Hakiki suçlular

Güncelleme Tarihi:

Hakiki suçlular
Oluşturulma Tarihi: Ocak 24, 2008 16:27

Almanya 60'lı yıllarda otomotiv sektörü, demir çelik endüstrisi ve özellikle 61 senesinde Berlin Duvarı'nın örülmesi yüzünden o zamana kadar Batı Berlin'e akan işçi kaynağının durdurulmasıyla meydana gelen...

Haberin Devamı

Almanya 60'lı yıllarda otomotiv sektörü, demir çelik endüstrisi ve özellikle 61 senesinde Berlin Duvarı'nın örülmesi yüzünden o zamana kadar Batı Berlin'e akan işçi kaynağının durdurulmasıyla meydana gelen iş gücü ihtiyacının giderilmesi için, Türkiye dahil birkaç Akdeniz ülkesiyle yapılan anlaşmalar bazında misafir işçi almaya başladı. İkinci Dünya Savaşı'nda yenik düşmüş olmasına rağmen 10 sene gibi bir zaman içinde toparlanıp bir ekonomik mucize yaratarak büyümeye basşlayan özellikle sanayi sektöründe eleman sıkıntısı hissetmeye başlayan Batı Almanya çözüm olarak misafir işçi getirmeye başladı. 1964 yılında 1 milyonuncu misafir işci olarak gelen Portekiz vatandaşına yapılan karşılama töreninde bu misafir işçiye bir motorsiklet hediye edildi.

Haberin Devamı

Misafir işçi terimi de genellikle 2 veya 3 senelik sınırlı bir zaman için getirilip ve ancak o kadar zaman için çalişma izni alan bu insanların yurtlarına geri gönderilmesi planlandığından kaynaklanıyordu. Ancak sanayicilerin bu 2 veya 3 sene için getirilen bu işçilerin geri gönderilip yenilerinin getirilmesinin randıman açısından sağlıksız olduğunu görüp o zamanın hükümetinden bu işçilerin kalmasını istemesiyle misafir işçilerin statüsü değiştirildi ve böylece misafir işçilerin ailelerinin getirilmesinin kapısı açılmış oldu. Bu konuda İsviçre yazarı Max Fritsch’in“Biz iş gücü istedik ama insanlar geldi, onlar bizim zenginliğimizi yıpratmıyorlar, bilakis zenginliğimize büyük bir katkı sağlıyorlar“ demesiyle o durumu son derece iyi bir şekilde analiz etti. Buna rağmen gelen işçi aileleri için özel bir politika uygulanmayıp özellikle işçi çocuklarının eğitim durumunda hatalı ihmalkarlıklara göz yumuldu.

Gerçekleri bir türlü kabul etmeyip hala biz bir göçmen ülkesi değiliz demekle Almanya'ya maddi ve manevi açıdan yapılan zararın değeri bence biçilmez. Bu gelen misafir işçi nesillerinin kendi kaderlerine bırakılıp sosyoloji kurallarına göre alt tabakadan kurtulmalarını sağlayan hiç bir hamle atılmadı. Atalarımız görünen köy kılavuz istemez demişler, şu an yabancı kökenli gençlerin hepimizi üzen durumunun sorumlusu olan bu politikacıların birbirleriyle yarışırcasına geri gönderelim, kamplara kapatalım, daha ağır cezalandıralım gibi fikirler üreteceklerine zamanında iyi bir zemin hazırlayıp bu topluma daha iyi uyum sağlamalarını hedefleyen projeleri gündeme getirebilirlerdi.

Haberin Devamı

Bu suç işleyen gençliği, hangi ırktan olurlarsa olsunlar, içinde bulundukları çaresizliklerden kurtaran önlemlerin alınması lazım gerekirken, hala vatanı burası olan bu gençleri baba ve annelerinin doğdukları yere göndermeyi veya daha büyük bir kriminel kariyere zemin hazırlamaları için hapishanelere tıkmalari çözüm değildir.

Anne ve babanın lisanı bilmediği ve haliyle çocuğun dezavantajlı olduğu durumun giderilmesi için tek akıllıca çözüm yolu eğitimdir. Bu kitleye özel hazırlanacak eğitim konseptleri hakkında yeteri kadar paneller, toplantılar, konferanslar yapıldı. Sonuç olarak hazırlanan raporların çekmeceden çıkarılıp uygulanması daha ne kadar sürecek?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!