Güncelleme Tarihi:
Roberts, Management Centre Türkiye tarafında Akbank ve Vodafone sponsorluğunda düzenlenen “Müşteri Çağında Pazarlama Zirvesi”nde yaptığı konuşmada, şu anda dünyada en heyecanlı iki ülkenin, Türkiye ve Brezilya olduğunu söyledi.
Roberts, “Her şey önünüzde. Türkiye'de gelecekte önümüzdeki 5 yılda reklam piyasası artacak. Sizleri durduramıyoruz” dedi.
13 yıl önce ilk Türkiye'ye geldiğinde Türkiye'nin IMF'ye bağlı bir ülke olduğunu ifade eden Roberts, “Her şey tersine döndü. Gençsiniz, iyimsersiniz, önümüzdeki 10 yıl Türk 10 yılı olacak. Ortadoğu kapınızda. Artık nasıl diyeyim, Amerika'nın esiri değilsiniz, kendi fikriniz var. Brezilyalılar da aynı şeyi yaptı. Harika bir fırsat sizin için. En önemli şey bence Türkiye için kararlı olarak kalmak, ilerlemek, cesaret sahibi olmak” diye konuştu.
Günümüz dünyasının dalgalanan, uçucu, belirsiz ve karmaşık bir dünya olduğunu söyleyen Roberts, stratejide ne kadar çok zaman harcanırsa o kadar az başarılı olunacağını, her şeyin her an değişebileceğini belirtti.
Kevin Roberts, “Gerçek dışı bir dünya. Bu öyle bir dünya ki deli bir dünya, anlam çıkarmaya çalışmayın, tadını çıkarın, eğlenin. Bu bürokratların, bankacıların, danışmanların, avukatların dünyası değil. Onların, ne olduğu konusunda hiçbir fikirleri yok” dedi.
“ARTIK TÜKETİCİ PATRON”
Yaratıcılığın beslendiği şirketlerin kazanacağını ifade eden Roberts, dünyada artık hiçbir şeyin imkansız olmadığını ve Türkiye'nin her gün bunu göstermekle meşgul olduğunu ifade etti.
Günümüzde her yeniliğin çıktığı anda zaten eskimiş olduğunu dile getiren Roberts, “İlham alın. Pazarlama öldü. Artık bütün iş yapanlar tüketiciler. Pazarlamanın rolü inanılmaz değişti. Sizin işiniz artık pazarlama değil, sizin işiniz bir hareket yaratmak ve bunu 'şimdi' çağında yapıyoruz. Her şey şu anda, şimdi oluyor” diye konuştu.
Roberts, artık tüketicinin patron olduğunu, bütün gücün tüketiciye geçtiğini söyledi. Uzun dönemli değil kısa dönemli planlar gerektiğini, çünkü tüketicinin o kadar vakit verdiğini ifade eden Roberts, “Son 2 yıldır resesyon, tüketicinin zihniyetini değiştirdi. Dediler ki (bütün dünyada yarını unutun, bir sonraki yılı unutun, sizden, markadan sihirli bir an, hayatı biraz daha mutlu kılmanızı istiyoruz, bunun da ötesinde siz bize biraz sihir vermelisiniz)... Her şey deneyimsel. Tek bir işi yapıyoruz.
Eylem, aksiyon işindeyiz” dedi.
Sorumluluk ne kadar yukarıda olursa şirketin o kadar az başarılı olacağına işaret eden Roberts, sorumluluğu müşterilere, tüketicilere yakın insanlara vermek gerektiğini kaydetti.
“HIZLI BAŞARISIZ OL, HIZLI ÖĞREN VE HIZLI TAMİR ET”
Kevin Roberts, “Hızlı başarısız ol, hızlı öğren ve hızlı tamir et. Eğer şartsız sevgi ve destek verilirse şirketinizde herkes çok mutlu olduğundan daha iyi çalışır. Bu şekilde yaratıcılık kültürü ortaya çıkar. Her şeyin ötesinde zevk, mutluluk arayın” diye konuştu.
Artık dikkat ekonomisinden katılım ekonomisine geçildiğini söyleyen Roberts, katılımın artık her şey olduğunu vurguladı.
İnsanları bilgiye boğmadan onlara esin kaynağı olmak gerektiğine işaret eden Roberts, “Biz markamızla etkileşime girmek, onlarla konuşmak istiyoruz. Görmüş olduğum pazarlamanın çoğu hiç katılıma çağırmıyor. Kötü, kalitesiz ürünler zaten yok olup gidiyor, insanların bilmeleri gereken, bu markanın başka ne anlama geldiği” dedi.
Duygusal düşünmenin eyleme yol açacağını belirten Roberts, şunları kaydetti:
“Bizim yaşadığımız şimdi çağında iki düşünce ekolü var. Yönetim ekolü, (bir şeyleri yaparız) der. Kim aldırır. Gerçek kazananlar bir şeyleri yapan değil oldurtan kişilerdir. Bir şeyleri oldurttuğunuz zaman da duygular baskındır. Yeni Türkiye sarı tarafta, onun için kazanıyorsunuz.
Yaptığınız şeyi sevin, hevesli olun. Hızlı başarısız olun, hızlı öğrenin, hızlı tamir edin ama yürütün, planlamayın, senaryolar oluşturmayın. Çünkü hiç bir maliyeti yok, her şeyi sanal olarak yapabiliyorsunuz.”
Sadece pazarlamanın ölmekle kalmadığını markaların da ölmeye başladığını ifade eden Roberts, hiç bir markanın sonsuza kadar ikame edilemez olamadığını söyledi.
Roberts, “Aşk markaları tamamen kontrolü bırakmış ve yetkiyi tüketiciye vermiş durumda. Markanızı dayanılmaz kılmanız gerekiyor. Aşk markaları böyle dayanılmazdır. Ürünün kahraman olduğu dönemler bitti asıl kahraman tüketici. Asla müşterilerinize istediği şeyi vermeyin, onlara mümkün olmadığını düşündükleri şeyi verin. Basit sihirli anlar sunmanız gerekiyor” diye konuştu.
“MÜŞTERİLER ARTIK ÖZGÜRLÜK, HIZ VE BASİTLİK İSTİYOR”
Akbank Genel Müdür Vekili Hakan Binbaşgil de konuşmasında finans sektöründe ürün ve hizmet çeşitliliğinin her geçen gün arttığını, bunda müşteri taleplerinin etkisinin de büyük olduğunu belirtti.
Müşterinin özgürlük, hız, basitlik istediğini ifade eden Binbaşgil, “Müşteri teknolojiyi yakından takip ediyor. SMS ile kredisine başvurmak, iPad ile kredi kartı bakiyesini sorgulamak, wap ile hisse senedi alıp satmak artık sıradan istekler haline geldi. Daha ilerisini düşünmek ve daha ilerisini yapabilecek teknolojiyi takip etmek gerekiyor” dedi.
Binbaşgil, her yatırımcıya aynı ürünü sunmak ya da kredi ihtiyacı olan her müşteriye aynı planı göndermenin arık geride kaldığını, finansal hizmetlerde varlıkların değerlendirilmesi ve yatırım ürünleri perspektifinde rekabet edilen konuların artık fiyat değil, servis ve danışmanlık kalitesi olduğunu vurguladı.
Vodafone Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Öğüt de müşterinin arkasında durmaya devam etmenin uzun dönemde şirketin yararına olduğunu belirtti.
“6 TEMEL DUYGUYA HÜKMEDİN”
Management Centre Türkiye Genel Müdürü Tanyer Sönmezer de müşterilerin duygularına odaklanmayan şirketlerin geleceğinin olmadığına dikkati çekti.
Aşk, öfke, korku, arzu, neşe ve hüzünden oluşan 6 temel duyguya hükmedildiğinde ve yönetildiğinde işin kolaylaşacağını ifade eden Sönmezer, bu 6 duygunun tüketim tercihlerini ve müşteri davranışlarını nasıl şekillendirdiğini ve müşteri deneyimlerini tasarlarken duygulara odaklanmanın getirdiği faydaları anlattı.