Güçlü bir muhalefet iktidara da yarar

Güncelleme Tarihi:

Güçlü bir muhalefet iktidara da yarar
Oluşturulma Tarihi: Ekim 20, 2013 00:27

Berlin Eyaleti Çalışma, Uyum ve Kadın Bakanı Dilek Kolat, Almanya’da süren koalisyon pazarlığını ve Türkiye’nin demokratikleşme sürecindeki son tartışmaları Hürriyet’e değerlendirdi.

Haberin Devamı

HALK ‘BÜYÜK KOALİSYON’ DEDİ
Almanya’da sandıktan çıkan mesaj çok net. Hükümet kurma görevi yine Başbakan Angela Merkel’e verilmiştir. Olası koalisyon ortağı da SPD veya Yeşiller. Yeşiller çok oy kaybına uğradı ve koalisyona hayır dediler. Merkel’in Hıristiyan Demokrat Partisi CDU/CSU ile SPD arasında bir büyük koalisyonun, kamuoyunun istediği hükümet olduğu anketlerde görülüyor. SPD olarak oyumuzu yüzde 3 civarında artırsak bile daha yüksek bir artış bekliyorduk. CDU ile bir koalisyon anlaşması yaparsak, bu protokolü parti üyelerinin onayına sunma kararı aldık. Bu nedenle bu protokolde SPD’nin imzasının çok belirgin olması gerekiyor ki SPD tabanı da büyük koalisyonu kabul etsin. Merkel de bunun bilincindedir.

‘MUHALEFETTE KALALIM’: SPD içinde muhalefette kalmak gerektiğini savunanlar da var. Biz son dönem zaten muhalefetteydik. Beklediğimiz oy çıkışını yapamadık. Ondan önceki dönem CDU ile koalisyon kurmuştuk, bu kez sandıkta tarihimizin en kötü oyunu almıştık. Yani ikisini de denedik. Ama SPD olarak ikisinde de CDU’ya karşı siyasi emellerle hareket etmekten daha çok ülke adına sorumluluk aldığımız için böyle oldu. Büyük koalisyona olumsuz bakan üyelerimizi çok iyi anlıyorum. Ancak halkın istediği, SPD’nin yine bu sorumluluğu üstlenip hükümetin kurulmasında katkı sağlamamız. Bence bu sorumluluğu yine SPD alabilmesi için önemli konularda CDU’nun ciddi taviz vermesi gerek.

Haberin Devamı

CDU İLE ÖNEMLİ FARKLAR VAR: Seçim kampanyalarında ana politika başlıklarında CDU/CSU ve SPD arasındaki önemli farklar belirmişti. Şimdi bu farklarla nasıl bir uzlaşmaya varılacak, bu merakla bekleniyor. SPD olarak 8,50 euro asgari ücret, asgari emeklilik maaşı, çifte vatandaşlık, geliri yüksek olanlara verginin artırılması, iş piyasasını yenileme gibi konular taleplerimiz. Evde bakılan çocuk başına devletin ailelere 150 euro yardım vermesi uygulamasına da, çocukların yuvaya gönderilmesinden bazı aileleri caydırdığı için karşı çıkıyoruz. Bu uygulamayı CDU’nun Bavyera’daki müttefiki CSU istemişti. Şimdi Merkel, SPD ile CSU arasında bu konuda bir seçim yapacak. Ama son görüşmeler gösterdi ki yakınlaşma ve uzlaşma mümkün olabilir.

Haberin Devamı

ÇİFTE VATANDAŞLIK TALEBİ: Göçmen politikaları açısından bizce en büyük talep çifte vatandaşlığın getirilmesi ve opsiyon modelinin kaldırılması. Almanya’da doğan örneğin Türkiye kökenli bir çocuğu 18 yaşında ya Alman, ya da Türk vatandaşlığını seçmeye zorlamak Avrupa’ya yakışmıyor. Eğitim, istihdama katılım ve iş piyasası da dahil olmak üzere ırkçılık ile ayrımcılık, göçmenlerin diğer ciddi sorunları.

TÜRKİYE POLİTİKASI DEĞİŞMEZ: Yeni Merkel hükümetinin Türkiye politikası değişmez. SPD’nin hükümetteki varlığı, daha olumsuz bir politikanın oluşmamasına katkı sağlar. Ama koalisyon protokolünde AB’nin genişlemesinden ziyade, AB’deki ekonomik kriz konu edilebilir. Sonuçta Türkiye kendi ev ödevini yaparsa, Avrupa Birliği’ne üye olabilir.

Haberin Devamı

ANA DİLDE ÖĞRETİM İSTİSNAİ: Demokratikleşme paketiyle birlikte Türkiye’de anadilde eğitim de yine gündeme geldi. Almanya’da resmi dil Almanca. Devlet okullarında elbette Almanca hâkim. İngilizce, Fransızca, Türkçe, Rusça, Lehçe gibi diller ikinci dil olarak öğretiliyor. Ancak bu, yabancı dil öğretiminden ibaret. Avrupa Okulu gibi özel okullarda ise bazı temel dersler de iki dilli olarak verilebiliyor. Bu okullarda öğrencilerin yarısı anadili Almanca olanlardan, yarısı anadili başka diller olan çoğu göçmen kökenli ailelerin çocuklarından seçiliyor. Bunlar çok özel, istisnai, az sayıda olan Avrupa okulları.

TÜRKÇE MÜCADELESİ: Biz de Türkçe’nin Alman devlet okullarına girmesi mücadelesini çok yaptık. Berlin’de bazı okullarda Türkçe’yi seçmeli ders olarak müfredata sokmayı başardık. Fakat Almanya’da merkezi bir eğitim sistemi yoktur, eyaletler müfredattaki sorumluluğu demokratik kurullara sahip okullara devretmiştir. Bu nedenle örneğin Berlin’de bir okulda Türk azınlık Türkçe seçmeli ders talep ederse, çoğunluk olan Almanlar buna karşı çıkıp mesela Rusça’yı ders olarak koydurabiliyor.

Haberin Devamı

NASIL ‘DARALTILMIŞ BÖLGE’: Bir meclisin gerçek anlamda demokratik bir biçimde işlemesi için güçlü bir muhalefet gerekiyor. Demokrasi teorisi anlamında ‘büyük koalisyon’a prensipte karşı çıkanlarda şu kuşku var: İki büyük parti birleşince muhalefet küçük partilere kalıyor. Oysa iktidarda olan parti için de uzun vadede iyi olan, güçlü bir muhalefetin varlığı. Alman sistemi bunu büyük ölçüde garanti ediyor. Seçmenler önce yüzde 5 barajla, daraltılmış bölgede bir adaya, ardından genel olarak bir parti listesine oy veriyor. Böylece meclise iki yolla girmek mümkün oluyor. Fakat bildiğim kadarıyla Türkiye’de sadece daraltılmış bölge önerildi. Bu durumda büyük partiler kazanır, küçükler yine dışarıda kalır ve çoğulcu olmayan bir meclis oluşur.

Haberin Devamı

BAYRAMDA RAPOR OLUR MU: AB İlerleme Raporu’nun Kurban Bayramı’nda açıklanmasına Ankara’nın ‘Noel’de olsa açıklar mıydınız’ şeklindeki tepkisini anlıyorum. Fakat bir gerçek var: AB Hıristiyanların çoğunlukta olduğu bir topluluk. Bütün bürokrasisini, tatillerini de buna göre kurmuş. Biz Avrupa’daki Türkler olarak buna alışığız.

BERLİN ÖRNEK OLABİLİR: Gelecekte de örneğin Kurban Bayramı’nın AB ülkelerinde resmi bayram olması zor, çünkü Müslümanlar dışında da dini azınlıklar var ve hepsinin bayramı resmileşirse sorunlar çıkar. Fakat örneğin Berlin’de Müslüman çocukların İslami bayramlarda okula gitmemesine izin verilir. Yasal düzenleme yaptık ve dini bayramda işten izin alma hakkını da getirdik. Berlin örneğine benzer kolaylaştırmalar AB çapında da yapılabilir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!