Güncelleme Tarihi:
Gıda fiyatlarındaki yükseliş 'gıda krizi' uyarılarını artırırken, durumdan faydalanmaya çalışan 'uyanık yatırımcıların' SSCB ve Asya ülkelerindeki fakir çiftçilerin topraklarını çok ucuza kiralayarak, fiyatları artan gıda maddelerini yetiştirdiği bildrildi.
ABD"de yayımlanan Wall Street Journal gazetesinin haberine göre, bu yatırımcıların başında ABD"li tarım şirketleri Ortadoğulu ve Asyalı 'girişim sermayesi şirketleri' geliyor. Bu şirketlerin hedefinde ise Ukrayna, Kırgızistan ve Rusya gibi eski SSCB ülkeleri ile Pakistan ve Laos gibi boş tarım arazisi bolluğu yaşayan ülkeler var. Gıda krizi ile birlikte boş arazi talebinin arttığı belirtilirken, binlerce hektarlık tarım arazilerinde kiralama usulü üretim yapan 'uyanık' tarım şirketlerinin ilk hasatlarını bu yıl yapacakları ifade ediliyor.
Gıda fiyatlarındaki artışla nisan ayı enflasyonu yüzde 8,16 ile son 12 yılın zirvesini gören Çin de, enflasyonun çift haneli yüzdeleri geçtiği Ortadoğu ülkelerinin de boş tarım arazisi avına çıktığı bildirildi. Uzmanlara göre sadece eski SSCB ülkelerindeki araziler üretime geçirilirse, küresel buğday üretimi yılda 115 milyon ton artabilir.
Dünya genelinde gıda fiyatlarında yaşanan yüzde 40'lık artış Türkiye'de daha fazla hissedilecek. Uzmanlar Türkiye'deki fiyat artışının yıl sonu enflasyonunu yüzde 10 artıracağını belirtiyor.
Gıda fiyatlarındaki artış, Hükümetin enflasyon hedefini de vuracak. Sektör temsilcileri ve uzmanlar bu yıl başta hububat ve bakliyat olmak üzere tarım ürünlerindeki düşük rekoltenin özellikle Ramazan ayından itibaren fiyatı artırarak yıl sonu enflasyon hedefinde revizeye neden olacağını belirtiyor. Ekonomistlere göre sadece gıdadaki fiyat artışları enflasyonu en az yüzde 10 artıracak. Sektör temsilcileri gıdadaki fiyat artışlarında bu yıl da 4 faktörün etkili olacağını belirtiyor.
Bunlardan birincisi kuraklık nedeniyle yaşanan rekolte düşüşü, ikincisi psikolojik etki, yani piyasada ürün kalmadığını düşünen üreticinin ürünü elinde tutması, ABD'de yaşanan mortgage krizi nedeniyle yatırımcıların tarımsal emtiaya yönelişi, bir diğer neden ise bu ürünlerin biyo yakıt üretiminde kullanılması nedeniyle yaşanan ürün kaybı. Gıdadaki fiyat artışlarını bu yıl körükleyecek asıl unsurun ise Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki kuraklık olduğu belirtiliyor.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin (TZOB) yaptığı araştırmaya göre Türkiye genelinde nisan yağmurlarındaki düşüş nedeniyle Mardin, Şanlıurfa, Diyarbakır, Batman, Hakkari, Muş, Siirt, Şırnak, Gaziantep, Elazığ illerinde illerinde buğday, arpada zarar oranlarının yüzde 90'ı, kırmızı mercimekte yüzde 60'ı bulduğu belirtiliyor. Ayrıca, bağlarda verim azalmaları beklendiği, özellikle Elazığ'a özgü şaraplık üzüm çeşitlerinden öküzgözü ve boğazkerede yanma olduğu ilk tespitlere göre yüzde 30'lara varan verim azalmalarının beklendiği belirtiliyor. Bölgede ayrıca meraların yeşermemesi sebebiyle hayvancılığın da sıkıntıda olduğu ifade ediliyor. Türkiye kırmızı mercimek üretiminin yüzde 86'sını gerçekleştiren Bölgede görülecek yüzde 60 azalma ile kırmızı mercimek rekoltesinde 250 bin ton azalma bekleniyor. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşanan kuraklığın bölgede yetiştirilen hububat ve mercimek üretiminde sıkıntı yaratacağını bu nedenle TMO'nun eskiden olduğu gibi bakliyat alımı yapması gerektiğini söyledi.
Pirinçten sonra mercimek krizi
Türkiye Ziraatçiler Derneği (TZD)Başkanı İbrahim Yetkin bu yıl üreticiden 65 kuruşa alınan mercimeğin kilosunun 10 günde yüzde 700 artışla 4.5-5 YTL'ye ulaştığını söyledi. Yaklaşan Ramazan ayıyla bu artış trendinin süreceğine işaret eden Yetkin, TMO'nun bir an önce buğday ve pirincin yanı sıra mercimek ve diğer baklagilleri de kapsam içine alarak piyasayı regüle etmesi gerektiğini söyledi. Gıda fiyatlarındaki artışın durdurulmaması halinde enflasyondaki yükselişin önüne geçmenin mümkün olmadığına dikkat çeken Yetkin,"Gıda fiyatları ilk 6 aylık enflasyon üzerinde ciddi belirleyici olacak. Yıl sonu enflasyonun yüzde 30-35'ini gıda ve tarım oluşturacak" dedi.
Kuraklık bu yıl Güneydoğu'dan vuracak
Gıdadaki fiyat artışlarını bu yıl körükleyecek asıl unsurun ise Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki kuraklık olduğu belirtiliyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin (TZOB) yaptığı araştırmaya göre Türkiye genelinde nisan ayı yağış ortalaması normale göre yüzde 43.4 azaldı. En büyük azalma ise yüzde 83.2 oranıyla Güneydoğu Bölgesi'nde görüldü. Mardin, Şanlıurfa, Diyarbakır, Batman, Hakkari, Muş, Siirt, Şırnak, Gaziantep, Elazığ illerinde buğday, arpada zarar oranlarının yüzde 90'ı, kırmızı mercimekte yüzde 60'ı bulduğu belirtiliyor. Ayrıca, bağlarda verim azalmaları beklendiği, özellikle Elazığ'a özgü şaraplık üzüm çeşitlerinden öküzgözü ve boğazkerede yanma olduğu ilk tespitlere göre yüzde 30'lara varan verim azalmalarının beklendiği belirtiliyor. Bölgede ayrıca meraların yeşermemesi sebebiyle hayvancılığın da sıkıntıda olduğu ifade ediliyor. Türkiye kırmızı mercimek üretiminin yüzde 86'sını gerçekleştiren Bölgede görülecek yüzde 60 azalma ile kırmızı mercimek rekoltesinde 250 bin ton azalma bekleniyor. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşanan kuraklığın bölgede yetiştirilen hububat ve mercimek üretiminde sıkıntı yaratacağını bu nedenle TMO'nun eskiden olduğu gibi bakliyat alımı yapması gerektiğini söyledi.
Pirinçten sonra mercimek krizi
Dünyada temel tarım ürünlerindeki fiyat artışı en fazla hububat ve bakliyatta etkili oldu. Geçtiğimiz aylarda yüzde 130'luk fiyat artışıyla rekor rakamlara ulaşan pirinç fiyatlarının ardından yeni bir krizin de kırmızı mercimekte görüleceği belirtiliyor. Türkiye Ziraatçiler Derneği (TZD)Başkanı İbrahim Yetkin bu yıl üreticiden 65 kuruşa alınan mercimeğin kilosunun 10 günde yüzde 700 artışla 4.5-5 YTL'ye ulaştığını söyledi. Yaklaşan Ramazan ayıyla bu artış trendinin süreceğine işaret eden Yetkin, TMO'nun bir an önce buğday ve pirincin yanı sıra mercimek ve diğer baklagilleri de kapsam içine alarak piyasayı regüle etmesi gerektiğini söyledi.
Enflasyonun yüzde 35'i tarım ve gıdadan kaynaklanır
Gıda fiyatlarındaki artışın durdurulmaması halinde enflasyondaki yükselişin önüne geçmenin mümkün olmadığına dikkat çeken Yetkin,"Gıda fiyatları ilk 6 aylık enflasyon üzerinde ciddi belirleyici olacak. Yıl sonu enflasyonun yüzde 30-35'ini gıda ve tarım oluşturacak" dedi.
Gıdanın enflasyon sepetindeki payı 3'te 1
Gıdanın enflasyon sepetindeki ağırlığının yaklaşık 3'te 1 olduğunu belirten Türkiye Gıda Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkanı Şemsi Kopuz, "Bu yıl enflasyon hedefinin yüzde 1011 olacağını, gıda enflasyonunun ise bunun yaklaşık 4 puan üzerinde seyrederek yüzde 1415 olacağını öngörüyoruz" dedi.
Tarım Ürünleri Hububat Bakliyat İşleme ve Paketleme Sanayicileri Derneği (PAKDER) Başkanı Tevfik Dinçer de tarım ürünlerindeki fiyat artışları ile 9.7 olan yıl sonu enflasyon hedefine ulaşmanın imkansız olduğunu söyledi. Dinçer,"Fiyatlardaki bu artışla birlikte yıl sonunda çift haneli rakamları göreceğimiz kesin" dedi.
Seviğ: Fiyatlardaki artış enflasyonu en az yüzde 10 artırır
Önümüzdeki günlerde para piyasasında yaşanan hareketliliğin gıda fiyatlarına yansıyacağına dikkat çeken Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Veysi Seviğ, bu yıl gıda fiyatlarının genel enflasyonu en az yüzde 10 artıracağını kaydetti.
Dünya genelinde gıda fiyatlarında yüzde 40'lık artış yaşandığını hatırlatan Seviğ "İthal ettiğimiz ürünler de düşünüldüğünde kurun değişmesi, Merkez Bankası'nın faizleri yükseltmesi, ve kredi maliyetleri bu fiyatları biraz daha artırabilir. Bu nedenle revize edilen enflasyon rakamını tutturmak çok zor" diye konuştu.
Gıdanın harcamadaki payı yükselişte
Dünyada geçtiğimiz yıl buğday fiyatları yüzde 130, soya yüzde 87, pirinç yüzde 74 ve mısır yüzde 31 yükseldi. Dünya Bankası rakamlarına göre temel gıda maddesi durumundaki bu ürünlerde yaşanan artış, genel olarak gıda fiyatlarının da son üç yılda yüzde 83 yükselmesine yol açtı. Gıdada yaşanan sıkıntılar ve sosyal çalkantıların dalga dalga birçok ülkeye yayılması endişesi, konuyu tüm hükümetlerin ve uluslararası örgütlerin ajandasında ilk sıralara taşıdı.
Türkiye'de de toplam hane halkı tüketiminin yüzde 25'i gıda, içki ve tütün sektörü için harcanmasına karşın, gelir düzeyi düştükçe bu oran artarak yüzde 40'ları buluyor. 2008'in şubat ayından bu yana hızla artan gıda fiyatları, nisan ayı itibarıyla yıllık yüzde 13,5'e ulaştı. Tarım sektöründe üretim fiyatlarındaki artış 2007'nin ikinci yarısından itibaren ciddi şekilde hızlanarak 2008 yılı nisan ayında yıllık yüzde 19 seviyesine ulaştı. Bu, 2005 yılından beri görülen en yüksek seviye.
TÜSİAD'dan öneri paketi
Tarım ve gıdada yaşanan bu sıkıntılar sivil toplum örgütlerini de harekete geçirdi. Türk Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD) yayınladığı bir raporla alınması gereken önlemleri ortaya koydu. TÜSİAD'ın önerileri arasında Tarım politikaları nın yeniden gözden geçirilme si, yapısal sorunlar ın çözüme kavuşturulma sı , sanayi-tarım entegrasyonu nun sağlanması, tarım politikalarında benimsenen Kendine yeterli olabilme' anlayışında sıyrılması, uluslararası piyasalardaki fiyat hareketlerine uyum sağla nması, destekleme politikalarının rekabetçi yönde biçimlendirilmesi , petrole olabildiğince daha az bağımlı bir tarımın özendirilmesi , kuraklığa dayanıklı bitki türlerinin yaygınlaştırılması ya da sulama ekonomisini artıracak tekniklerin teşvik edilmesi ve alternatif üretim teknolojileri konusunda araştırmalara daha fazla kaynak ayrılması yer alıyor.
KAYNAK: REFERANS GAZETESİ