‘Gorbi’ gitti, Kreuzberg’in Kralı da

Güncelleme Tarihi:

‘Gorbi’ gitti, Kreuzberg’in Kralı da
Oluşturulma Tarihi: Eylül 03, 2022 10:42

Soğuk Savaş’ı bitiren, Berlin Duvarı’nın ve eski Doğu Almanya olarak bilinen Alman Demokratik Cumhuriyeti’nin (DDR) tarihe karışması ve iki Almanya’nın birleşmesi yolunu açan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) son Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, 30 Ağustos’ta 91 yaşında Moskova’da yaşamını yitirdi.

Haberin Devamı

‘Gorbi’ gitti, Kreuzberg’in Kralı da
Mihail Gorbaçov, 2 Mart 1931’de Kuzey Kafkasya’nın Stavropol bölgesindeki Privolnoye köyünde doğdu.
Annesi Ukraynalı, babası Rus’tu.
Babasının doğduğu Rusya’nın Devlet Başkanı Vladimir Putin’in acımasız bir şekilde savaş sürdürdüğü Ukrayna’da doğmuştu annesi.
Anne-babası çiftçiydi.
Çocukluğunda ve gençliğinde bahçede, tarlada onlara yardım etti.
İlkokulu köyünde bitirdi ve orta öğreniminden sonra Moskova’da hukuk okudu.
Genç yaşında Komünist Partisi’ne (KP) üye oldu ve Merkez Komitesi’nde aktif görevler üstlendi.
1985 yılında da KP Genel Sekreteri oldu.
3 yıl sonra da Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) Devlet Başkanı oldu.
Mihail Gorbaçov, ‘Glasnost’ (açıklık-saydamlık) ve ‘Perestroyka’ (yeniden yapılanma) politikasıyla tanındı.
1988 yılı mayıs ayında New York’ta Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, ideolojik dış politikalardan vazgeçilmesi ve dıştan müdahale olmadan ülkelerin kararlarını bağımsız bir biçimde kendilerinin verebilmeleri gerektiğini söyledi.
Bu bizim bildiğimiz komünist liderlerin dili değildi.
‘Gorbi’ gitti, Kreuzberg’in Kralı da
DAKİKALARCA ALKIŞLANDI
Ben Gorbaçov’u 12-13 Haziran 1989’da Almanya’nın o zamanki başkenti Bonn’a yaptığı resmî ziyaret sırasında gördüm ilk kez.
Bonn Belediyesi’nin bulunduğu Marktplaz (Pazar yeri) da denilen Belediye Meydanı’nda halkla bir araya gelmişti.
Yanında eşi Raissa da vardı.
“Gorbi”, “Gorbi”, “Gorbi” diyerek dakikalarca alkışlanmıştı.
Bonn’da dönemin Almanya Cumhurbaşkanı Richard von Weizsaecker ve Başbakan Helmut Kohl’le görüşmüştü.
Resmi görüşmelerden sonra aynı zamanda CDU Genel Başkanı olan Helmut Kohl, Gorbaçov’u partinin genel merkezinde ağırladı.
Daha sonra ortaklaşa düzenledikleri basın toplantısında gazetecilerin ilgi odağı Gorbaçov oldu.
Gorbaçov, 7 Ekim 1989’da Doğu Berlin’de eski Doğu Almanya’nın kuruluşunun 40’ıncı yıldönümü kutlamalarına katıldı.
O günlerde halk özgürlük için sokaklara dökülmüştü ve DDR Devlet Başkanı Erich Honecker, ‘komünist kardeş’ Gorbaçov’dan destek bekliyordu.
Ama aradığını bulamadı ve Gorbaçov, “Geç geleni-kalanı yaşam cezalandırır” diyerek uyarıda bulundu.
Nitekim çok geçmeden 9 Kasım 1989’da Berlin Duvarı çöktü ve 3 Ekim 1990 tarihinde de iki Almanya resmen birleşti.
Gorbaçov’un barışçı ve demokratik politikası sayesinde Doğu Blok’u da çöktü ve Bulgaristan, Çekoslovakya, Macaristan, Polonya, Romanya halkları özgürlüklerine kavuştu.
Gorbaçov’la Berlin Duvarı’nın çöküşünün 20’nci ve 25’inci yıldönümü vesilesiyle Berlin’de düzenlenen etkinliklerde de yollarımız kesişti.
‘Gorbi’ gitti, Kreuzberg’in Kralı da
BİZLERDEN BİRİ STRÖBELE
İşte milyonlara özgürlük yolunu açan Mihail Gorbaçov bu dünyadan göçüp gitti.
Gorbaçov’dan bir gün önce de Almanya’da Yeşiller’in kurucularından olan Hans-Christian Ströbele aramızdan ayrıldı.
7 Haziran 1939’da Halle kentinde dünyaya gelen Ströbele de ilk ve orta öğrenimden sonra Heidelberg Üniversitesi ve Berlin Hür Üniversite’de hukuk okudu.
1960’lı yılların sonlarına doğru Almanya’daki öğrenci hareketlerinin öncülüğünü yapan solcu Sosyalist Almanya Öğrenci Birliği’nde (SDS) aktif görev aldı.
1970’li Almanya’da ‘RAF’ kısa adıyla tanınan terör örgütü Kızıl Ordu Cephesi teröristlerinin avukatlığını yaptı.
Ströbele’yi ben 1985 yılında Yeşiller’den Federal Meclis’e milletvekili olarak girdiğinde tanıdım.
Uzun kırmızı şalıyla herkes gibi benim de dikkatimi çekmişti.
Türklerin yoğun olarak yaşadığı Berlin’in Kreuzberg kesiminde sık sık rastladım ‘Kreuzberg’in Kralı’ olarak tanınan Ströbele’ye.
1998-2017 yılları arasında Federal Meclis milletvekilliği yapan Ströbele ile birkaç kez söyleşi de yaptım.
Bir söyleşimizde, “Ben Kreuzberg’den de Kreuzberglilerden de çok memnum. Onların arasında kendimi onlardan biri gibi hissediyorum. Onlar da bizlerden biri. Onlar da artık buralı. Hepimiz buralıyız” demişti
İşte ‘bizlerden biri’ de kayıp gitti.

BAKMADAN GEÇME!