Güncelleme Tarihi:
ALMANYA’daki Türklerin çok azının sahip olduğu alışkanlıkları var Ömer Başkan’ın. saksofon çalıyor, golf oynuyor... İş dünyasındaki görüşmelerden ve toplantılardan doğan stresi ve yorgunluğu müzik ve sporla atıyor üstünden. “Saksafon çalarken, verdiğim nefesle birlikte adeta üzerimden yorgunluk ve bitkinlik çıkıp gidiyor. Elinizi yıkarken suyla birlikte akan kir gibi...” diyor Ömer Başkan.
SADECE SPOR DEĞİL
Son yıllarda boş zamanlarının büyük bölümünü ise golf oynayarak geçiriyor. 10 yıldır kendisini golfun bir sarmaşık gibi sardığını anlatan 50 yaşındaki Başkan, “İş hayatında yukarıya doğru yükseldikçe, kariyer basamaklarını sosyal alanlarda kurulan dostlukların yardımıyla yükseltmek mümkün. Golf sahasında kurulan dostluklar kariyer basamaklarını çıkarken itici güç oldu benim için” diyor.
“İnşaat işçisi babanın ve ameliyathane temizlikçisi annenin oğlu olarak Alman yaşıtlarıma göre hayata eksi ile başladım. İlkokul sıralarında bu eksiyi pozitife çevirmenin tek yolunun eğitimden ve çok çalışmaktan geçeceğini öğrendim. Bunu hiç aklımdan çıkarmadım. Ancak sosyal yaşantımdan da hiç ödün vermeden çalıştım” dedi.
ZİNDE TUTUYOR
İş hayatının yoğunluğuna rağmen sosyal yaşantısını hiçbir zaman aksatmadığını anlatıyor. “Golf oynamadan duramam. Benim için bir tutku. Sadece beni başka dünyalara taşımıyor. Vücudumu zinde tutuyor. Her vuruşta huzur buluyorum. Beni yoran iş dünyasının karmaşık ortamlarından uzaklaşıyorum. Yeşil bir alanda 4-5 saat boyunca en az 5-6 kilometre yürümek, 100-150 vuruş hareketi yapmak sağlık açısından da çok faydalı. Golf aynı zamanda zihinle de oynanan bir oyun. Oyun sırasında konsantre olmanız önemli, çünkü aklınız başka yerdeyken vuruş yapabilmeniz mümkün değil. Bu yönüyle beni zinde de tutuyor” dedi.
AİLE DESTEĞİ ÖNEMLİ
Henüz 18 yaşında evlendiğini söyleyen Başkan, “Eşimle arkadaşım aracılığıyla tanıştım. Avarelik yaptığım dönemdi. ‘Ciddi ilişki istiyorsan seni biriyle tanıştıracağım’ dedi en yakın arkadaşım. Tanıştırdı da. Mürvet ile tanıştıktan altı ay sonra evlendik. 32 yıldır da aynı yastığa baş koyuyoruz. Evlendiğimizde ben 18, eşim de 17 yaşındaydı. Üç çocuğumuz oldu. Oğlum benim mesleğimi seçti. Kızım üniversitede okuyor, küçük oğlum ise henüz ilkokul ikinci sınıfta. Düzenli aile yaşantısı iş hayatımı kolaylaştırdı” diyerek erken evlenmenin kendisine büyük kolaylık sağladığına anlattı Başkan.
SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ
Berlin’in önemli spon kulüpleri ve sivil toplum kuruluşlarında sorumluluklar üstlendi. Türkiyemspor, TDU Berlin, MÜSİAD gibi kulüp ve derneklerde önemli görevler yapan Başkan, “İnsan sadece para kazanmak için yaşamıyor. Çevresine karşı sorumluluklarını da yerine getirmeli. Benim için sivil toplum örgütleri önemli. O yüzden hep destek olurum. Sadece maddi destek değil, bizzat zaman da ayırıp oralarda sorumluluk üstlendim ve üstleniyorum. Bizler ekonomik katkı sunuyoruz Almanya’ya. Ancak sivil toplum örgütlerindeki çalışmalarımızla da ülkenin demokratik ve hukuk yapısını güçlendiriyoruz” dedi.