Gerçekler çok farklı

Güncelleme Tarihi:

Gerçekler çok farklı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 28, 2007 20:22

Almanya'nın saygın ekonomi fazetesi Handelblatt, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkan bir okur mektubuna "Gerçekler farklı" başlığıyla yanıt verdi.

Haberin Devamı

ALMANYA'nın saygın ekonomi gazetesi Handelsblatt okur mektuplarının yer aldığı "Forum" sayfasında Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye olmasına karşı çıkan bir okur mektubuna aynı sayfada gazetenin Berlin temsilcisi Andreas Rinke "Türkiye ve AB konusunda gerçekler bilinenlerden farklı" başlığıyal cevap verildi.

Peter Wendt adlı okur Almanlar'ın Türkler'e ve İslamlaştırılmaya yönelik korkularını haklı bulduğunu, Türkiye'nin AB'ye üye olması halinde yaklaşık 6 milyon Türk'ün Almanya'ya hücum edeceğini Almanya'da yaşayan göçmenlerin sosyal güvenlik sistemine katkıda bulunmak yerine sosyal yardım alarak sistemi kullandığını iddia etti.

Alman redaktör Andreas Rinke'nin hemen okur mektubunun yanında verdiği cevap ise şöyle;

Gerçekler farklı

Doğru, Almanya'nın büyük kentlerinde çok sayıda göçmen yaşıyor. Oğlumun sınıfında da, çoğunluğunu Türkler'in oluşturduğu çok sayıda göçmen çocuk var. Niye olmasın ki? Buna rağmen İslam'ın etkisine giriyoruz gibi bir korku taşımıyorum. Benim endişem daha çok göçmen çocukların geleceğine ilişkin.

Bir çoğunun iyi bir meslek eğitimi yapamayıp Alman toplumunda bir yer edinemeyecekleri düşüncesi beni endişelendiriyor. Bu noktada gerekirse baskı yöntemiyle bir şeyler yapmak gerekiyor: Okula başlamadan çocuklar dil testinden geçirelebilir ve kendilerini dil dersi verilebilir. Okul öncesinde yapılacak dil testi ve verilecek dil dersleri sayesinde çocukların okul başarıları arttırılabilir.

Almanya'daki demografik göstergeler nüfusun azalacağını gösteriyor. Almanlar kendileri çocuk doğurmadığı takdirde önümüze iki seçenek çıkıyor: Ya Almanya'daki nüfus gerileyecek ve gün geçtikçe yaşlanacak ve de bu gelişmeyle bağlantılı sosyal ve ekonomik sorunlarla boğuşacak. Ya da Almanlar, Almanya'nın bir göç ülkesi olduğunu kabul edecek. Ben ikinci seçeneği tercih ediyorum.

Başka bir nokta: Nato üyesi Türkiye ile bir çok konuda -örneğin Japonya ile olduğundan çok daha fazla bir şekilde- ortak hareket ediyoruz. Enerji politikalarında da Türkiye ile ortak çıkarlarımız Amerika veya Kanada ile olduğundan çok daha fazla. Türkiye'nin hukuksal ve ekonomik olarak Avrupa Birliği'ne hazır olup olmadığı sorusu şu anda önemli değil.

Bu bağlamda Avrupa Birliği'nin doğu Avrupa ülkelerine açılımı sırasında gündeme getirilen korkuları hatırlatmak isterim. Kamuya açıklanan araştırmalarda milyonlarca Rus vatandaşının Avrupa'ya akın edeceğinden söz edildi. Şimdi de Türklerle ilgili olarak korkular yaratılıyor ve körükleniyor. Yarın da Afrikalılar olabilir. Ama gerçekler ve hukuksal durum körüklenen korkulardan farklı bir tablo çiziyor. Avrupa Birliği'ne tam üyelik söz konusu olduğunda serbest dolaşım hakkı sınırlandırılabiliyor.


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!