"Göçmene muhtacız"

Güncelleme Tarihi:

Göçmene muhtacız
Oluşturulma Tarihi: Ekim 15, 2012 16:26

Almanya’nın BADEN WürttembergEyalet Başbakanı Winfired Kretschmann,nüfusu azalan ve yaşlanan Almanya’nıngöçmenlere muhtaç olduğunu söyledi.Beraberinde büyük bir ekonomi heyetiile bugün itibaren Ankara ve İstanbul’dahafta sonuna kadar bir dizi temaslardabulunacak olan Kretschmann, Hürriyet’insorularını şöyle yanıtladı:

Haberin Devamı

SAYIN Başbakan, Baden-Württemberg ile Türkiye arasındaki ekonomik ve kültürel ilişkiler hangi düzeydedir?
Türkiye bizim en önemli ticari partnerlerimizden biridir. Daimler, Bosch gibi büyük işletmelerin Türkiye’de büyük yatırımları vardır. Ayrıca orta ölçekli yatırımcıların sayısı da son dönemlerde önemli ölçüde arttı. Örneğin FESTO gibi ve bu arada Türkiye seyahatimde FESTO’yu Istanbul’daki yerlerinde ziyaret edeceğim. Genel olarak son yıllarda ticari ilişkilerimiz daha da yoğunlaştı. Kısa bir süre önce Türk Ekonomi Bakanı Zafer Cağlayan beni burada ziyaret etti. Türk Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de katılımıyla Almanya ziyaretinde burada bir ekonomi forumu gerçekleştirdik. Yatırım koşularını konuştuk bu forumda. Bu da ekonomik ilişkilerin dinamik bir şekilde geliştiğini göstermektedir. Kültürel olarak da gelişimler pozitif. Baden- Württemberg’de Türk kökenli çok sayıda insan yaşamaktadır. Bundan dolayı Baden- Württemberg elbette Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak için ilk adresdir. Bizim kabinemizde Bilkay Öney ile Türk kökenli bir Bakanı’mız var. Bu olgu da eyalet hükümetinin bizim Türk kökenli vatandaşlara ve Türkiye ile ilişkilere verdiği önemin bir işaretidir. Ayrıca, dış politika bağlamında ise Türkiye bizim bir ağırlık noktamız gibidir.

İLİŞKİLERİM ÇOK İYİ
Şimdiye kadar hiç Türkiye’ye gittiniz mi?
Evet, Cem Özdemir (Yeşiller’in Eşbaşkanı) ile bir defa birlikte Türkiye’ye gittim. Yaklaşık bir hafta kaldık. Bu ziyarette din özgürlüğü ön plandaydı. Din politikasını içeren görüşmelerde bulunduk. Türkiye’den çok etkileyici intibalarla geri döndüm.

Türkiye’ye gitmeden önce, nasıl bir Türkiye fotoğrafı vardı kafanızda?
Benim Türkiye bakış açımda tabii ki, burada yaşayan Türkiye kökenli vatandaşların da etkisi var. Ben öğretmen iken bir çok Türkiye kökenli öğrencilerim vardı ve bunlardan dolayı Türkiye’den gelen vatandaşlarımızı tanıma fırsatım oldu ve ilişkilerim de çok iyiydi.

Öğrenciler dediniz de, yapılan araştırmalar gösteriyor ki, göçmen kökenli gençlerin özellikle Türkiye kökenli gençlerin eğitim ve meslek eğitimi durumu hâlâ çok kötü Bunu nasıl iyileştirilebilir ve bu alanda siz ne yapıyorsunuz?
En önemlisi Türkiye kökenli gençlerin iyi bir Almancaya sahip olması. Bu en önemli görevimizdir. Bundan dolayı bizden önceki hükümetin sorumsuz bir şekilde ihmal ettiği küçük yaşta eğitime biz çok önem veriyoruz. Bunun yanı sıra okul-aile iş birliğini önemsiyoruz. Ana dil dersini de çok önemsiyoruz. Ne yazık ki kamu dalında çok az göçmen çalışıyor. Öğretmenlik olsun polis mesleği olsun bunların arasında göçmen sayısı çok düşük. Biz bu eksikliği aşmak istiyoruz. Bundan dolayı Uyum Bakanlı’ğı kuruldu.

Uyum Bakanı’nızdan bahsettiniz. Ne kadar iyi çalışıyorsunuz Türk kökenli Uyum Bakanı Bilkay Öney’le?
Olağanüstü. Kendisiyle kişisel bağlarımız da çok iyi. Bakan Öney, çok iyi bir iş sergiliyor. Amacı Baden-Württemberg’de yaşayan Türk Δ toplumun çocuklarının eğitimine daha fazla önem vermeleri. Artık mağdur durumundan çıkıp buranın vatandaşları olarak artık aktif rol almalarını talep ediyor.

Bakan Öney dışında Türkiye kökenli insanlarla ilişkileriniz var mı?
Cem Özdemir ile yıllardır süren bir arkadaşlığımız var ve kendisini siyaset yolunda yoğun bir şekilde destekledim. Bunun yanı sıra Türkiye kökenli komşularım var. Bundan dolayı yaşam tarzlarını çok iyi tanırım.

Ramazan Bayramlarına, Kurban Bayramlarına hiç katıldınız mı?
Ben Eyalet Başbakanı olduktan sonra Müslümanları iki kez iftara davet ettim. Neues Schloss’da (Yeni Saray) görkemli bir iftar verdim. Bu sene ise işverenleri davet edip, onlarla iftar açtım. Bu iftara yoğun bir ilgi vardı. Burada yaşayan Müslüman vatandaşlarımıza kendi dinlerini ciddiye aldığımızı, burada eşit haklar ile yaşayabileceklerinin önemli bir simgesiydi.

Sizin eyaletinizde işsizlik düşük olsa da Almanya genelinde özellikle Türkiye kökenliler arasında hala çok yüksek. Bu durum Almanya çapında nasıl düzeltilir?
Bu elbette ilk önce ekonomi şartlarına bağlı, ve bizde bunlar oldukça iyi. Türkiye kökenliler buraya geldiklerinde büyük ya da orta çaplı firmalarda iş buldular. Bundan dolayı yıllardır burada demir attılar. Üstelik özel programlar teklif ediyoruz. Örneğin ‘Azubi statt ungelernt’ (eğitimsizlik yerine çıraklık). Bu proje ile daha çok göçmen kökenli gence meslek eğitimini sağlamak istiyoruz. Bunun yanı sıra meslek eğitimi için okullara elçiler yolluyoruz bilgi vermeleri aydınlatmaları amacıyla. Bu elçiler ile yaklaşık 15 bin öğrenciye ulaşabiliyoruz. Böyle projeler ile göçmen çocuklarını desteklemeyi hedefliyoruz.

İlk yabancı işçiler 1955’de İtalya’dan geldiler. Türk göçü 51 sene önce başladı. Göç yıllar önce başladığı halde Almanya’da uyum tartışmaları neden son dönemlerde yoğunlaştı? Yoksa uyum ciddiye mi alınmadı?
ZAMAN KAYBETTİ
Evet, çok önem verilmedi, çok dikkate alınmadı. Ama bu benim partim (Yeşiller) için geçerli değil. Partim yıllar önce Almanya’nın bir göç ülkesi olduğunun altını çizdi. Uyumun Yeşiller Partisi’nin programında çok önemli bir yeri vardı hep. Fakat diğer partiler, CDU ve CSU gibi, Almanya’nın bir göç ülkesi olduğunu bir türlü kabullenmiyorlardı. Bunu ‘misafir işçi’ kavramında da görebiliyoruz. Ve bu kaybolan yılları hızlı bir şekilde yakalamamız, eksiklikleri kapatmamız lazım. Bu da çok büyük bir görev. Almanya bu konuda çok zaman kaybetti.

Uyumdan bahsetmişken, eski Federal İçişleri Bakanı Otto Schily “En iyi uyum asimilasyondur” demişti. Buna katılıyor musunuz?
Bunu tamamen saçma buluyorum. Bugün Rus kökenli Almanlar 300 sene sonra Almanca konuşabiliyorlar, bu çok sevindirici bir durum. Göçmenler burada dilini, kültürünü, ve dinlerini yaşamalılar. Bu çeşitlilik de modern bir ülkenin zenginliğidir. Politikamız bu çeşitliliği kabullenip, herkesi bir yapmak istememesi gerekir. Bu yüzden o yaklaşımı tamamen reddediyorum.

GELECEĞİMİZ BİRDİR
Partiniz çifte vatandaşlık, yerel seçim hakkı verilmesini istiyor. Opsiyon modelinin kaldırılmasını da. Sizce bunların gerçekleşmesi mümkün mü?
Bu çoğunluklara bağlı. Yerel seçim hakkı için Anayasa değişikliği gerekiyor. Bunu için de 3/2 çoğunluk şart. Bu da şu andaki orana göre mümkün değil, çünkü CDU/CSU bu yasayı reddediyor. Biz de bu yüzden değişik yollardan işi çözmeye çalışıyoruz. Örneğin Alman vatandaşlığına geçişi kolaylaştırarak. Opsiyon modelin kaldırılmasını biz Eyaletler Meclisi’nde destekledik.

Almanya’da yaklaşık 700 bin Türk kökenli seçmen var. Bu seçmenler neden sizin partinize oy versin?
Öncelikle tabii oy hakkını kullansalar, buna çok sevinirim. Yeşiller’in parti programındaki önemli konular doğa korunması, sosyal ve eşitliktir. Tabii ki, bunlar Türkiye kökenlileri de ilgilendiriyor. Herşeyden önce Yeşiller çeşitliliğin kabullenmesi içindir. Geldiğimiz yerler ayrı olsa da geleceğimiz birdir.

Türk göçü Federal Almanya Cumhuriyeti için ne anlama geliyor?
Almanya göçmenlere muhtaç çünkü bizim negatif bir demografik gelişmemiz var. Türkiye’yi göz önünde bulundurursak nüfusunun yaş oranı bize göre çok çok düşük. Bundan dolayı da biz eyalet hükümeti olarak ‘hoşgeldin kültürü’ne çok önem veriyoruz. Çünkü bu insanlar artık sadece vergi ödemiyor, aynı zamanda bu ülkeyi de kalkındırıyorlar sayısı git gide artan firmalar kurarak. Bundan dolayı biz bu göçmenlerden çok memnunuz.

AB SÜRECİNİ DESTEKLİYORUZ
Türkiye’ye bir ekonomi delegasyonu ile birlikte uçuyorsunuz. Bu ziyaretten ne tür bir beklentiniz var?
Biz bu ziyaretimizle Türkiye ile ekonomi ve bilim alanlarında ilişkilerimizin derinleştirilmesini hedefliyoruz. Yeni ilişkiler kurmak, birbirimizi daha iyi tanımak istiyoruz. Karşılıklı olarak görüşmek, konuşmak ve olanakları değerlendirmek istiyoruz. İlişkilerimiz iyi, ama biz bunu daha da yoğunlaştırmak istiyoruz. Bildiğiniz gibi eyaletimizdeki hükümet Türkiye’nin AB sürecine önem veriyor ve Türkiye’nin AB’ye girmesini destekliyor.

NSU cinayetleri için araştırma komisyonları kuruldu
Son zamanlarda ortaya çıkan NSU cinayetleri, sünnet ve kayıp kampanyası tartışmaları ile bu mümkün mü?
Özgür bir toplumda sünnet gibi konuların tartışılması normaldir. Bence partiler, kiliseler de bu konuda doğru tepkiler verdiler. Şimdi din birliklerinin böyle önemli taleplerinin burada mümkün olması gerektiğini gösteren bir yasa çıkıyor. Musevilerin ve Müslümanların bu tartışmalar yüzünden huzursuzluk duymalarını anlayabiliyorum. NSU cinayetleri korkunçtur, şok edicidir. Bu kötü olayları aydınlatmak ve gelecekte mümkün olduğu kadar önlemek için Araştırma Komisyonları kuruldu.

Sizce Partiniz 2013’deki genel seçimlerden sonra SPD ile birlikte iktidara gelebilecek mi?
Bunun için şanslar fena değil.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!