"Geleceği siz şekillendireceksiniz"

Gazetede yayımlanan metin ile Ekim 2010'da Hollanda’yı ziyaretinde kendisine iletilen sorunlar arasında paralellikler bulunduğuna işaret eden Çelik, “Hollanda’da yaşayan Türklerin geleceklerinden kaygı duyar hale gelmelerinde 'uyum' adı altında uygulanan politikaların etkisinin büyük olduğunu” kaydetti. Bildiride, Türk gençlerinin toplumdan dışlandıkları hissine kapıldıkları ve bu durumun da onları radikalleşmeye ve suça itebileceği uyarısında bulunulmuştu.

EN ÖNEMLİ ROL HOLLANDA HÜKÜMETİNDE

Hollanda’da ilköğretim ve lise düzeyinde 125 bin, yükseköğretim düzeyinde 12 bin civarında Türk öğrencinin eğitim gördüğünü ve bu öğrencilerin ülkede muazzam bir potansiyeli harekete geçirebileceğine inandığını kaydeden Çelik, Türk gençlerine şu mesajı verdi: “Bu vesileyle, Hollandalı Türk gençlerine seslenmek istiyorum: İçinde bulunduğunuz şartlar ne olursa olsun, kendinizi yetiştirmeniz ve bulunduğunuz ülkenin dilini çok iyi öğrenmeniz size pekçok kapıları açacaktır. Sizler Hollanda’nın eşit vatandaşlarısınız ve ülkenin geleceğini şekillendirmede söz sahibisiniz. Ailenizde, okulda, işyerinde, ve bulunduğunuz diğer ortamlarda yaşadığınız sorunlar sizi yıldırmamalı, psikolojinizi bozmamalı, bilakis kendinizi geliştirme ve başarılı olma konusunda size motivasyon sağlamalıdır.” Yaklaşık üç ay önce işbaşına gelen Hollanda hükümetiyle ilgili iyi beklentilerini muhafaza ettiklerini belirten Faruk Çelik, “Türkiye, yurtdışında bulunan vatandaşlarının ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel sorunlarının hepsi ile yakından ilgilenmekte ve bu sorunların giderilmesinin karşılıklı adımlarla olacağına inanmaktadır. Kuşkusuz, bu durumda en önemli rol Hollanda hükümetine düşerken, Türk hükümetine takviye edici roller düşmektedir. Sonuç olarak Türkiye, Hollanda ile orada yaşayan vatandaşlarının sorunlarının çözümüne katkı sağlayacak her türlü işbirliğine hazır olduğu gibi, sorunların çözümünde insan hak ve özgürlüklerini temel referans kaynağı olarak görmektedir” ifadelerini kullandı.

"UYUM POLİTİKASI YENİDEN İNCELENMELİ"

Türkler'in, yarım asırdır yaşadıkları Hollanda’da ekonomiye katkıda bulundukları gibi ülkenin kültürel dokusunun ayrılmaz bir parçası haline geldiğini de ifade eden Bakan Çelik, “Göç rejimini daha katı hale getirme, ikamet izni için gereken harçları makul olmayan seviyelere çıkarma, AB ortaklık hukukundan kaynaklı hakların kullanımında keyfi davranma gibi taraflı davranışlar özellikle Türk gençlerini bu bildiride belirtilen konuma itmektedir.” dedi. "Gazetede yayımlanan bildiride ifade edildiği gibi, Hollanda’da doğmuş ve büyümüş olan gençlerin hala ikinci sınıf vatandaş olduklarını ve toplumdan dışlandıklarını düşünmeleri ve ayrımcılığa maruz kaldıklarını iddia etmeleri, Hollanda makamlarınca 'uyum politikalarının' gözden geçirilmesinin ve bu gençler için gerekli tedbirler alınmasının gerekliliğini ortaya koymaktadır.” diyen Faruk Çelik, gençlerin gerek eğitimi ve gerekse eğitim sonrası iş bulmalarının önemli sorun olduğuna işaret etti.

Türkçe derslerinin Hollanda’da 2004 yılında eğitim müfredatından çıkartıldığını ve bu ihtiyacın şu anda Türkçe Eğitim Vakfı tarafından karşılandığını anımsatan Çelik, “Söz konusu vakıf, Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına uygun ve zamanında kendilerine ulaştırılan ders kitaplarını kullanarak, hafta içinde okul saatleri dışında öğrenciler için Türkçe dil bilgisi kursları düzenlemektedir. Bizim için, vatandaşlarımızın kültürel ve dini sahalarda ihtiyaçlarının, bulundukları ülkeler tarafından giderilmesi esastır. Ancak, Hollanda’nın Türkçe eğitimi konusundaki tutumu bizi harekete geçmeye sevk etmiş ve maddi imkansızlıklar nedeniyle kaldırılan Türkçe dersleri ülkemizin katkılarıyla sürdürülmeye başlanmıştır.” ifadelerini kullandı.

DIŞLANMIŞLIK HİSSİ YAYGIN

Profesyonel yönetici, eğitimci ve pedagog gibi farklı mesleklere sahip 11 Türk tarafından ortak kaleme alınan metinde, Türk gençlerin Hollanda toplumuyla olan bağlarının zayıfladığı ileri sürülerek, “bu durumun kaygı verici olduğuna” işaret edilmişti. Psikolojik sorunlara sahip gençlerin sayısının arttığı, suça ve radikal eğilimlerine yönelme riskinin yüksek olduğuna temas edilen bildiride, “Biz, Türk-Hollandalı profesyoneller, araştırmacılar, pedagoglar, eğitimciler, memurlar ve danışmanlar olarak bu durumdan ciddi endişe duyuyoruz.” ifadeleri kullanıldı. Hollanda’da doğan ve yetişen gençlerin bile çoğu zaman dışlanmışlık hissine kapıldıklarına vurgu yapılan bildiride, bu gençlere örnek olabilecek kişilerin sayısının azlığına işaret edildi. kuşak Türk gençlerinin dörtte birinin işsiz olduğu ve bu kesimdeki diploma almadan okulu terk etme oranlarının da yüksek olduğuna değinilen metinde, sorunların çözümü için bu gençlere yatırım yapılması gerektiği üzerinde duruldu.