Güncelleme Tarihi:
Hollanda meclisinin 150 üyesi seçilecek. Seçimde çeşitli partilerden 15 Türk kökenli de aday. Hürriyet ve DHA’nın Amsterdam Büro Şefi Ünal Öztürk’ün kaleminden Türk kökenli adayları her gün tanıtıyoruz.
Kesin bir sayı olmamakla beraber 270 bin civarında Türk kökenli seçmenin varlığından hareket ediliyor. Seçim sistemine göre, oyların yaklaşık yüzde 0.67’sini almak vekil seçilmek yeterli. Tercihli oy imkanı adaylar arasında rekabeti de artırıyor. Bu bilgilerden yola çıkarak teorik olarak Türk kökenlilerin 4-5 civarında vekil çıkarması gerekir.
Hollanda göçmenler konusunda Avrupa’da öncü ülkelerden... 1979’da başlatılan Minority Policy (Azınlık Politikası) ile Avrupa Hollanda Modeli’ni konuşmaya başlamıştı. 1985’de göçmenlere yerel seçim hakkı verilmesiyle bugün belediye meclislerinde 200’ün üzerinde Türk var. Avrupa yıllarca Hollanda Modeli’ni konuşmuştu. Bugün artık eski günlerden pek fazla eser yok. 1990’lı yıllardan itibaren sosyal kazanımların azalması beraberinde göçmen aleyhtarlığını da getirdi.
Artan göçmen aleyhtarlığına bir de son yıllardaki Euro krizi eklenince şimdi artık seçim havası iki kutup arasında geçiyor gibi... Bir yandan yabancı aleyhtarlığını körükleyen Gert Wilders’in Özgürlük Partisi, diğer yandan Euro krizin yol açtığı mali yükümlülüklere, sert tasarruf tedbirlerine karşı çıkan Sosyalist Parti (SP). Son anketler eski bir öğretmen olan Emile Roemer’ın liderliğini yaptığı Sosyalist Parti’nin (SP) yükseldiğini gösteriyor. Arkadaşımız Ünal Öztürk ile geçenlerde seçim atmosferi üzerine konuştum. O da, “İki aşırı akım arasında toz dumanı götürüyor. Orta direk kalmadı. Halk, AB’ye, Euro’ya karşı değil ama artık çok yük olduğuna inanıyor. Bir yandan da ırkçılık aldı yürüdü. O eski göçmen dostu Hollanda’dan eser yok artık” diye gözlemlerini aktarıyor.
Bu açıdan bakıldığında 12 Eylül’de yapılacak seçim sadece Hollanda açısından değil Avrupa açısından da önemli. Verilecek oylarla Hollanda açısından yabancı aleyhtarlarının yükselmesini engellenmesi gerekirken, aynı oylar Avrupa açısından da Euro krizinin aşılması, AB’nin entegrasyon politikası gibi konularda Hollanda’nın yapacağı katkıyı belirleyecek. Türk kökenliler artık göçmenlik sürecini çoktan aştı. Şimdi verecekleri her bir oyla sadece Hollanda’nın değil Avrupa’nın da geleceğinde etkili olacaklar. Zaten toplunu bir parçası olmak demek olaylara geniş açıdan da bakmayı gerektirir.
Kurul yakında açıklanacak
1998’de kurulan Yurtdışında Yaşayan Vatandaşlar Danışma Kurulu (YYV-DK) vardı. 13 ülkeden 62 üyesi vardı. Dokuz yılda beş kez toplanabilmişti. En son 2007 yılında İzmir’de toplanmıştı.
Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı bu kurulu Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu adı altında yeniden yapılandırıp görev almak isteyenlerin 25 Mart 2011’e kadar başvurmasını istemişti. Aradan 1.5 yıl geçmesine rağmen bu kuruldan ses seda çıkmamıştı.
Bu konuyu daha önce de yazdım. Araya bayram girdi. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanı Kemal Yurtnaç ile ancak dün konuşabildim. Başvurular alınmış. Üzerinde çalışılıyormuş. Üyelerin yakında açıklanacağını söyledi. Yakın kelimesi ile en geç Eylül ayı sonu gibi bir zamanı tarif etti.
Başkan Kemal Yurtnaç, ayrıca Almanya’daki Sivil Toplum Kuruluşları ile geniş bir toplantı yapılacağını, sorunların, taleplerin, çözüm önerilerinin ve tavsiyelerin dinleneceğini de söyledi. Toplantı için bir tarih vermedi ama yıl sonuna doğru veya yeni yılın başlarında olabilir.
Şansölye Merkel'i izleyenler
KRİZDEKİ Yunanistan’ın Başbakanı Andonis Samaras, önceki gün Berlin’e geldi. Samaras, “Ek para istemiyoruz ama ekonomimizi canlandırmak için zamana ihtiyacımız var” dedi.
Alman Şansölye Angela Merkel’in cevabı ise “Size şu kadar zaman veriyoruz” olmadı. Şansölye Merkel,
“Önce Troyka’nın raporunu görmek istiyorum” deyip Samaras’ı hayal kırıklığına uğrattı. AB, Avrupa Merkez Bankası ve Uluslararası Para Fonu temsilcisi üç kişilik Troyka denilen heyet şu sıralarda Atina’da teftişte. Heyet Eylül ayında bir rapor sunacak yani Samaras, Eylül’e kadar dayanacak.
Alman Şansölye Merkel’in Samaras’a verdiği cevap onu tanıyanları hiç şaşırtmadı. Bunu neden söylüyorum? Şansölye Merkel, geçen Salı günü de kendi seçim bölgesi olan Stralsund kentini ziyaret etti. Stralsund’daki PS tersanesi krizdeydi. 2 bin işçinin gözü ve kulağı Şansölyedeydi. Ama Şansölye Merkel, işçilere hoş görünmek yerine, “İşini iyi yapan ekipsiniz ama devletten yardım beklemeyin” dedi.
Ertesi gün de tersane iflasını verdi. Şansölye Merkel, 2013’te yapılacak seçimi düşünerek işçilere şirin gözükmek yerine yapamayacağı bir şeyi açıkça söyledi. Alman Şansölyeyi izleyenler bunu unutmamalı.