Güncelleme Tarihi:
Almanya'da dönemin başbakanı Helmut Schmidt tarafından 1978 yılında hayata geçirilen Federal Hükümetin Yabancılar Danışmanı Dairesi'nin 40'ıncı yılı vesilesiyle geçen hafta Berlin'de bir tören düzenlendi.
Başbakanlıkta düzenlenen ve Başabakan Angela Merkel'in de katıldığı törende, daha önceki yıllarda bu görevi üstlenen Cornelia Schmalz-Jacobsen ve Marieluise Beck ile evsahibi konumundaki Maria Böhmer de hazır bulundu.
Bu törende gözler, Schmidt döneminde 1980 yılında göreve başlayan ve Helmut Kohl dönemiyle birlikte toplam 10 yılı aşkın süre Federal Hükümetin Yabancılar Danışmanlığını yapan Liselotte Funcke'yi aradı.
Şüphesiz Liselotte Funcke de bu törende hazır bulunmayı çok isterdi.
Ancak kısa bir süre önce 90 yaşına giren Bayan Funcke, “babaocağı” Hagen'den kalkıp Berlin'e gelmeyi göze alamadı.
Bayan Funcke ile aktif görevi sırasında sık sık ve daha sonraki dönemlerde de zaman zaman biraraya geldik.
Bundan birkaç yıl önce Hagen'deki evinde kendisini ziyaret ettiğimde Türklerle ilişkilerinin devam edip etmediğini sorduğumda, artık eskisi gibi çok sıkı ilişkilerin bulunmadığını, ancak hala Türklerden hep çok sıcak ilgi gördüğü yanıtını vermişti.
Yıllarca Alman Hür Demokrat Parti’nin (FDP) önde gelen isimleri arasında yer alan Liselotte Funcke, Yabancılar Danışmanı olarak görev yaptığı dönemde planları ve beklentilerinin çoğunu gerçekleştiremediklerinden yakınmıştı.
Funcke biraz da burukluk duyarak, “Gerçekleşmesini istediğimiz çok şeyi gerçekleştiremedik. O dönemde uzun süredir Almanya’da yaşayan yabancıların oturum statülerini güvence altına almak istedik, ama gerçekleştiremedik. Alman uyruğuna geçme koşullarının kolaylaştırılmasını istedik, ama o dönemde bunu başaramadık. Önerilerimizle politikacılara ulaşmak çok zordu” demişti.
ETKİLİ DE OLDUK
Hedefledikleri çok şeyi o dönemde hayata geçiremediklerini buruk bir şekilde itiraf eden Bayan Funcke, tüm güçlüklere rağmen yabancıların eşit haklara sahip olmaları konusunda önemli katkıda bulunduklarını da söyledi.
Funcke, “Yabancılar Danışmanlığı görevi beni çok etkiledi. Çünkü Almanya’ya bir süre çalışmak için gelip, geri dönmeyi düşünen insanların kalıcı olduğu ortaya çıktıktan sonra onların ve sonradan yanlarına gelen aile bireylerinin eşit haklara sahip olmaları için yoğun çaba gösterdim. Bu insanların toplumumuza uyum sağlamaları ve yerli halkın onları kabullenmeleri için önemli çalışmalar yaptık. Özellikle yabancı çocukların eğitim ve meslek eğitim kurumlarında başarılı olabilmeleri için hem projeler hem de öneriler üretip, bunların hayata geçirilmesi için yoğun mücadeleler verdik. O dönemde başlatılan çalışmalar daha sonra da sürdürüldü. Buna devam edilmeli” demişti.
Aklın yolu bir olduğuna göre buna kim itiraz edebilir?