Göçmene oy hakkı

Güncelleme Tarihi:

Göçmene oy hakkı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 23, 2010 10:55

CDU Federal Meclis milletvekili Monika Grütters, yerel seçim hakkı konusunun üzerinde düşünülmesi gerektiğini söylerken, partisi karşı çıktığı halde buna sıcak baktığını gizlemedi.

Haberin Devamı

ALMANYA Başbakanı Angela Merkel'in genel başkanlığını yaptığı Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi'nde (CDU) Avrupa Birliği'ne (AB) üye ülke vatandaşı olmayan göçmenlere de yerel seçimlere katılma imkanı verilmesini düşünenlerin sayısı artmaya başladı. CDU'lu Federal Meclis milletvekili Monika Grütters, yerel düzeyde kararların alınmasında bu insanların devre dışı bırakılmasını doğru bulmadığını söyledi.

Hürriyet'in Berlin bürosunda buluşan CDU'lu Monika Grütters ile SPD'li Swen Schulz, partilerinin göçmen kökenlilere dönük politikalarını içeren soruları yanıtladılar.

Göç politikasına son dönemlerde SPD'li Thilo Sarrazin'in kitabı damgasını vurdu. Bu tartışmaları ve Sarrazin'in aşağılayıcı söylemlerini nasıl değerlendirdiniz?

Swen Schulz:
Sarrazin'in kitabı bir sürpriz değildi. Daha önce yapılan bir söyleşide de aynı şeyleri dile getirmişti. Onun tezlerinin kabul edilmesi mümkün değil. İnsanları aşağılayıcı bir yaklaşım. Ben SPD Spandau teşkilatı üyesiyim. Biz teşkilat olarak onun partiden ihracını talep ettik. Bu gibi yaklaşımlar sergileyen birinin SPD'de yeri alamaz.
Monika Grütters: Hassas konular da tartışılabilmeli. Ama göç ve uyum tartışmaları Sarrazin'in yaklaşımı ışığında kesinlikle tartışılmamalı. Sarrazin'in kitabında yer alan bazı rakamlar doğrudur. Ama genlerle zeka arasında irtibat kurması kesinlikle kabul edilemez. Onun bu yaklaşımı daha ziyade birahane köşelerinde ahkam kesenlerin işine yarayacaktır. Bizim göçmenlerle dayanışma sergilememiz gerekir. Küreselleşme Almanya için bir şanstır. Almanya farklı etnik kökenden insanların birlikte yaşadığı bir ülkedir. Biz Alman halkının bu çeşitliliğin önemini anlaması için daha fazla çaba göstermeliyiz.

YABANCILAŞMA KORKUM YOK

Siz kendisinizi göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı Kreuzberg'de, Neukölln'de yabancı hissediyor musunuz?

Monika Grütters:
Almanya'nın yabancılaşması gibi bir korkum kesinlikle yok benim. Biz Almanya olarak kendi kültürümüzü bir mono-kültür olarak görmüyoruz. Yıllardır özellikle Berlin'de farklı kültürlerin içiçe yaşadığına tanık oluyoruz. Bu memnuniyet verici bir gelişmedir. Sevindiricidir. Burada hiç kimse kendisini yabancı hissetmeyecektir. Göçmenler yoluyla bu kültürün zenginleşmesi Almanya için bir şanstır. Berlin'in bir örnek olma işlevi vardır bu alanda. Berlin'de birlikte yaşam Almanya'nın birçok kentinden daya iyidir. Berlin'de göçmenlerin oranı bir hayli yüksektir. Her 4 kişiden biri göçmen kökenlidir. Okula giden her iki çocuktan biri de göçmen kökenlidir. Ne yazık ki, zaman zaman göçmenlere dönük saldırılar yaşanmaktadır, ama genele baktığımızda birlikte yaşam çok iyi yürümektedir.

Swen Schulz: Ben şu anda Wedding'de yaşıyorum. Ben kendimi hiç yabancı hissetmiyorum. Durumumdan çok memnunum. Bazı sorunlar olduğu bir gerçektir. Bunun gizlenmemesi gerekir. Sorunlar dile getirilmeli ve çözüm yolu aranmalıdır. Çözüm üretilmelidir. Özellikle sosyal alanda ciddi sıkıntılar vardır. Ama bu göçmenlerden kaynaklanmamaktadır. Örneğin Leopold Meydanı yakınlarında alkol, uyuşturucu bağımlılarla sorun vardır. Ama belirttiğim gibi bu göçmenlerden kaynaklanmamaktadır.

EĞİTİM SİSTEMİNDE DEĞİŞİKLİK

Özellikle eğitim alanında eksiklikler var. SPD'nin önde gelen isimlerinden Frank-Walter Steinmeir bir keresinde “Türk, Bosna kökenli yetenekli çocuklar hep kapıcı olmamalı. Onlar büroda memur olarak çalışabilmeli” demişti. Buna nasıl ulaşılır?

Haberin Devamı

Swen Schulz: Her şeyden önce eğitim sisteminde yapılacak köklü değişiklikle. Çocuk yuvasından başlamak suretiyle okul öncesi eğitime ağırlık vermekle mümkündür bu. Göçmen kökenli oldukları için değil, yeteri kadar ellerinden tutulmadığı için bu çocukların eğitim kurumlarında başarısız olduğu görülmektedir. Özellikle sosyal konumları zayıf olan ailelerin çocukları güçlük çekmekte.
Çok yetenekli insanlar tanıyorum. İş başvurusu görüşmelerinde kendilerine haksızlık edildiğini düşünmekteler. Ne yazık ki, bu alanda hala önyargılar var. Aynı şekilde göçmen kökenlilerin konut piyasasında da dışlandıkları bilinmekte. Bu alanda çok daha fazla çalışmamız gerekmekte.

Haberin Devamı

Monika Grütters: Eğitim gerçekten merkezi bir konudur. Göçmen kökenli çocukların başarılı olmaları için okula başlamadan önce Almanca öğrenmelerine özen gösterilmelidir. Kökenine bakılmaksızın ebeveynlerin konumu da eğitimle yakından bağlantılıdır. Aileleri eğitimli olmayan çocukların eğitim kurumlarında başarılı olma şansı daha azdır. Bunun giderilmesi için çocukların elinden küçük yaştan itibaren tutulmalıdır. Tabii ailelerin de destek vermesi şarttır. Aileleri kazanmadan bu mümkün değildir. Biz CDU olarak çocukların 3 yaşında Almanca dil testine tabi tutulmasını istiyoruz. Yeterli Almanca bilmeyen çocukların desteklenmesini istiyoruz.


Bazı alanlarda dışlamalardan bahsettiniz. Bu dışlamaları yalnız yasalarla engellemek mümkün mü? Yoksa kafaların mı değişmesi gerekli?

Haberin Devamı

Monika Grütters: İkisi de. Biri olmadan, diğeri de olmaz. Dışlamayı Engelleme Yasası somut bir düzenlemedir. Tabii bu arada somut önlemler de hayata geçirilmeli. Örneğin, başvuruların anonim yapılması gibi. Örneğin üniversitelere başvuruların isimsiz yapılması gibi. Böyle bir durumda hiç kimse ismi yüzünden dışlandığını söyleyemeyiz. Çünkü başvurularda isim yer almıyor. Sadece notlara bakılarak karar veriliyor.
Tabii yerli halkın kafasında da değişiklik gerekir. Yerli halk da göçmenlerle birlikte içiçe yaşamayı kabullenmeli. Bunun bir zenginlik olduğuna inanmalı.


Swen Schulz: Bazı şeyler politik olarak veya yasalarla zorla kabul ettirilemez. İnsanların kafasında nelerin önemli olduğuna bakmak lazım. Bazı alanlarda Dışlamayı Engelleme Yasası tabii önemlidir. Ama tüm sorunları çözmek için yeterli değildir. Televizyonlarda haberleri sunanın göçmen kökenli olması, başarılı göçmenlerin ön plana çıkarılması, zaman zaman yasalardan daha etkili olur. Örneğin, Alman futbol milli takımında Mesut Özil'in, Khedira'nın oynaması daha etkili olmaktadır. Bu insanlar burada yaşamaktadır, burada çalışmaktadır, çoğu Alman vatandaşıdır. Bu ülkenin geleceğine katkıda bulunmak için çaba göstermektedir. Bunlar unutulmamalı.

Haberin Devamı

TET VATANDAŞLIK YANLIŞ

Partiniz çifte vatandaşlığa nasıl bakmakta?

Swen Schulz:
Alman vatandaşlığına geçme kararı verenlere saygı duyuyorum. Ama Alman vatandaşı olmayanlar da bu ülkede uyumlu bir biçimde yaşayabilmelidir. Biz parti olarak bu insanlara çifte vatandaşlık hakkı verilmesini istiyoruz. İnsanları ebeveynlerinin vatandaşlığından çıkmaya zorlamak doğru değil. Tek vatandaşlıkta karar kılmaya zorlamak yanlıştır. Örneğin benim annem 60'lı yıllarda İspanya'dan 'misafir işçi' olarak gelmiş. Burada çalışmış, burada evlenmiş ve burada çocukları olmuş. Ama o hala İspanyol ve bunu inkar etmiyor. Ama burada da kökenleri var. O, neden 'Ben çifte vatandaşım. Hem Alman vatandaşıyım, hem İspanya vatandaşıyım' diyemesin? Ben de çifte vatandaşım. İspanyollar neden Türklerden ve Araplardan farklı olsun?

Haberin Devamı

Monika Grütters: Birincisi kültürel fark. Tabii dinsel fark da var. Biz uyum sürecinin sonunda insanların Almanya ile bütünleşmesini ve Alman vatandaşı olmasını istiyoruz. Avrupa Birliği (AB) sadece bir ekonomik birlik değil, ayın zamanda ortak değerler topluluğudur. Bu toplulukta tabii çifte vatandaşlık hakkı olmalıdır. Fransa'da yaşayan bir Alman çifte vatandaş statüsünü korumalıdır. Ama bu durum başka bölgeler için geçerli olmamalıdır. Şayet Türkiye AB'ye girerse tabii durum değişir. Bana göre, çifte vatandaşlığı savunan diğer partiler, bunu bir 'seçim yatırımı” olarak görüyor. Bu gerçekten karışık bir konu. Opsiyon modeli'ne gelince: Bu bir uzlaşma modeli olabilir. Bu alanda çalışmalar var. Bu durumu değerlendireceğiz. Ben son 8 aydaki rakamlara baktım. Tek vatandaşlıkta karar vermek zorunda olanların yüzde 90'ı Alman vatandaşlığını tercih etmiş. CDU'da Türkiye'nin AB üyeliği konusunda farklı bir tutum var. Türkiye'nin AB üyesi olması durumunda sorun anneninki gibi çifte vatandaşlık yoluyla çözülür.

Swen Schulz: Opsiyon modeli çürük bir uzlaşma modelidir. Bana göre çifte vatandaşlık uygulamasını hayata geçirmeliyiz. Herkes durumun ne olacağın baştan bilmeli.


YEREL SEÇİM HAKKI

Almanya'da 3 yadır yaşayan bir Bulgaristan, bir Romanya vatandaşının yerel seçimlere katılma hakkı olmasını, ancak 20 yıldır burada yaşayan bir Türk'ün bu haktan yoksun bırakılmasını nasıl buluyorsunuz?


Monika Grütters: Bu gerçekten zor bir durum. Yerinde bir soru. Dürüst davranmak gerekirse, bu konuyu detaylı bir biçimde düşünmeliyiz. Semt menajerliğinde ve semtlerdeki düzenlemelerde, semtlerle ilgili kararların alınmasında bu insanların devre dışı bırakılması doğru olamaz.


Swen Schulz: Ben bunu yerel seçim hakkıyla sınırlandırmak istemiyorum. Tüm seçimler için yeni bir yasal düzenleme gerekir. Bize göre burada yıllardır yaşayan insanlar Alman vatandaşı olmasalar da seçimlere katılma hakkına sahip olmalıdır. Yurt dışında yaşayıp da Almanya'da seçime katılan onbinlerce Alman vatandaşı var. Bu küçük bir gruptur. Ama burada sayı değil, prensip önemli olmalıdır. Yasalar sürekli olarak değiştirilmekte, ama sözkonusu seçim hakkı olunca buna karşı çıkılmakta.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!