İskender GÜNGÖR / KÖLN
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 06, 2022 11:08
Yaklaşık 18 milyonluk nüfusuyla Almanya’nın en kalabalık eyaleti olan Kuzey Ren Vestfalya’da (KRV) geçen hafta açıklanan kabineye tepkiler büyüyor. CDU ile Yeşiller’den oluşan koalisyon hükümetinin açıkladığı kabinede, eyalet nüfusunun üçte biri göçmen kökenli olmasına rağmen bir tane bile göçmen bakan olmaması çok sert eleştiriliyor.
‘GÖÇMENLERİ DIŞARIDA BIRAKACAK’
KRV Türk Topluluğu’ndan sonra Almanya Türk Toplumu (TGD) Başkanı Gökay Sofuoğlu da konuyla ilgili açıklama yaptı. Ruhrbarone adlı internet sitesine konuşan Sofuoğlu, KRV Başbakanı Hendrik Wüst’ün, vatandaşlarının yüzde 30’undan fazlasını dışarıda bıraktığını söyledi: “Eski eyalet Başbakanı Armin Laschet, Bay Wüst’ü halefi olarak sunduğunda birçok kişi Kuzey Ren-Vestfalya’daki tüm insanlara yönelik açık yolun devam edeceğini düşündü. Ne yazık ki mevcut kabine oluşumuyla Sayın Wüst’ün muhafazakâr çizgisini sürdüreceğini, Entegrasyondan Sorumlu Devlet Bakanlığı makamını kaldıracağını ve yurttaşlarının yüzde 30’undan fazlasını dışarıda bırakacağını görüyoruz.”
Kuzey Ren Vestfalya’da yaşayan Türkiye kökenli vatanlar da ‘göçmensiz kabineyi’ eleştirdi. Bazı vatandaşlar da siyasette daha aktif olunması ve daha faza ilgilenilmesi gerektiğini belirterek öz eleştiri yaptı. Eyalette göçmenleri temsilen bir bakan olmamasını ve ‘göçmensiz kabine’ hakkında ne düşündüklerini Köln sokaklarında farklı meslek guruplarındaki vatandaşlara sorduk. İşte aldığımız cevaplar...
‘BU ÜLKE BİZİM, BİZ ALMANYA’YIZ’Salih Altınışık (Access Group / İş insanı): Almanya’nın nüfus itibarıyla en büyük eyaletinin üçte biri göçmen kökenli olup, oluşan eyalet hükümetinde tek bir bakanlıkta dahi göçmen kökenlilerin yer almaması ayıptan öte bir durumdur. Bu toplumun her kademesinde yer alan göçmen kökenlilerin yaşadıkları eyaletin geleceğini belirlemede de etkin olmasının, birilerinin lütfu değil hakkı olduğunu unutmayalım! Özellikle yerel yönetimlerde göçmen kökenlilerin temsilinde dahi yüzde 1’in altına kalması, bugün geldiğimiz durumun habercisiydi. Almanya’nın siyasette fikirsel dönüşüme ihtiyacı var. Hızlı bir şekilde federal hükümetin son
seçimler öncesi söz vermiş olduğu çifte vatandaşlık konusu hayata geçirilmeli, hem eyalet ve hem de federal düzeyde meclislerde gerekirse göçmen kökenliler kontenjanı getirilmelidir. Bu ülke bizim ve biz Almanya’yız!”
‘BENCE KUSUR BİZDE’Vahap Pişmişoğlu (Bahçıvan): Biz bu kadar potansiyeli kendimiz kullanamıyoruz. Bir dönem konsolosluklarımız, ataşeliklerimiz, “Bulunduğunuz ülkenin vatandaşlığına geçin” dedi. Çoğu Türk vatandaşımız işin başında bu yolu kendisi tıkadı. Türk televizyonlarındaki haberleri dinlediğimiz kadar yaşadığımız ülkeye angaje olamadık. Gerçekten acı bir durum. Göçmenleri temsilen bir bakanımızın olmayışındaki kusur bence bizde.
‘BİZ SİYASETİN NERESİNDEYİZ?’Ali Esen (Köln Belediyesi Uyum Meclisi Üyesi): Yeni kurulan KRV hükümeti içinde göçmen kökenli hiç kimseye bakanlığın verilmemesini yorumlarken, biz yabancılar siyasi çalışmanın neresindeyiz asıl ona da bakmalıyız bence. Evet, tabii ki nüfusunun üçte birini yabancı kökenli insanların oluşturduğu bir bölgede insan ister istemez kendinden bir temsilcinin olmasını istiyor, doğal olarak görmek istiyor. Ancak 60 yıldır bu ülkede yaşamamıza rağmen ne buranın eğitimi ve kültürü ne de siyaseti ile ilgilenebildik. Yıllardır bizlerin bulunması gereken noktalarda olmayışımızdan dolayı başka birileri bizleri temsil etti. Ne okullarda ne ana okullarında ne de siyasette pek bulunmadık.
‘HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATTI’Abdullah Demirci (Gıda toptancısı): KRV eyalet hükümeti içerisinde göçmen kökenli bir bakan ne yazık ki bulunmuyor. En az bir bakan olması gerekiyordu. Maalesef bizi hayal kırıklığına uğrattı. Niye böyle oldu? Acaba koalisyonu oluşturan CDU ve Yeşiller yabancı düşmanı olan seçmenlere mesaj mı vermek istedi. “AfD gibi uç partilere oy vermenize gerek yok, bakın biz zaten yabancıların önünü kesiyoruz” demek istemiş de olabilirler. Bu yabancı düşmanı partilerin etkinliklerinin arttığı anlamına geliyor. Doğrusu bu da bizi korkutuyor.
‘UÇ PARTİLERİ GÜÇLENDİRİR’Mehmet Akif Çalışkan (Öğretmen): Acaba bu göreve elverişli yabancı kökenli biri vardı da konulmadı mı? Burası çok önemli. Eğer var da konulmadıysa bu uygulama yabancı karşıtı uç partilerin argümanlarını güçlendirecektir.
‘BUNDAN SONRASI ZOR’Suna Demirel (Ev hanımı): Evet, bizleri temsil eden göçmen kökenli bir bakanın olmasını isterdim. En azından problemlerimizi bilen derdimizi anlatabileceğimiz bakan olmalıydı. Anlaşılan o ki, bizim için bundan sonrası zor bir durum.
///KRV ZIYA
‘HAK ARAMAK AKTİF SİYASETTEN GEÇER’
Ziya Çiçek (FDP-üyesi, Yüksek Mühendis): Her büyük şirketin farklı kültür ve inançtan oluşan çalışanlara yönelik nasıl bir ‘Disversity (Çeşitlilik) Manager’i var ise Almanya’nın en büyük eyaletinin hükümetinde de yabancı kökenli insanların olması gerektiğine inanıyorum. Şirket içi çeşitliliğin özellikle büyük şirketler için önemli olmasının temel nedeni ise bunun şirketin başarısına ve gelirine fayda sağlandığının kanıtlanmış olması. Aynı şekilde toplumun sorunları ile ilgilenen hükümette yabancı kökenli insanların yer almasının topluma büyük yararlar getireceğine eminim. Yalnız üzücü olan şu ki, siyasette aktif olan yabancı kökenli insanlarımız yeterli olmadığından dolayı siyasi partilerin de yeterli seçenekleri yok. Demokrasilerde hak aramak aktif siyasetten geçer. Hükümetlerin hassasiyet göstermediği konuları dile getirmek ve çözüme ulaşmasını istemek için siyasi katılım oldukça önemli. Umarım insanlarımız göçün altmışıncı yılından sonra da olsa içinde yaşadığı topluma daha çok sarılır ve siyasette aktif olurlar.