Güncelleme Tarihi:
HOLLANDA Türk İşadamları Derneği (HOTİAD) Başkanı Hikmet Gürcüoğlu, “İki ülke arasındaki ilişkilerin düzelmesi en çok Hollanda’da yaşayan Türk toplumunu sevindirecektir. Kimsenin faydasına olmayan gerginliğin bitirilmesinin faydalı olduğunu düşünüyorum” dedi.
Yaşanan sürecin, iki ülke arasındaki ilişkiler ve Hollanda’da yaşayan Türklere yansıması olarak iki açıdan değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Gürcüoğlu, “Bu gerginlik Hollandalıların Türklere karşı yan bakmasını sağladı. Ülkede adeta Hollandalılar ve Türkler arasında biz ve siz durumu ortaya çıktı. Bu yüzden ilişkilerin normalleşmesi bizi rahatlatacak. Artık Hollandalı komşumuz, iş arkadaşımızla daha rahat ortamlarda bulunacağız” ifadesini kullandı.
BÜYÜK KOPUŞ YAŞAMADIK
İki ülke arasındaki diplomatik kriz sürecinde ülkede Türkiye hakkında sürekli olumsuz haberler yansıtılmasının her alanda halkı etkilediğini söyleyen Gürcüoğlu, bu yüzden Türk toplumunun olumsuz durumlarla karşılaştığını kaydetti. Gürcüoğlu, tüm gerginliklere rağmen iplerin kopmadığına dikkati çekerek, “Sevindirici olan tarafı ne kadar gerginlik olsa da büyük bir kopuş yaşamadık. Özellikle ticari alanda ilişkilerimiz duracak noktaya gelmedi” diye konuştu.
400 YILLIK DOSTLUĞUMUZ VAR
HOTİAD olarak Türkiye’ye yatırım yapılması konusunda siyasi ve ekonomik temalı toplantılar yapamadıklarını aktaran Gürcüoğlu, ilişkilerin normalleşmesinden sonra bunun önünün tekrar açılacağını ve iş adamlarına daha çok imkanlar doğacağını ifade etti. Gürcüoğlu, iki ülkenin 400 yıllık derin dostluğu olduğuna vurgu yaparak, “İki ülkenin yaklaşık yarım milyonluk ortak nüfusu var. Bu yüzden de gerginliğin bitmiş olmasına seviniyoruz. Bu yenilik derneklerimiz, iş adamlarımız ve iki ülkenin yararına birçok konunun gündeme taşınabileceği etkinlikleri yapma imkanını tekrar getirmiş olacak” değerlendirmesinde bulundu.
TÜRKLERİ DE ETKİLEMİŞTİ
Hollanda Türk Federasyonu Başkanı Murat Gedik, iki ülkenin birbirine yaklaşmasından memnun olduklarını söyledi. Türkiye ile Hollanda arasında normalleşen ilişkilerin Türk toplumuna yansıyacağına inandığını belirten Gedik, “Gerginliğin çok uzun sürmesi bizleri de etkiledi. Her açıdan Türk toplumu burada sıkıntıya girdi. Medya ve siyasetçilerin burada yaşayan Türk toplumuna karşı bakışları değişti” dedi.
STK’ların ülkedeki yerel yönetimlerle iletişimi artırarak birlikte etkinlikler yapılabileceğini dile getiren Gedik, şunları kaydetti:
“Ben inanıyorum iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi ülkede artık her şeyin siyasete dönüştürülmeyeceği yönündedir. Hollandalılar Türk kuruluşlarına ya da vatandaşlarına karşı Türkiye’nin siyasetini gündeme getirmeyecekler. Artık her fırsatta ‘Ankara’nın uzun kolu’ demeyi bırakacaklarını düşünüyor ve umut ediyorum. Bu çok önemli bence. Çünkü bu süreçte herhangi bir faaliyet yapılsa sıkıntılar oluşuyordu.”
Gedik, “Hollanda, Türkiye’ye doğrudan en fazla yatırım yapan ülkelerden biridir. İmkanlar biraz daha açılacak gibi. Hollanda’da bundan faydalanmak istiyor elbette. İnşallah ilişkiler düzelir de biz de genel manada rahatlarız” yorumunda bulundu.
İKİ ÜLKENİN DE FAYDASINA
Milli Görüş Teşkilatlarına bağlı Hollanda İslam Federasyonu Başkanı Mehmet Erdoğan, ülkede yaşayan Türk toplumunun hem Türkiye ile bağını muhafaza etmesi hem de Hollanda ile daha önce olduğu gibi ilişkilerini devam ettirmesinin iki ülkenin faydasına olacağını söyledi.
İki ülke arasındaki ilişkilerin düzelmesinin ülkede bulunan herkese avantaj sağlayacağına dikkati çeken Erdoğan, “Elbette ilişkilerin düzelmesini memnuniyetle karşılıyoruz. Bu düzelme ülkedeki Türk işçilerinin, öğrencilerin, camilerin, derneklerin ve bütün kurumlarımızın faydasına olacaktır. Bunu avantaja dönüştürmek için fırsatı değerlendirmemiz lazım. STK’lar olarak çevre sakinleri ile ortak faaliyetler yapıp İslam dininin şefkat, merhamet, saygı ve sevgi dini olduğunu anlatmalıyız” diye konuştu. Erdoğan, Türk hükümetinin Hollanda’da yaşayan Türkleri temsil eden ve tabanı olan STK’lar ile zaman zaman istişare yapmasının önemli olduğuna işaret ederek, sorunları yerinde ve gerçek muhatapları ile görüşerek gereken eylem planının birlikte yürütülmesi gerektiğini savundu.