencenin boyutlarını anlattı.
Mahkeme, aile içi şiddet davasıyla ilgili kararını 29 Temmuz'da açıklayacağını bildirdi.
KUTU
Yarım saat rapor okudu
Davacı Gülsün'ün gördüğü işkenceyle ilgili bilirkişi raporunu hazırlayan Münih Üniversitesi'nden Dr. Jutta Schöpfer de, mahkemede, kendisinin 10 yıllık meslek hayatında böyle bir işkence vakasına rastlamadığını söyledi. "Böyle bir zulümle karşılaşmadım" diyen Alman bilirkişi, "Gülsün'ün kolunu kıvırarak ve burnunu da çeşitli yerlerinden bir çok kez kırmışlar. Vücudunda işkence sonucu meydana geldiği kesin olan çok sayıda yara izi tespit ettim" diyerek bunlarla ilgili fotoğrafları gösterdi. Bilirkişi raporunun okunması 35 dakika sürdü.
Bıçak ve tornavida
Dr. Schöpfel, mahkemeye heyetine raporunu sunarken, davacı Gülsün’e yapılan işkencelerde bıçak başta olmak üzere, tornavida, tükenmez kalem ve sopa dahil daha bir çok sert cismin kullanıldığını söyledi. Bilirkişi, ayrıca Gülsün'ün vücudunda kaynar su dökmek suretiyle meydana gelen yanık izlerine rastladığını kaydetti. Hakim Dr.Heuser "bu izler plastik cerrahi ile kapatılır mı" sorusuna ise Dr. Schöpfer, "Belki bazıları" diyerek yanıt verdi.
Bu arada sanıkların 7 yıl boyunca Gülsün'ü Türkiye’ye göndermediği, 2. çocuğuna hamile olduğu dönemde işkencenin ortaya çıkmasından korktuklarından dolayı bir kez bile doktora götürmediği şahit ifadeleri ile tespit edildi.