Güncelleme Tarihi:
ŞU Bizim Almanları anlamak kolay değil...
Hem de hiç kolay değil...
Hatta zor...
Zaman zaman ise imkansız...
İşte son iki somut örnek...
Birincisi: Eğitim. Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Enstitüsü (IQB) Almanya genelinde bin 349 okulda 27 bin 81 öğrencinin katıldığı bir araştırma yaptı. Bu araştırmanın hedefi 4. sınıf öğrencilerinin okuma, dinlediklerini anlama ve matematik bilgi seviyesini belirlemekti.
İşte bu araştırmanın sonuçları geçen hafta başında Berlin’de Kültür Bakanları Konferansı tarafından açıklandı. Almanya’nın 16 eyaletinde yapılan bu araştırmada Bavyera, Thüringen ve Saksonya’nın ilk sıraları paylaştığı, Berlin, Bremen ve Hamburg’un da son sıralarda yer aldığı ortaya çıktı.
Berlin’de ilkokul 4. sınıf öğrencisi her 5 çocuktan birinin önüne konulan bir metni doğru dürüst okuyamadığı belirlendi. Araştırmada, bunların çok büyük bir bölümünü de, sosyal konumları zayıf olan ailelerin çocuklarının oluşturduğunun altı çizildi. Aslında bu rakamlar şaşırtıcı değildir... Yeni de değildir...
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) adına Uluslararası Öğrenci Başarı Seviye Araştırması adı altında 43 ülkede yapılan ve PISA Araştırması olarak bilinen 2000 yılındaki ilk araştırmada Almanya’nın sınıfta kaldığı ortaya çıkmıştır.
O araştırmada İsviçre’deki, İsveç’teki, Finlandiya’daki göçmen kökenli çocukların okullardaki başarı oranının Almanya’ya göre çok daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Evet, bu sorun en az tam 12 yıldır bilinmektedir...
Hatta Federal Hükümetin ilk Yabancılar Sorumlusu Heinz Kühn, 1979 yılında hazırlayıp sunduğu Kühn Memorandum’da, okul öncesi eğitime ağırlık verilmesi, çocukların küçük yaştan itibaren yuvalara gönderilmesi, Almanca bilmeyen çocuklara özel destek verilmesi gibi somut önerilerde bile bulunmuştur. Ama böyle olduğu halde, Almanya’da politik sorumluluk taşıyanlar zaman kaybetmeden önlem almak yerine hep bilinen şeyleri tekrarlamaktadır.
İkincisi: Demografi.
Yani, Almanya’nın nüfus haritası, yaşam haritası... Almanya’nın nüfusu 1970’li yılların başından beri azalmaktadır. İki Almanya’nın birleşmesiyle 1990 yılında 82 milyona ulaşan nüfusun şu andaki hesaplara göre 2060 yılında 65 milyona düşmesinden hareket edilmektedir. Yani Almanya’nın nüfusunda 17 milyon düşüş beklenmektedir. Bu açığın kapatılabilmesi için Almanya’nın her yıl 500 bin yeni göçmen alması gerekmektedir. Almanya’da şu anda yaşayan her 3 kişiden biri 65 yaşın her 7 kişiden biri de 80 yaşın üzerindedir.
Yani Almanya hızla yaşlanmaktadır...
Bu rakamlar yeni değildir...
Bu durum yıllardır bilinmektedir...
Bunu duymayan, bilmeyen kalmadı...
Bunu Sağır Sultan bile duydu...
Geçen hafta Berlin’de bir Demografi Zirvesi düzenlendi. En çok da bilinen bu rakamlar tekrarlandı...
Yani bir yerde iş değil, laf üretildi...
Somut öneriler ise her zaman olduğu gibi yine gelecek yıla, belki de gelecek yıllara kaldı...