Oluşturulma Tarihi: Mayıs 04, 2015 10:19
TD-IHK kısa adıyla tanınan Berlin’deki Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası, kısa bir süre önce ‘Genç, başarılı, Türk’ başlığı altında yeni bir etkinlik dizisi başlattı.
Hedef, tüm zorluklara rağmen, Almanya’nın çeşitli kesimlerindeki Alman şirketlerinde ve kurumlarında kendi alanlarında başarılı Türk kökenli genç insanları ön plana çıkarmak.
Tabii Türk kökenli yeni nesillerin kendilerine onları örnek almalarına da katkıda bulunmak.
Yeni nesillere, kendilerini kanıtlamaları halinde, tüm ayrımcılıklara, tüm dışlamalara ve tüm ön yargılara rağmen, Almanya’da kökenleri ne olursa olsun insanların en yüksek düzeyde bile görev almalarına imkân tanındığını gözler önüne sermek.
* * *
Bu etkinliklerin ilk onur konuğu Alman Bankalar Federal Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Dr. İbrahim Karasu’ydu.
Karasu, aralarında kızlı-erkekli gençlerin de bulunduğu katılımcılara kendi kariyeri hakkında bilgiler aktardı.
İbrahim Karasu, Erzincan’ın Üçkonak köyünde dünyaya gelmiş.
Fakir bir aile çocuğu.
İlk, orta ve yüksek öğrenimini Türkiye’de tamamlamış.
Doktora yapmak için Almanya’ya gelmiş.
Yapmış da.
Doktorasını bitirip Türkiye’ye dönmekmiş niyeti.
Ama öyle olmamış.
Doktorasını dil bilimi üzerine yaptığı halde ekonomiye duyduğu ilgi yüzünden kendisini geliştirip bankacılık sektörünü tercih etmiş.
Dresdner Bank’a girip çalışmaya başlamış.
Gösterdiği performans sayesinde Alman Bankalar Federal Birliği Yönetim Kurulu Üyesi
olmuş.
İbrahim Karasu, “Benim için değerler sistemi çok önemlidir. Hayatımı evrensel değerler üzerine kurdum. Hayatınızı evrensel değerler üzerine kurduğunuzda hangi ülkeden geldiğiniz önemini yitiriyor” diyor.
Bankacılık sektöründe işe alınacak kişinin kökenine bakılmadığını, isminin yabancı bir isim olmasının önem taşımadığını, bilgi ile yeteneğin öncelikli olduğunu söylüyor.
Kendisinin de başlangıçta zorluklar çektiğini inkâr etmiyor, ancak bu durumu hiçbir zaman yabancı düşmanı bir tutum ve ayrımcılık olarak algılamadığının da altını çiziyor.
Her insanın toplum için vazgeçilmez olan özelliklere ve yeteneklere sahip olduğunu, göçmen kökenlilerin de Almanya’nın geleceğine şekil verilme açısından büyük önem taşıdığını söylüyor.
Genç nesillere, “Hiçbir şeyden yılmayın. ‘Hayır’ yanıtı almak sizleri yıldırmasın. Girişken olun!” tavsiyesinde bulunuyor.
* * *
Etkinlikler dizisinin bir sonraki onur konuğu Deutsche Bank Bireysel ve Ticari Müşteri Bölümü Mali Direktörü Alp Dalkılıç’tı.
O da Türkiye’de doğmuş.
Henüz 4 yaşındayken ailesiyle birlikte Almanya’ya gelmiş.
Ortaokulu bile bitirmeden meslek eğitimi yapmış.
Ancak sonradan liseyi bitirip Ekonomi Mühendisliği okumuş.
2001 yılında Deutsche Bank’a girmiş.
Çeşitli birimlerde görev almış.
Sergilediği başarılı performans sayesinde bankanın en önemli bölümlerinden birinin başına getirilmiş.
“Tabii biraz da şans gerekiyor” diyen Alp Dalkılıç, Türk kökeninin çalıştığı kurumda kendisi için bir dezavantaj olmadığını söylüyor.
Başarılı elemanları üst düzey yöneticilerin hep desteklediğininin altını çiziyor.
Çünkü büyük şirketlerin ancak başarılı elemanlar ve yöneticiler sayesinde ayakta kalabileceğini en iyi üst düzey yöneticilerin bildiğini de söylüyor.
Büyük şirketlerde üst düzeyde görev alınmasında yurtdışında edinilecek tecrübelerin de önemine dikkat çekiyor Alp Dalkılıç.
Türk kökenli gençlere mutlaka Almanya’nın dışında başka ülkelerde belirli bir süre yaşayıp tecrübe kazanmaları, kendilerini geliştirme tavsiyesinde bulunuyor.
TD-IHK Genel Sekreteri Suat Bakır, Türk kökenli genç nesillerin ‘rol modeller’e ihtiyacı olduğunu söylüyor.
Onur konuğu sırasında Thyssen-Krupp Yönetim Kurulu Üyesi Ercan Keleş’in olduğunu da.