Güncelleme Tarihi:
“BU tasarı hem anayasaya aykırı hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) aldığı kararlarla uyuşmuyor. Almanya ve Avrupa’nın popülist yaklaşımlara değil, anayasaya ve insan haklarına uygun, kalıcı ve çözüm sağlayan yasalara ihtiyacı var. Daha birkaç gün önce AİHM, Almanya’nın Suriyelileri Yunanistan’a sınır dışı ederek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS 3. Maddesi) insanlık dışı muamele yasağını ihlal ettiğine karar verdi. Çünkü, oradaki gözaltı koşulları insanlık dışı muamele yasağını ihlal ediyordu. Radikallerle mücadele kararlılıkla ve hukukun üstünlüğünün tüm araçlarıyla yürütülmelidir. Bu yasa tasarısıyla radikallerle değil, mültecilerle mücadele edilir. Dolayısıyla, popülist söylemleri güçlendirmektedir. Tasarıda yer alan düzenlemeler güvenliği artırmak yerine, yakın gelecekte Federal Almanya Cumhuriyeti’nde daha fazla güvensizliğe katkıda bulunacaktır. Konunun uzmanlarının neredeyse tamamının açık eleştirilerine rağmen Federal Polis, BKA ve BAMF’a internette kamuya açık tüm verilere ve otomatik veri analizine dayalı biyometrik karşılaştırma ve tanımlama için yeni yetkiler verilecek. Bunun teknik olarak nasıl organize edileceği belirsizliğini koruyor. Bu durum, Almanya’da otoriter güçlerin güçlenmesi açısından özellikle endişe vericidir.”
‘TOPLUMUN HUZURUNU BOZAR’
“Bir hukukçu olarak söylüyorum; bu kadar geniş yetkilerin polise tanınması toplumun huzurunu bozar. Tasarı, silah yasağı bölgelerinin genişletilmesi ve eyaletlere kamusal yaşamın pek çok alanını bu tür bölgeler olarak ilan etme yetkisi vermektedir. Bu durumda da polise, bu bölgelerde herhangi bir ön şüphe olmaksızın insanları kontrol etme ve üst arama yapmasına olanak tanır. Bu tür gelişi güzel kontroller masum insanları şüpheli duruma maruz bırakmakta ve temel hakları derinden ihlal etmektedir. Bu tür bölgelerle ilgili deneyimlerimizden biliyoruz ki, bir kişinin teninin ve saçının rengine göre kontrollerin yapılması, yasa dışı ayrımcılığa yol açtığı için ırksal profilleme yaratır. İnsan haklarını kısıtlayan ve anayasaya aykırı yasalara değil, anayasaya uygun, kanıta dayalı ve hedefe yönelik tedbirlerin alınmasına ihtiyacımız var.”
‘GERÇEK BİR ORTAK AVRUPA SİSTEMİ’
“Dünyada giderek yoğunlaşan krizler, silahlı çatışmalar, kontrol altına alınamayan iklim değişikliğinin yol açtığı gıda krizleri, kaynaklar üzerindeki çatışmalar ve bunların sonucunda yaşadığı bölgeyi terk eden insanlar göz önüne alındığında, küçük ölçekli sembolik politikalar yerine dayanışma ve insan haklarının korunmasına odaklanan gerçek bir ortak Avrupa sistemine ihtiyacımız var. Bir milletvekili ve avukat olarak insan haklarına ve anayasaya bağlıyım. Almanya ve Avrupa’daki popülist söylemlere uymayı doğru bulmuyorum. Seçim bölgem olan Friedrichshain-Kreuzberg ve Prenzlauer Berg Ost’ta partim Yeşiller adına, siyasi ve seçim programımızda belirtildiği gibi insan hakları temelli bir politika için aday oldum. Görevimi yerine getirirken kararlarımı bu şekilde değerlendirerek veriyorum. Bu nedenle böyle bir ‘güvensizlik paketini’ kabul edemezdim.”