Güncelleme Tarihi:
ALMANYA Federal İstatistik Dairesi’nin verileri, ülkede istihdamda yer alanların yüzde 25.9’unun bir göç geçmişi olduğunu ortaya koyuyor. Serbest meslek sahipleri içinde ise bu oran yüzde 23.1. Göç kökeni olanların bütün girişimciler arasındaki oranıysa yüzde 21.5. Friedrich Naumann Vakfı ile Almanya Startup Birliği’nin 394’ü göç kökenli toplam 2013 girişimciyle yaptıkları yıllık araştırma ise şirket kurmanın önündeki engellerin zaten fazla olduğu Almanya’da, göç geçmişine sahip olanların daha büyük sorunlarla karşı karşıya kaldığını gözler önüne serdi.
EN BÜYÜK SORUN SERMAYE BULMA
Araştırmaya göre, özellikle Almanya’da doğmamış, yani ailesi değil bizzat kendisi göç etmiş kişilerin risk sermayesi veya özel yatırımcı desteği gibi yollardan sermayeye ulaşımı Almanya’da doğmuş olanlara göre çok daha zor. Ayrıca devlet desteğine erişimde de bu grup Almanya ortalamasının gerisinde. Nitekim araştırmaya katılan göçmen girişimcilerin yüzde 43’ü kamu destekli sermaye bulmada zorluk çektiğini belirtirken göçmen kökenli olmayanlarda bu oran yüzde 36’yla 7 puan daha az. Araştırmaya katılan 394 göç kökenli girişimcinin sıkıntı yaşadığı bir diğer alan da Almanca. Özellikle Almanya’daki devlet dairelerinde temel iletişim dilinin hâlâ Almanca olduğuna dikkat çekiliyor. Raporda “Bu da anadili Almanca olmayanlar açısından büyük engel teşkil ediyor” tespitinde bulunuluyor. Araştırmaya katılan 394 girişimciden yüzde 59’u birinci kuşak göçmen, yani Almanya’ya sonradan gelmiş oldukları belirtiliyor.
BİR DİĞER SORUN DA İLİŞKİLER AĞI
Almanya’da kendi işini kurmak isteyen, kendisi ya da ailesinde göç geçmişi olanların bir diğer sorunu da Almanya’da faaliyet yürütmek istedikleri işte iyi bir ağa sahip olmamaları. Araştırmanın katılımcılarından Ada Health’in kurucusu Gülşah Wilke, “Geçmişinde göç hikâyesi olanların startup kurması ve ilerlemesi önündeki en büyük engellerden biri iyi bir ağa sahip olmamaları” diye konuşuyor. Bu nedenle kendisinin de aralarında bulunduğu, özellikle teknoloji alanında faaliyet gösterenlerin yer aldığı ‘2hearts’ adlı platformu kuran Wilke, bu yolla göç kökeni olan ve teknoloji alanında çalışmak isteyenlerin bir araya geldiğini, birbirilerine tecrübelerini aktardıklarını ve desteklediklerini belirtiyor.
BAŞKA BİR SORUN DA IRKÇILIK
Göç kökeni olan startupçıların sıklıkla dem vurduğu bir diğer sorun da ırkçılık. Girişimciler, devlet dairelerinden bankalara, kiralık yer aramadan sermaye bulmaya dek pek çok alanda ön yargı ve ırkçılıkla karşılaştıklarını aktardı. Alman hükümetinin yaptırdığı ve sonuçları perşembe günü açıklanan bir araştırmada da halkın yüzde 90’ının ‘Almanya’da ırkçılık var’ söylemine katıldığını ortaya koymuş, araştırmaya katılanların yüzde 22’si bizzat ırkçılık yaşadığını aktarmıştı. Göçmen Girişimci Raporu da Almanya dışında doğan her üç girişimciden birinin, özellikle kuruluş aşamasında ırkçılık yaşadığını gösteriyor. Raporda, araştırmaya katılan 394 startup kurucusundan üniversiteyi Almanya dışında bir ülkede tamamlayanların ırkçılıkla karşılaşma oranı yüzde 51 olarak saptandı. Bu kişiler, Almanya’da devlet dairelerinin, bankaların, yatırımcıların, partnerlerinin veya emlak sahiplerinin kendilerine ayrımcı davrandığını beyan etti. Araştırmanın bir diğer çarpıcı sonucu da birinci kuşağı yüzde 32’sinin, ikinci kuşak göçmen kökenlilerin de yüzde 17’sinin şirketlerini kurarken kökenleri nedeniyle ayrımcılık yaşadığını söylemesi. Almanya Federal Eğitim ve Araştırma Bakanı Bettina Stark-Watzinger ise göç geçmişine sahip girişimcilerin Almanya’daki startup camiasında önemli bir rolü olduğu görüşünde. Bakan Stark-Watzinger’e göre bu şirketler Almanya’nın ekonomik geleceğini belirliyor ve önemli istihdam alanları yaratıyor.
İKİNCİ KUŞAK GİRİŞİMCİLERDE TÜRKİYE KÖKENLİLER BAŞI ÇEKİYOR
Göçmen Girişimciler Raporu’na katılan 394 göç kökenli startup kurucusunun yüzde 23’ü Doğu Avrupa’dan, yüzde 14’ü Güney Asya’dan ve yüzde 11.7’si de Batı Avrupa’dan geliyor. Bu coğrafi dağılıma ülkeler bazında bakıldığındaysa girişimcilerin en çok geldiği ülkelerin köken olarak Rusya, Hindistan ve Polonya’dan olduğu görülüyor. İkinci kuşak göç kökenli startup kurucularındaysa bu dağılım değişiyor. İkinci kuşak girişimcilerde yüzde 18 ile Türkiye kökenlilerin yüksek olduğu görülüyor. Onları yüzde 7 ile Polonya kökenliler, yüzde 6 ile de İtalya kökenliler takip ediyor. Bu da aileleri işçi göçüyle gelen grupların torunlarının da kendi işlerinin patronu olmadaki istekliliğini ortaya koyuyor. Almanya’da son yılların en başarılı startup girişimleri olarak, koronavirüse karşı aşıyı bulan Özlem Türeci ile Uğur Şahin’in biyoteknoloji alanında faaliyet yürüten şirketi BioNTech ile pandeminin başında kurulan ve vatandaşların market alışverişlerini evine getiren kurye hizmeti şirketi Gorillas sayılıyor.